Bölüm 1

66.5K 1.2K 393
                                    

"Bence ayrılmalarının nedeni Selen'in kıskançlığı kız her defasında bunun için sorun çıkartıyordu."

"Ya aldatılmışsa?

"Zannetmiyorum Ege'nin Selen'den başkasına bırak gitmesi,bakması bile imkansız." dedikten sonra gözleriyle beni kontrol etti.Yanımda Ege hakkında temkinli konuşurlardı hep ama bu sefer durum farklıydı.

"Nerden biliyorsun?" Diye sordu Melisa Aslı'ya.
Bense konuşmaya dahil olmadan sadece etrafıma bakınıyordum.Bugün okulun tek konusu üç yıl önce mezun olup gitmiş Ege ve Selen'in hakkında çıkan dedikodulardı.Resmen isimlerini okula kazıyıp gitmişlerdi.Tıpkı benim kendi ismimi Ege'ye kazımak istediğim gibi.

Ege ve Selen ayrılmış mıydı? Eski gücüm olsa şu an koşa koşa gitmiş sınıftaki herkese bunu anlatıyor olurdum.Lakin bu durumdan yorulmuştum artık.Benimle beraber nerdeyse bütün okul da yorulmuştu.
Dört yıl oldu.Ege'nin her soluğunu takip edeli,onu bekleyeli,hayatıma kimseyi almadığım alsam da mutlu olamadığım dört koca yıl.

Dokuzuncu sınıfa adım attığım ilk gün geldi aklıma.Okula girer girmez gördüğüm tek şeydi o.Tüm mükemmelliğiyle karşımdaydı.O günden sonra yaşamak için tek bir nedenim vardı o da Ege. Görür görmez işte bu demiştim, gelmeyi hiç istemediğim bu okuldaki kaderim. Bu okula gelme sebebim,bir şeyler yaşamadan bu okuldan gitmeyeceğim kişi.
Süslü aşk hikayeleri ilgimi çekerdi her zaman.Dua ederdim dizileri izlerken,kitapları okurken 'ses getirecek bir aşk' dilerdim. Kadere inanırdım,ilk görüşte aşka inanırdım.
Ancak bu hayaller içerisinde,günler geçtikçe anladım bunun bir hikaye olmadığını zamanla kavradım benim ona olan aşkımın tek kelimeyle bir saçmalık olduğunu.
Ben dokuzken o on ikiydi,onun hakkında bildiklerim gün geçtikçe artıyordu.
Selen'in varlığını da o zamanlar öğrenmiştim,iki yıllık sevgilisiydi. Ege'nin kızı.Bunun ne demek olduğunu bu okulda değilseniz bilemezsiniz. Ege'nin kızı olmak her şeyiyle ona ait olmaktır. Belki de en çok bu yüzden bağlandım ona,ait olmak için.Bana da aynı şevkatle,sevgiyle sarılmasını dileyebilmek için.


Ege'nin gölgesi olarak hüküm sürdüm okulda bir yıl boyunca.O hariç herkes biliyordu ona olan aşkımı,bu süreçte defalarca yanımda oldular.Her sinir krizimde, her ağlama nöbetimde yanımdalardı. Okulda kaldığı bir yıl boyunca sadece iki üç kere yakınlaştık Egeyle, çok da normal olaylar değildi bizi karşılaştıran ya da yakınlaştıran tesadüfler.

Bir keresinde son dersti tuvalet için izin alıp bahçeye çıkmıştım. Bunu çok sık yapardım.Boş boş gezinirken gözüme arka tarafta servislerin park edildiği yerde hareketlilik olduğu takıldı.Yaklaştıkça tanıdık gelen bu sima için kalbim korkuyla doldu.Karşımda gördüklerimle rahatsızca yaklaşmaya devam ettim. Ege'nin üstüne dört kişi birden çullanmıştı.Ege hepsine gayet soğukkanlı bir şekilde  karşılık veriyordu ama çoğunluk karşı taraf olduğu için Ege birine tekme savururken bir diğeri bacağını tutup öteki yumruk atabiliyordu. Yumruklar tekmeler havada uçuşuyordu. Bir an nefes alamadığımı fark ettim.Göğüs kafesim yavaşça kalkıp iniyordu. Elimle göğsümü tuttum diğer elimi de güç almak için duvara dayadım.Ağır adımlarla kavgaya daha çok yaklaşıyordum. Ege yere düşmüştü ardı ardına tekmeler yiyordu.Önce olanları idrak edemeyip yerimde kaldım,gözümden istemsizce yaşlar akıyordu. 

Zaten bu anlarda yaptığın tek şey ağlamak aptal.

Sonra dank etti bir şeyler yapmalıydım onu bu şekilde burda yalnız bırakamazdım ama onun da başının belaya girmeyeceği bir yol bulmalıydım.

Etrafa ne yapacağım diye bakınırken bir anda aklıma iyi bir fikir geldi.Böyle durumlarda işe yarayan pratik zekama teşekkür edip içimden "Arya  aferin kızım,sür şimdi onların üstüne" diye kendi kendime konuşurken kalabalığa görünmeden servise atladım.Ali amca anahtarı kontağın üzerinde unutmuştu. Bir anda içimi kaplayan panik duygusuyla beceriksizce servisi çalıştırdım ve kavga eden kalabalığın üzerine sürdüm.Dikkatleri dağılmış olacak ki bir anda Ege'yi yerde bırakıp etrafa dağıldılar.O sırada Ege'yle göz göze geldim.Tanrım bir ders saatinde ne kadar duyguyu bir anda yaşamıştım. Yutkunamayıp Ege'ye baktım sıradaki hamlesini şoför koltuğunda oturmuş ellerin direksiyonda bekliyordum."Gel kaçalım" dese bir dakika bile düşünmeden gaza basıp gidecekmiş gibi.Ben düşüncelere dalmışken adamlar da dağılmışken Ege bir tanesinin ensesine yapışarak adamı diğerinin üzerine parmaklıklara doğru itti. İkisi üst üste düşerken Ege onlara karşı bir küfür savurdu.Birinin başı gerçekten çok ağır bir şekilde yaralanmış diğeriyse altta kalmanın acısıyla inliyordu.
Bense iyice kendimi kaybetmiş "Helal olsun koçum hadi bastır." diye tezahürat yapıyordum.Şimdi o anı hatırlıyorum da sanırım kendi kendime yaptığım en best mallıklar ödülünü vercek olsam ilk aday bu an olurdu ve açık ara önde gelmesi için beynimdeki her hücrenin oy vermesini sağlardım.
Ege'ye söylediğim şey komik gelmiş olacak ki kalan iki kişiden diğerinin üstüne çıkarken her zamanki küstahlığıyla gülümsedi Ben daha neler olduğunu anlamadan dördünü birden yan yana yatırmış hesap sormaya başlamıştı.Etrafıma huzursuzca kıpırdanarak bakıyordum.Onun başının belaya girmesini,bu anı bir müdürün veya öğretmenin görmesini istemezdim.Ege'yse küfretmeye devam ediyordu. Konuya uzaktım ama bağırarak konuştuğu için söylediği her şeyi duyuyordum.

ZORAKİ BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin