Burda kalma çalışmalarıma iş aramakla başladım. Özel hastanelere özgeçmişimi veriyordum. Pek kabarık bir özgeçmişim ne yazıkki yoktu ama..
Yine bir hastaneye cv bırakmıştım ki aniden telefonum çaldı . Arayan benim bal uzmanım faruk beydi .
"Naber kızım" dedi sevinçli bir ses tonuyla ve bende neşeli bir ses tonu takınıp
"İş arıyorum" dedim. Bunu söyleyeceğimi, sanki burda kalmaya karar vericegimi anlamış gibi
"Buradaki çıkışını yaptırdım zaten ve ordaki bir hastaneyle konustum simdi sana adresi atıyorum. Git konuş herhangi bi sorun çıkarsa beni ara " dedi ve telefonu hışımla kapattı. Hergalde bir isi vardir diye düşünüp tekrar aramadım. Gözlerim yaşarmıştı. Oraya tasindigimizdan beri babamın yapmadıklarını yapıyordu bana. Hemen telefonuma adres geldi.
"Vaka geldi otüzden kapadım. Bu adrese git işin hazır. Demir beyle görüş "
Yazıyordu.
Hemen adrese yöneldim . Büyük güzel mimarisi olan bir hastaneydi iceriye girdim ve demir beyin odasına doğru yol aldım.
Iceriye girdim ve karşımda hiç beklemedigim bir görüntüyle karşılaştım. Bir anestezi uzmanı nasıl bu kadar gemc ve yakışıklı görünebilir.
"Asya hanım bir saniye bekleyin. Demir hoca birazdan burda olucak ben efe " dedi ve bana elini uzattı. Anlaşılan anestezi uzmanı degildi.
"Anestezi uzmanlığı okuyorum." Dediginde aydınlanmıştım.
"Anladım " dedim ve hemen koltuklardan birine oturdum. Ardından kapi açıldı ve cok babacan bir tavırlademir bey iceri girip elimi sıktı.
"Faruğun kızım diye diye başımın etini yedigi asya sensin demek " dedi gülumseyerek.
"Evet benim. Faruk bey beni çok sever" dedigimde
"Bilmezmiyim?" Dedi tekrar kocaman gulumseyerek . Çok sevimli bir adama benziyordu ve bana
"İstedigin zaman baslayabilirsin" demesiyle midem yerinden uçacaktı neredeyse.
Teşekkür ederek yanlarından ayrıldım efe ise bana kapiya kadar eslik etti.
"Aramıza hosgeldin" dedi ve elimi sıkıp benden uzaklastı. Arkasından baktığımda bir kez daha gercekten yakışıklı olduğunu farkettim. (Robert pattinson arkadaşlar)
Hayatım yavaş yavaş yoluna giricekti. Inanıyordum.
"Kararlısın yani geri donmeyeceksin " dedi telefonun ucundaki annem
"Evet anne hayatımı yoluna koyucam. Işte buldum burda maaş alayım ufak bir eve çıkarım. " dedigimde uzun süre bir sessizlik olustu ve sessizligi ben bozdum
"Babam nasıl? " dedigimde.
"Kızgın" dedi . Tahmin etmiştim ama pekde umursamıyordum çünkü bir müddet sonra kızgınlığı gecicekti. Kızamazdı ki bana uzun süre.
Eve geldim ve dilarayı deli gibi ne giyicegini düşünürken buldum bunu eylemede gecirmisti. Tüm kıyafetleri heryerdeydi.
"Oha kızım buranın hali ne ?" Dedigimde.
"Ya ben sana söylemedimmi bugün egenin doğum günü. Evlerinde kutluycaz hediyeyi hallettim ama ne giyicegimj bilmiyorum" dediginde kıyafetlerle savaş halindeydi. Bende
"Hmm zor olucak ama şurdaki mavi mini elbise hicde kötü bir secenek degil gibi " dedigimde aniden bana dönerek
"Onu sana ayırdım" dedi. Bende şaşkınlıkla dilaranın suratına bakarak
"Ben gelmiyorum heralde dilara göktuğ olacaktır orda ne işim var." Dedigimde yanıma yaklastı ve
"Birşeyleri düzeltmek istiyorsan önce onlarla yüzleşmekle başla " dedi ve devam etti.
"Ayrıca egede sorun çıkarmayacak çünkü seni çağıran barandı." Dedi. A baran vardı degil mi ? Baran benim ilk aşkım, ilk idolüm.
Taşındığımdan beri baranla hiç görüşmedim. Daha doğrusu göktuğla cikmaya başladığımdan beri. Tabikide bu birşeyi degistirmezdi.
"Dilara tabikide düzeltmek istiyorum herşeyi ama bu pat diye olmaz ki" dedigimde tekrar bana dönüp
"Pat diye zaten olmuycak allahın emride bi yerlerden başlamak lazım yani " dediginde en sonunda ısrarlarına dayanamayıp saçlarımı dalgalandırilmış mavi mini bir elbisenin icinde buluverdim kendimi.Egelerin evine daha önce hic gelmemistim ama zenginizdiye bagiriyordu resmen. Herşey okadar gösterişli ve ihtişamlıydı ki
"Dilara aileleri ne işle mesgul pardon. Bu çocuk neden devlet üniversitesinde okudu ki " dedigimde gülerek
"Hayaliymiş normal birileri gibi olmak " dedi ve devam etti.
"Bende bilmiyordum bukadar zengin olduklarını onunlanparası için olmayacak bir kızla tanışmak istemis. Karşında duruyo " dedi ve munzur ifadesiyle bana göz kırptı. Doğum gününün yapıldıgı büyük salonlarına girdiğimde dikkatimi ceken tek birşey vardı. Göktuğu yanında yılışık siyah mini elbiseli bir kız vardı ve kızın eli göktuğun bacağının üstündeydi. Goktuğla gözgöze geldik ve hemen gözlerini benden ayırıp yanındaki kıza bir gülüş verdi. Bilerek yapıyordu ve başarıyordu. Dilarayla ege bir sarılmanın ve egenin bana pekde icten olmayan selamının ardından daraldım ve bahceye çıktım. Arkamdan ayak sesleri geldi ve
"Sıkıldın mı?" Dedi bu cok tanıdığım ve bir zamanlar taptığım ses
Arkamı dönüp baktığımda karşımda baranı gördum ve hafifçe gülümseyerek"Yani siliktipi pek sarmaz böyle yerler" dedigimde suratına bir tebessüm yerlestirerek
"Hiç degismemissin" dedi.
"Ne bekliyordun ki ?" Dedigimde
"Belki biraz uzamanı " dedi. Koluma hafifce vurdum ve
"Bizim genlerimiz kısa. Üzgünüm " dedim ve güldüm.Göktuğdan.
İçeride olmadıgını farkettim ve onu hala merak eden o tarafım salonun icinde onh aramaya başladı. Daha sonra cama yaklaştım ve bahçeye baktım. Ordaydı.. ordalardi. Bulmuşlardı birbirlerini . Baranın artık asyadan hoşlanmadığını bilsem bile onları kıskanmadan duramıyordum. Bu kız beni ne kadar kırarsa kırsın onu hala kıslanıyordum birşey yapmalıydım ama ne ? Ona affedilmenin zaferini hemen yaşatamazdım. Bi yanım hiç istemese diger yanım gülümsemesini görmeye dayanamıyordu.
Aniden bahçeye çıktım ve onu kolundan çektim.
"Ne yapıyorsun sen " dedi bana bağırarak. Daha sonra iceriye girip siyahlı kızıda diger elime alarak yukarıdaki odalardan birine iktirdim ve kapıyı kilitleyip anahtarı cebime Gözleri dehset ve şaşkınlık doluydu böyle birşey yapacaģımı beklemiyor gibiydi.
Asyadan
" amacın ne senin?" Diye bağırdım"Buraya beni görmeye gelmedin mi asya . Sana kendimi gösteriyorum. " dediginde yanımdaki siyahlı kızın belinden kavrayıp dudaklarına yapıştı. Bilerek yaptığını bilsemde bu canımı yakıyordu ve gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Dudaklarını kızdan ayırdiğında bana baktı ve
"Aģlaman bile umurumda değil . Sen artık zerre umurumda degilsin. Oyüzden fazla yakınlarıma yaklaşma yakarım canını" dediginde gözleri nefret doluydu.
Kızla birlikte odadan çıktıklarında çoktan yere çökmüş ağlıyordum bile(Goktuğ asla durulmuyordu )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin
Teen FictionSon derece normal bir üniversite hayatı olan 21 yaşındaki asyanın hikayesi. <><><> Bahçeye çıktığımda önüme bir not düştü. Notu elime alıp açtım. "Onu izlediğini biliyorum,bende seni izliyorum" Siliktipe.. <><><> Ve sen siliktip, hep BANA AİTTİN Çü...