Uyandığımda etrafta kimse yoktu,kolumdaki serumdan ve burnuma gelen iğrenç kokudan buranın hastane olduğunu anlamıştım.Elindeki dosyaya bir şeyler karalayan hemşireye İpek'i görmek istediğimi söyledim.Ben hastanedeysem kesinlikle oda gelmişti.Hemşire beni başıyla onaylayarak kapıdan çıktı.
Bir iki dakika sonra yüzünde aptal bir gülümsemeyle içeri Ege geldi.
"İpek yok mu?" dedim yerimde kıpırdanırken.
"Var" dedi umursamazca.
"Onu çağırmıştım ama." sorarcasına Ege'ye baktım.
"O dışarıda,karım nasıl olmuş ilk ben bakmak istedim." dedi yüzündeki sırıtışı silmeden.
"Ne oldu bana?" dedim bayılmadan önceki halimi hatırlamaya çalışarak.Kendimi biraz zorladığımda aklıma gelen tek şey o olmuştu.
Birden "Kan" diye bağırdım."Neden kan akmış Ege? Yoksa çocuğum olamayacak mı? Her şeyi berbat ettim değil mi? Ne zaman boşanacağız peki? Özür dilerim,çok özür dilerim." ağlamaya başlamıştım.Şunu yapmaktan nefret ediyordum.Sürekli ağlamak yorucu bir şeydi ama elimde de değildi.
Ege'nin dudaklarından o pis sırıtışı silinmiş yerini çatık kaşlara bırakmıştı.
"Neden bahsediyorsun sen? İkiniz de iyisiniz işte."
"İ-ikimiz?" dedim şaşkınlıkla.
"Bebek ve sen." dedi iki kelimeyi de gayet kolayca söylemişti.
"Ben şimdi hamile miyim?" derken göz yaşlarım daha çok hızlanmıştı.Elim karnıma gitti,onu okşamaya başladım.
"Şükürler olsun,şükürler olsun."
"Teşekkürler annecim bize şans verdin,teşekkürler." derken göz yaşlarımı elimin tersiyle siliyordum.
Ege olanları sanki her gün yaşıyormuş gibi doğal bir şekilde izliyordu.Yanıma geldi,bana karşı ilk defa bu kadar güzel bakıyordu."İkinize de çok iyi bakacağım,söz veriyorum." diyerek alnımdan öptü.
"Teşekkür ederim." dedim elini tutarak.Sonra yaptığım şeyle kendime gelip bir anda hatırlamış gibi
"İpek'i çağırır mısın?" diye sordum,sesim ağlamaktan kısılmıştı.
Artık şu olanları birine anlatmak içimdekileri hazmetmek istiyordum.Bunun için en doğru kişi de İpek'ti.Kafasını olur dercesine sallayıp kalktı.
Kapı açıldığında İpek'ten oturmadan ışığı kapatmasını istedim.Beni bu kadar dağılmış görmemeliydi.
"Benim kuzum anne mi olmuyormuş?" sesi çok mutlu geliyordu.
"Evet." dedim acı bir tebessümle.Elini yüzüme getirdi ve diğer eliyle elimi tuttup sıktı.
"Bir şeyler yolunda gitmiyor değil mi?" karanlıkta gözlerimi bulduğu hız beni şaşırttı.Mimiklerimi fark edemesin diye kapattırdığım ışık hiçbir işe yaramamıştı.Acımı hissediyordu.Hem nasıl hissedemesin? En yakın arkadaşımdı.Başından anlatmamam hataydı.Yanımda olacağını biliyordum,güvenebileceğimi biliyordum.O zaman kendime neden bu kadar eziyet çektirdim?
Derin bir nefes alıp her şeyi en başından anlatmaya başladım,hiçbir ayrıntıyı es geçmiyordum.
"...Ve şu an hamileyim.Mutluluk ve mutsuzluk arasında gidip geliyorum.Mutluyum çünkü anne olacağım,o kadar tedavi gördükten sonra bu günlere gelmek,İpek sen biliyorsun ya ne kadar istediğimi anne oluyorum.Ve her şeyden önemlisi Ege kurtulacak.O kadar hızlı gelişti ki.Diğer bir yandan üzülmemin nedeni ona içinde zerre sevgi olmayan bir aile vereceğim." derken hıçkırıklarım kendini yine bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ BEBEK
ChickLit"Kararımı verdim anne,ona yardım etmek zorundayım." "Değilsin" dedi,gözündeki yaş süzülürken. "Kendini ortaya atmayacaksın.Okul ne olacak kızım? Bir bebeği dünyaya getirecek yaşta mısın Arya Allah aşkına zamanı mı?" "Anne bebeğimi doğurduktan sonra...