bölüm 20

1.6K 96 0
                                    

Toparlanmalıydım. Bilerek yapıyordu ama durmuyordu gözyaşlarım işte. Yapamıyordum başaramıyordum durdurmayı. Ayağa kalktım ve aynaya baktım. Çoktan herşey bir enkaza dönüşmüştü bile. Makyajım akmıştım suratım şişmişti. Kendime çeki düzen verip aşağıya indiğimde göktuğ o kızın yanında kırmızı koltukta oturuyordu. Gözleri dalgındı. Beni gördüğünde hemen tekrardan kıza yöneldi ve saçlarına dokunmaya başladı. Bilerek yaptığını bu kadar belli etme. Dilara beni gördu ve yanıma geldi.
"Hayırdir ne bu halin. Biri birşey mi yaptı" dedi anne bir tavırla
"Hayır kimse birşey yapmadı da kendimi iyi hissetmiyorum dilara eve gidicem " dedigimde halimden kötü olduğumu anladı ve kalmam icin üstelemedi.
Evden ayrılırken baranla çarpıştım ve
"Siliktip nereye gidiyorsun" dedi sakince
"Eve . Kendimi pek iyi hissetmiyorum"
"Motorumu özledinmi ?" Dediginde gülümsüyordu.
"Eve bırakayım mı yani ?" Dediginde gülümseyerek
"Tabi olur. " dedim ve evden beraber ayrıldık.
Motoru gördüğümde şaşırarak
"Değiştirmedin mi ?" Dedim.
"Hayır. Bunu seviyorum anısı çok fazla " dedi ve göz kırptı. Motora atlayıp beni dilaraların evine bıraktı. Indim ve
"Teşekkür ederim" diyerek kaskı ona uzattım bu sırada
"Onu mazur gör. Sana çok kızgın ama sonsuza dek sürmeyecek çünkü senden sonra hicbir kızı sevmedi asya " dedi.
"Biliyorum. Ama canımı fazla acıtıyor" dedigimde bana sende onunkini acıttın der gibi baktı ve bende
"Tamam tamam. Onu terkederek ilk hatayı ben yaptım. Düzeltmek icin elimden geleni yapıcam oldu mu ?" Dedigimde gülümseyerek
"Oldu" dedi.
Baran beni bir nebze olsun rahatlatmıştı. Baranın beni üzdüğü bir an bile olmamıştı ki bu hayatta. Eve girip üstümü degistirdikten sonra kendimi bir hışımla yatağa attım ve hemrn telefonumu elime aldım. Yetişkin bir dilara gün icinde ne yapıyorsa sosyal medyada paylaşırdı ve bende hemen onun hesabına girip yeni birşeyler olup olmadığına baktım, vardı da doğum gününden bazı kareler. Hiçbirinde göktuğ yoktu. Tabikide cool çocuk.  Onun gülümsemesini görmeyi özlemiştim ama o özel gülümseyi artık kimseye göstermiyordu ve bende onu birdaha göremeyecegimden korkuyordum.
Gece geç saatlerde sokaktan araba sesi geldi hemen pencereden dışarıya baktım ege dilarayı eve bırakıyordu. Yatağa geri girdim. Dilara odaya girdiginde aşktan gözleri kör gibiydi.
"Hayırdır" dedim.
"Hayır. Hayır " dedi ve gülümsedi hemen yatağımın ucuna gelerek
"Bana yüzük almış" dedi parmağındaki tek taşı bana uzatarak
"Oha ćok güzel bu " dedim ve elini incelemeye başladım.  Tabi bir yandanda içim burkulmuştu burda kalsaydım eger o lanet sehire gitmemis olsaydim bizde göktuğla bu pozisyonda olabilirdik.

İşe gitmek icin saat 7 de uyandım. Yüzümü yıkadım hafif bir makyaj yapıp az birşey birşeyler atıştırıp evden çıktım. Ehliyetim olmadığı ve beni ise bırakacak bir sevgilim olmadığı icin otobüs beklemeye koyuldum.
"Gidiceginiz yere kadar bırakabilirim hanımefendi " dedi  yanımda duran siyah bmw nin icinceden biri. Kim oldugunu görmek icin başımı eğdigimde hastenedeki asistan efe oldugunu farkettim.
"Aynı yere gidiyoruz bırakabilirim" dedi.
"Zahmet olmasin" dedim. Normalde tanımadığım birinin arabasına atlamak icin bu kadar hevesli olmazdım ama bugün hic yuruyesim yoktu.
"eenasıl gidiyor?" diye sorduğunda arabaya çoktan yerleşmiştiM. Kemerini takıp Ona cevap verdim.
"Aynı "
"Çok net bir cevap oldu gerçekten" dediğinde gülümsüyodu. Tam konuşucaktım ki aniden önümüze bir kamyon çıktı ve karanlık. Sonrasını hatırlamıyorum.

Göktuğdan
Ege dilaradan acil bir telefon almışa benziyordu. Daha doğrusu dilaranın sesi telefonun ucundan bana kadar uzandığı icin önemli olduğunu anlamak pekde zor degildi. Telefonu kapattığında hemen arabasının anahtarını aldı kapıdan ćıkıcakken durdurdum ve
"Bir sorunmu var ?" Dedim.
"Ne kadar umurunda bilmiyorum ama asya " dedi ve devam etmedi. Bu hali sinirime dokunmustu.  Aslında deli gibi umurumda olduğunu biliyordu .
"Asyaya noldu " diye haykırrdım
"Kaza yapmış. Durumu cok ciddiymiş" dediginde evden çıkmıştı bile. Ben ise donakaldım. Zaman donakaldı. Kalbimi tarif edemeyecegim bir acı kapadığında çoktan yere yığılmıştım
Ya ölürse
Ya bakmaya kıyamadığım. Göz göze geldigimizde ise doyamadığım o kara gözlrrini tekrar açamazsa. Ya onun o muhteşem benliğimi baştan çıkaran gülüşünü birdaha göremezsem. Peki ben ben ozaman nasil yaşarım.
Hemen hastanenin yerini oğrendim ve hastaneye gittim. Ameliyatta oldugunu öğrendim. Ameliyathanenin önünde uzun bir sessizlik vardı. Belki ameliyat uzun sürmemisti ama zaman asla gecmek bilmiyordu ben sanki bir ömür onsuzum gibi hissediyordum. Dilara bir yerde baran bir yerde ege bir tarafta ben ve dilaranın ailesi ise başka taraflarda. Etrafımda olan kimsenin umurumda olmadığı dakikalardan sonra doktor çıktı ve.
"Ameliyatı atlattı yoğun bakıma alınacak. Beyindeki hasardan dolayı asla uyanamayabilir" dedi. Ölmemişti ama birfaha gözlerini acamayacabilirdiı. Bunun adı yaşamak mıydı simdi? Keskeler beni bekliyordu. Keske ilk geldiginde onu affetseydim ve hep yanında olsaydim belki bugün onunla olsaydım o kaza yapmayacaktı diye dusunmeler beyin yakmalar baslamisti.
Uzun bir bekleyişti bu . Uyanıp uyanamamak . Yaşamak ölmek.
Asya güçlüydü benim siliktipim başaracaktı ve o uyandığında biz çok mutlu olacaktık.
Buna canı gonülden inancım tamdı.

(Finale yaklaşıyoruz. Arkadaşlar vote verelim lüften )

Bana AitsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin