"Hamilesin." dedi arabayı köşeye çekip.
"Ve içtin." dedi suçlarcasına.Haklıydı düşüncesizceydi yaptığım.
"Evlisin" dedi kendi parmağındaki nişan yüzüğünü gösterirken.
"Ama adamın tekiyle dans ediyorsun." direksiyona yumruk atıyordu.
"Kocan sana her dokunduğunda 'temas yok,temas yok' ama elin herifi gelip götünü başını elliyor." bu sefer vurduğu direksiyonu sıkıyordu.
"Bir cevabın var mı bu olanlara Arya? Kendini nasıl savunacaksın merak ediyorum?" dedi beni korkutan sakinliğiyle.
Her zamanki gibi arabayla yolun ortasında durmuş tartışıyorduk.Böylesi daha iyiydi aslında eve kavga götürmek istemiyordum.Gecenin bir yarısı yolun ortasında durmak da korkutmuyor değildi.Ege o kadar öfkeliydi ki şu an beni öldürebilirdi.
Öldürse kimsenin ruhu duymazdı.İki üç gün arkamdan haber yapılırdı belki sonra ben de Özgecan gibi unutulur giderdim."Savunmayacağım." dedim suçlulukla "Daha doğrusu savunamayacağım." başımı öne eğmiş ellerimle oynuyordum.Ağlamaya başladım.Tam da acaba ne zaman gelecek diye bekliyordum bu ağlama krizi.
Daha öncekilerin aksine ağlamamın bitmesini beklemeden göz yaşlarımı kendisi sildi.Sanki o silince bir daha akmayacakmış gibi hissettim.Ya da onun silmesi için her saat her dakika ağlayabileceğimi bile düşündüm.
"Özür dilerim." dedim ellerim göğüs kafesinin üzerindeyken.
"Dileme." dedi ellerimi iterek.
Yüzüğünü çıkartıp önüme koydu.
"Bundan sonra bunu takmayacağım.Madem benim karım parmağında yüzüğü olduğu halde beni çiğniyor,ben o yüzüğü takmam bile."
"Sana artık dokunmayacağım." Vücudum korkuyla alev alev yanıyordu.Söylediği her şey ucu ateş olan bir okla kalbime saplanıyordu sanki.
"Şş" diyerek beni susturdu ağlamaya başlayacağımı fark edince.
"Bundan sonra ben yanındayken ağlama."
"Gerçi beni çok bulamayacaksın yanında." derken dünyam sanki başıma yıkıldı.
"Evden çıkman yasak,izin almak için bile arama."
"İçki yasak Arya karnındakinin değerini hala anlayamadın heralde." dedi keskince.
Sadece bir iki günlüğüne gerçekten beni düşündüğünü hissetmiştim.Sadece bu küçük zaman diliminde yıllardır aşık olduğum adamın bana karşı ilk defa bu kadar koruyucu olduğunu görmüştüm.Ama bugün bir kez daha yanıldım.Bizim hikayemizde Ege'nin benden hoşlanması bile imkansızdı.Bana öfkeliydi çünkü kendimi değil onun bebeğini tehlikeye atmıştım.
"Peki." dedim sakince zaten Ege'nin karşısında ne diyebilirdim ki? Yine kavga mı etseydim? Ortalığı darma duman mı etseydim?
Ne işime yarayacaktı? Gözünden düşmüştüm zaten.Daha da dipleri mi boylasaydım?Beni eve bırakıp geri bara döndü sanırım."Sen gelmiyor musun?" diye bile soramadım.
Odaya çıkıp çok soğuk buz gibi bir duş aldım.Aptallığıma yanıyordum.Elin herifiyle gerçekten ne bok yemeye o kadar yakınlaştım? Hadi bunu geçtim niye içtim neden bebeğimi tehlikeye attım?
Duştan çıkıp giyinirken aklıma İpek'i aramak geldi kim bilir o ne yapmıştı?
"Alo" dedi uykulu bir ses.
"Kızım hemen mi uyudun oha." dememle bir çığlık koptu telefondan.
"Senin burda ne işin var?" diye bağırıyordu İpek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ BEBEK
ChickLit"Kararımı verdim anne,ona yardım etmek zorundayım." "Değilsin" dedi,gözündeki yaş süzülürken. "Kendini ortaya atmayacaksın.Okul ne olacak kızım? Bir bebeği dünyaya getirecek yaşta mısın Arya Allah aşkına zamanı mı?" "Anne bebeğimi doğurduktan sonra...