Bölüm Şarkısı
Raised By Swans - Night FighterTunadan
Hava iyice serinlemeye başladı. Oturduğum yerden kalktım ve sigaramı söndürerek odamın penceresine doğru ilerledim.
Bu terası seviyorum. Bazen uyku tutmadığında -şu anda olduğu gibi güneşin doğuşuyla birlikte gelen toprak kokusunu çekmek için çıkarım. Pencerenin bitişiğinde olduğu için zorluk çekmeden çıkıyorum.
İçerisi dışarıya göre daha sıcaktı. Yatağın üstüne rastgele fırlattığım telefonu aldım. Ekranını açtığımda saat daha 5:43'tü. O kadar olmuşmuydu ki? Neyse.
Küçük bir duşun iyi geleceğini düşünerek odadan çıktım. Merdivenden aşşağıya indiğimde güneşin cılız ışığı evin içini doldurmaya başlamıştı bile. Paytak adımlar eşliğinde banyoya girdim.
Duşu alıp banyodan çıktığımda Güneş etkisini daha fazla göstermişti. Merdivenden yukarı çıktım ve odama girdim. Dolabı açtım, sanırım burayı bir an önce düzeltmem gerek. Yığın olmuş kıyafetler arasından yarım kol, bisiklet yaka, uzun ve siyah bir t-shirt çıkardım altına da siyah pantolon. Üstümü giyindikten sonra tekrar banyoya indim ve saçlarımı kuruttum . Fön makinesiyle biraz şekil verip bütün işlerimi halledip çıktım. Salonun ortasına doğru ilerlediğimde Alya'yı hala uyuyo beklemiyordum. Saate tekrar baktığımda 6:34'dü. Servis 8' de geldiğinde göre biraz daha zaman vardı. Erken kalkmanın kimseye zararı olmazdı sanırım. Alya'nın yattığı koltuğun karşısındaki sehpaya oturdum ve "Alya" diye kısık sesle seslendim. Ses yok.
Yüz üstü yatıyordu ama suratı bana dönüktü. Saçları arkada kaldığı için yüzü net bir şekilde görünüyordu.
Aslında minyon tipli ve tombul suratlıydı. Saçlarını genelde öne aldığında ve koyu makyaj yaptığında asi bir hava katıyordu. Önüne gelen saçlar yüzünden de suratı uzun duruyordu. Açıkçası şu anda onu 2. kez makyajsız görüyordum. Doğal haliyle de makyajlı halinin aksine daha masum ve şirin duruyordu.Bu sefer biraz daha sesli bir şekilde seslendim ve homurdanarak yüzünü diğer tarafa döndü. Bir kere daha seslendiğimde "Ya anne 5 dakika daha," dedi, sesi boğuk çıkmıştı. Ayağa kaltım ve omzundan dürttüm. Doğrulmaya gerek duymadan sadece kafasını kaldırdı ve kaşık kaşlar eşliğinde bana baktı. Saçları yüzüne geldiğinden suratının yarısı bile görünmüyordu. En sonunda "Kalkman gerek." dedim. Kafasını tekrar yastığa gömdüğünde boğuk sesler eşliğinde "Artık şu pijamayıda modaya katsalarda bu kadar üşengeç insanları her sabah giyinmek ve şık görünmek için uğraşmak zorunda bırakmasalar." dedi. " Sen daha çok beklersin, " dedim ve oturduğum yerden kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Arkamdan baktığını hissediyordum. Mutfağa girmek üzereyken tekrar ona döndüm ve "Uyuma tekrar kıyafetlerini giy ve gel, banyodalar." dedim ve mutfağa girdim.
Alyadan
Gözlerimi devirdim ve kendimi tekrar koltuğa attım. Biraz yorganla cebelleştikten sonra koltuktan indim ve çarşaf ile yorganı katlayıp köşeye koydum, yastığı da üstlerine. Kıyafetlerimi almak için banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde nemliydi, sanırım Tuna duş almış. Kirli sepetinin kapağının üstündeki katlanmış kiyafetlerimi aldım ve ıslakmı diye kontrol etmeye başladım. Şansıma ki pantolonum giyilebilecek durumdaydı. Aksi halde erkek pantolonu giymeye hiç niyetim yok. Pantolonumu giydim ve eşofmanı katladım. Acaba Tunadan t-shirt istesem verirmiydi. Belki bi ümit diyerek banyodan çıktım. Küçük koridoru geçip salona döndüm ve mutfağa girdim. Tuna yumurtaları kırmaya çalışıyordu, evet sadece çalışıyordu. Bi süre kapının girişine yaslandım ve yumurta kırma çabalarını seyrettim. Ikinci yumurtayı aldı ve tavanın kenarına hafifçe vurdu. Vurmanın etkisiyle çatlayan yumurtanın içini tavaya akıtırken kabuk kaçırmış olmalı ki çatalla tavanın içinden bir şey almaya çalıştı. "Yumurta bile kırmayı beceremiyomusun," dedim alayla. "Çok biliyosan gelde kendin yap." diye tersledi. Yaslandığım yerden doğruldum ve yanına geçip yumurtaları kırmaya başladım. "Çırpıyım mı, bütün mü kalsın ?" diye sorduğumda "Keyfin bilir." diye karşılık verdi. Tuna bütün dikkati ile beni izlerken "Senden bir şey isteyebilirmiyim ?" diye sordum elimden geldiği kadar masum çıkarmaya çalıştığım sesim ile, bir yandan da yumurtayı hazırlıyordum. İç geçirdi ve "İste bakalım." dedi. "Şey, üstüm kurumamış da t-shirtlerinden birini ödünç alabilir miyim?" "T-shirtlerimi paylaşmayı sevmem. Bu son olsun, dua et ihtiyacın var." Alttan mahcup bir bakış attım ve "Teşekkür ederim." dedim. Cevap vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığımdaki Sen
Teen Fiction"Siyah çünkü onda buluyorum kendimi, yaşama sebebimi, hayat felsefemi. İşte siyah bu demek bazıları için karanlık bazıları için Aydınlık demek..."