Bölüm Şarkısı:
Mumm-Ra - Shes Got You NightBir şeyin yere düşme sesi ile karanlıkta aniden gözlerimi açtım. Etraf karanlık olduğu için neyin düştüğünü kestiremiyordum. Ta ki yanımdaki boşluğu farkedene kadar. "Lan Begüm, iyimisin " sesim endişeli çıkmıştı. "Yatağın 4'de 3'ünü kapla sonra iyimisin diye sor, Allahın vicdansızı" diye isyan ettiğinde ben kahkahalara boğulmuştum bile. "Bak birde gülüyor ya " diye söylendiğinde bir yandan da mızmızlanarak ayağa kalmaya çalışıyordu. Kalkmayı başardı ve ayakta dikildi. "Alya, ben çok susadım" dedi masum bir sesle. Kahkaham durduktan sonra "Ee napayım, git iç. " "Ne kadar misafir perversin" dedi yapmacık bir gülümseme ile. "Mal o kadarını bende biliyorum da korkuyorum işte, gel su içmeye gidelim. " dediğinde cevabımı beklemeden kolumdan tutmuştu bile. "Ya.. " "Sus ve yürü" diyerek karanlık odadan çekiştirerek çıkardı beni. Işığı açmaya çalıştığında ışıkların olmadığını farkettik. "Ah ne güzel, " diye isyan etti Begüm. "Begüm bari telefonu alayım da fenerini açardım. " "Bazen cidden o şeyin içinde beyin varmı diye düşünüyordum ama bu şüphem sayende kayboldu varmış demekki" diyerek dalga geçtiğinde "Ha ha çok komik " diyerek geri odaya geri döndüm.
Gözüm karanlığa alıştığı için odanın içini rahatlıkla görebiliyordum. Yatağın yanındaki küçük sehpanın üstündeki telefonu aldım ve tekrar kapıya doğru yöneldim. Odadan çıktıktan sonra Begümü tedirgin bir şekilde etrafı izlerken yakaladım. Aldırış etmeden telefonun fenerini yaktım ve uzun dar koridorda merdivene doğru ilerlemeye başladık.
En sonunda merdiveni bulduk ve minik adımlar ile inmeye başladık. Ben önden Begüm ise hemen arkamdan geliyordu. Merdiveni de geçtikten sonra oturma odasından mutfağa doğru ilerlerken bacağıma bir şeyin dolandığını hissettim ve istemsizce tiz bir çığlık kopardım. Begümde benden korkmuş olacak ki benimle birlikte o da çığlık atmıştı. Annemgilin yattığını hatırlayınca elim ile ağzımı kapadım. "Noldu? " diye sordu endişeli sesi ile Begüm. Feneri ayağıma dolanan şeye çevirdiğimde poşet olduğunu farkettim ve derin bir nefes aldım. Ayağıma dolanan poşeti çıkardım ve mutfağa doğru ilerlemeye devam ettik.Mutfağa girdiğimizde "Hadi iç suyunu burdaym ben" dedim. Begüm ağır adımlar ile çeşmeye doğru ilerledi. Üst raftan bardağı aldı ve su doldurmaya başladı.
Doldurduğu bardaktan su içerken kalçasını tezgaha, yüzünü ise bana dönmüştü.
Suyunu içtikten sonra bardağı çalkaladı ve yerine koydu. Yanıma geldi ve korkak adımlar ile merdivenlere yöneldik.
Odaya çıktıktığımızda yataktaki yerlerimizi aldık ve telefonun fenerini kapattım. Kısa süre sonra uykuya dalmıştık.
~~~~
Gözlerimi açmamam için savaş açan kirpiklerime aldırış etmeden zorda olsa araladım gözlerimi. Güneşin ışıkları tülün arasından geçerek loş odayı aydınlatmaya çalışıyordu.
Yanımda yüz üstü yatan, bir eli belimde diğer eli ise yataktan aşşağıya düşmüş olan Begüme baktım. Ağızı hafif aralıktaydı ama oldukça da tatlı duruyordu.
Begümü rahatsız etmemeye özen göstererek üstünden uzandım ve arkasındaki sehpadan telefonumu aldım. Saat 10:43'dü. Bu aralarda çok erken uyanmaya başlamıştım, tabi bana göre.
Saat daha erken diyerek kendimi tekrar yastığa bıraktım. Kısa süre sonra bilincim kapanmıştı zaten.
~~~~
"Alya kalk. "
Ses yok...
"Alya, "
Sarsmaya devam ama ses yok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Sen
Teen Fiction"Siyah çünkü onda buluyorum kendimi, yaşama sebebimi, hayat felsefemi. İşte siyah bu demek bazıları için karanlık bazıları için Aydınlık demek..."