EGE
Yanımda uyuyan güzelliğe bakmaktan kendimi alamıyordum.
Çözmem gereken bir sürü sorun halletmem gereken bir sürü iş varken bir haftadır bu çiftlikte her günümüz yan yana birbirimizle kavga ederek, sevişerek ve hiç konuşmadığımız kadar konuşarak geçiyordu.Onu tanıdıkça alışıyordum,değer veriyordum...Onu tanıdıkça ne kadar eğlenceli,kırılgan ve duygusal olduğunu anlıyordum.
Mal mısın oğlum duygusal olduğunu şu bir haftada mı anladın kızın?
Sana geldiğinden beri gösteremedi mi yani duygusal olduğunu?Benimle beraberken çok mutluydu,ne yapsam ne söylesem yine de benimle olduğu için hep gülümsüyordu. İçten içe acı çektiğini biliyordum ama bekleyecektim. Hazır hissetmesini, bana anlatabileceği kendini iyi hissedeceği zamanları bekleyecektim.Neden onun hayatını bu kadar önemsiyordum bilmiyorum. Yıllardır buz kesen, tek bir şey için atmak isteyen kalbimin artık iki sebebi var gibiydi.
"Çok güzel gülüyorsun" dedi ben ona dalmış onu hayranlıkla izlerken.
"İnsanlardan neden bu kadar çok saklıyorsun ki bu güzel gülüşünü?"
"Ahaha güzel gülmüyorum salak, sen güzel görüyorsun." dedim elimde olmadan.
Yüzüme dokunup "biliyorum" diyebildi sadece.Sonra gözlerini kapatıp uyumaya devam etti.
Beni ondan daha çok seven biri olabilir miydi acaba şu hayatta?
Güven... Bu kelimeyi onunla öğrendim sanırım.
Anne sıcaklığı, sevgili, huzur yanında en çok bunları hissediyordum. Peki sevgiyi hak eden bir adam mıyım? Asla değilim. Zerre hak etmiyorum. Ama onun yanındayken hak ediyormuş gibi hissediyorum. Sanırım onunla ilgili en sevdiğim şey bu.Hiç hak etmediğim o sevgiyi hak ettiğimi bilmek.
Kapının güm güm vurulmasıyla yerinden sıçradı.
"Ege ne oluyor?" dedi uykulu uykulu.Uyku sersemiydi hala. Böyleydi işte uyur tekrar uyanırdı.
Aklıma binbir senaryo geldi.İçimde uzun zamandır var olmayan bir duygu.
Korku
Ya onu koruyamazsam korkusu,ya onu kaybedersem korkusu.
Belki de ondan daha çok korkuyordum şu an.
Belli etmemeye çalıştım.Böyle olmamalıydı.
"Burda kal." dedim sertçe.
"Sakın merak edip çıkma dışarı."
Gözlerinden damla damla yaş akıyordu, nefesini tutuyordu.
İçimden yine ağladığı için,yine buna sebep olduğum için uzunca bir küfür ettim.Alnından öpüp yataktan çıktım.
"Bir şey olmayacak."
"Seni koruyacağım" diyerek kapıyı kapattım arkamdan.
Burayı kim bulabilirdi,bilmiyorum.Bulan kimse sonu ölüm olacaktı.
Tedirgindim.. Kaç kişiydiler? Ne için gelmişlerdi. Her şeyden önemlisi Arya'nın burda olduğunu biliyorlar mıydı?
Ya bana karşı kullanabileceklerini?
Bu kızla evlenerek onu zaten tehlikeye atmıştım ama zamanının bu kadar çok çabuk geleceğini bilmiyordum.
Ev yasağı.. Onu kısıtlamak için değildi bu benim ne hakkım vardı zaten onun hayatına karışmaya düşündüğü kadar hödük değildim. Sadece ev güvenliydi korumalar tarafından korunuyordu. Zaten mükemmel bir ev tutmamamın sebebi de buydu. Göz önünde olmamak,burası Ege Güven'in evi gelin bizi tarayın diye bağırmamak içindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ BEBEK
ChickLit"Kararımı verdim anne,ona yardım etmek zorundayım." "Değilsin" dedi,gözündeki yaş süzülürken. "Kendini ortaya atmayacaksın.Okul ne olacak kızım? Bir bebeği dünyaya getirecek yaşta mısın Arya Allah aşkına zamanı mı?" "Anne bebeğimi doğurduktan sonra...