Bölüm Şarkısı:
The Crow Music Video (HQ) Feat. 'Why Bu Stabbing WestwardBegümün dürtmeleri ile gözlerimi araladım. "Hadi annen geldi, hazırlan da gidelim okula."
Sıcak yorganı istemeyerek de olsa üstümden çektim. Ben yataktan çıkmaya çalışırken Begüm lavaboya girdi.
Ayaklarımı yataktan sarkıttığımda dün olan olaylar tekrar gözünün önüne geldi. Anıl beni öpmüştü ,hemen ardından Tuna ortadan kaybolmuştu.Tuna gerçekten garip bir çocuktu. Her bir yeri özenle örülmüş, nefes almak için bile küçük bir deliğin olmadığı taştan bir duvar gibi.İşte Tuna da o duvarın içinde ve ben ona ulaşmak için elimdeki küçük demir parçası ile duvarı kazmaya çalışan çaresiz kişiyim.
Lavabonun kapısı açıldığında Begüm nemli suratı ile dışarı çıktı. Hiç bir şey konuşmadan lavoboya girdim. Yüzümü yıkadım ve nerdeyse bitmiş olan diş macunumu zorlukla da olsa biraz daha sıkarak dibinde kalan macunu çıkarmayı başardım.
Dişlerimi fırçalarken aynadaki görüntüme baktım. Yıkılmış görünüyordum. Saçlarım dağınık, mavi olan gözlerimin solgun bir renk alması yetmiyormuş gibi şu an maviden öte gri bir tondaydı, uykusuzluktan şişmiş olan göz altı torbalarım ile gerçekten berbat görünüyordum.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra lavobodan çıktım. Begüm makyajı ile uğraşıyordu.Bende önü aynalı beyaz makyaj masasına oturduğumda Begüme "Annem ne zaman geldi?" diye sordum. "Bilmiyorum ama erken gelmiş ,ben kalktığımda mutfaktaydı." dediğinde cevap vermedim. Bu gün durgunluğum üstümdeydi. Gözüme koyu bir makyaj yaptım ve dudağıma bordoya kaçan ruj sürdüm. "Begüm yandaki dolaptan düzleştiriciyi verir misin?" dediğimde uğraşmakta olduğu boy aynasının yan tarafındaki dolabı açtı ve düzleştiriciyi çıkararak bana uzattı,"Teşekkür ederim" dediğimde gülümseyerek karşılık verdi ve işine kaldığı yerden devam etti.
Saçlarımı dümdüz yaptıktan sonra tekrar taradım.Aynalı masadan kalktığımda Begüm üstünü giyiniyordu. Dolabın önüne geçtim ve beyaz kısa bir bluz ile siyah uzun bel kot pantolonu çıkardım.Bluz ile pantolonu giydiğimde pantolonun beli geniş geldi. "Kilo vermişim." dedim sesli bir şekilde. Zaten zayıftım göbeğim yoktu, karnım dümdüzdü. Mümkünmüş gibi biraz daha zayıflamışım. "Ne güzel işte," dedi Begüm. "Güzel mi? Pantolonlarım geniş geliyor." "Kemer diye bir şey icat etmişler, hani belki duymamışsındır diye dedim" diyerek dalga geçtiğinde ona insan bedenine bürünmüş bir uzaylı olduğunu biliyorum, insan gibi davranmaya çalışmasan hani bakışını attım. Aşağıdan annemin "Hadi kahvaltıya" diye seslendiğini duyduk. Begümün beni beklediğini gördüğümde "Sen git ben geliyorum." dedim, bir şey demeden odadan çıktı.
Dolaptan kalın siyah bir kemer çıkardım ve belime taktım.Hazır olan çantamı omzuna attım ve odadan çıkararak merdivenlere yöneldim.
Mutfağa indigimde Begüm masada annem ile sohbet ediyordu.Anneme sıkıca sarıldım ve "Hoşgeldin Sultan" diyerek yanaklarını sulamaya başladım."Hoşbulduk bebeğim" diyerek karşılık verdi.Annemden ayrılarak bir şey demeden masadaki yerimi aldım ve önündeki kahvaltılıklarla ilgilenmeye başladım. "Begüm, eşyalarını okul çıkışı da alabilirsiniz, acele etmene gerek yok." dedi annem sevecen sesi ile. "Tamam o zaman okul çıkışı alırım ben " dedi Begüm, gülümsediğini görmek için kafamı kaldırmama gerek yoktu.
Normal geçen bir kahvaltıdan sonra annemle vedalaştım,deri ceketimi aldım ve ayakkabılarımızı giyerek durağa doğru yürümeye başladık."Bugün sessizliğin üstünde, hayırdır." dedi Begüm bugün ki durgunluğumu farketmiş olacak ki. "Yok bir şey ya uyanamadım herhalde" dedim zorlukla gülümsemeye çalışarak.Dik dik baktı ve "Öyle olsun bakalım" dedi ,karşılık vermedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Sen
Teen Fiction"Siyah çünkü onda buluyorum kendimi, yaşama sebebimi, hayat felsefemi. İşte siyah bu demek bazıları için karanlık bazıları için Aydınlık demek..."