Ameliyat

1.3K 108 18
                                    

Yağız  arkadaşının  yanından  biran  olsun  ayrılmıyordu.Beren içeride  Elem' in ameliyata  girmeden  önce  giymesi gereken kıyafetleri Elem'e  uzatıyordu. Elem  dudakları  titreyerek  konuştu

"hakkını  helal  et,  öleceğim hissediyorum. Anneme yardımcı  olun  dayanamaz  o, yanından  ayrılma  olurmu? "

Beren gözleri  dolu  biçimde  dostuna  baktı.

"Şşt  Allah'ın  izniyle  iyi  olacaksın. Hem biz  Yağızla  haftaya sözleneceğiz  sende  orada  bana yardımcı  olacaksın. Lütfen  böyle  konuşma, hakkım  helal  olsun  böyle  dosta "

Elem  gözlerini  kırpıp
  "yanında  olmayı  çok  isterdim ama takdiri ilâ  böyleymiş  ne yapalım  Allah  beni yanına  istiyor  ki  ne mutlu  bana. "

Beren  dostunun  cümleleri  karşısında  bin  parçaya  bölünüyor  ama teselli  eksiltmeyerek  dolu  dolu  gözlerle  bakıyordu ona. 
"Yapma  ne olursun  böyle,  daha  siz  de nişanlanacaksınız." 
Elem  burkulan  bir ifadeye  büründü

  "İnşAllah"

Beren  dostunun  ellerini  avuçlarının   arasına  alarak  konuştu "  Allah'a emanet ol  dostum, dualarımız  seninle"

Deyip  odadan  çıktı.  Ardından da  Yağız'ın  yanına  gidip  ağlamaya başladı. Ağlaması  gerekiyordu, çünkü  arkadaşına  teselli  vermek  için  zor  tutmuştu  kendini. Yağız' ın  omzuna  başını  yasladı  ve "hakkını  helal et  dedi "diye fısıldadı
Yağız  sevdiğini  ilk  defa  böyle  tükenmiş  görüyordu .  Dayanamadı  elleriyle  omuzlarına  baskı  yaptı  oturması  için. Sonrada sert bir ifadeye büründü
"Sen!... Dostun  için  göz  yaşı  döküyorsun, kendi  çapında  haklısın.   Ama birde  şöyle  düşün  Rabbim  onu  yanına  istiyor.   Kıyamete  kadar  kalbinde  zerre  kadar iman  bulunan  kimse  kalmayacak  ki kıyameti  tatmasın. Rabbim  onu çok  günaha  saplanmadan  kıyameti  tattırmadan  yanına  alıyor. İnşallah  biraz  daha  uzun  ömürler  verirde  oda çocuk  sahibi,  "anne  "makamına  yükselip  cennete  layık  olur  "cennet  annelerin  ayağı  altındadır "hadisine layık  olur. Ama Rabbim  onun  için  hayırlısını  bu gördüyse  biz  fani  kullara  ne düşer  ki.  Peygamber   efendimiz  kızı  Fatıma öldüğünde  bile  tek  gözyaşına  sığınmış tek  göz  yaşı  ne demek! 'İsyan  etmeyiniz!'buyurmuş. Senin  şuan   yaptığın  vebal mi? Sen isyan  etmiyorsun da ne yapıyorsun! Bir düşün bence"

Beren  sevdiği  adamın  gözlerinde  kaybolmuştu  âdeta  "Haklısın. .."dedi uzunca bir  nefes  aldı  devam  etti "vebal  deil " Yağız  Beren' in kolunu  kavradı  ve  onu  ayağa  kaldırdı  lavabonun önüne  geldiklerinde  ise
"gir içeri  elini  yüzünü  yıka  kendine  gel  ,birdaha  seni  böyle  görmek  istemiyorum!"

Beren  başını  sallayarak içeri  girdi  ellerini lavabo  tezgahına  yaslayıp  aynadaki yansımasına  baktı  .Çok  bitkin  bir  haldeydi. Avuçlarının arasına  su  alarak  yüzüne  bir kaç defa çarptı. Sonra ise  abdest  alıp  lavabodan  çıktı.  Yağız  etrafta  görünmüyordu birazdan  geleceğini  düşünüp  beklemeye başladı.  Düşündüğü  gibi  az sonra Yağız  gelmişti. "Neredeydin?"diye sordu. "Lavaboda abdest  alıyordum  öğle  ezanı  okunur  birazdan"diye  yanıtladı sorusunu. Sevdiği  adamın  bu halleri  onu  çok  mutlu ediyordu . "Hadi gidelim  "dedi  ardından ufak bir  tebessümle. "Gidelim  "deyip  başını  salladı  o da...

Öğle  ezanı  okunmaya  başlamış  etrafı  bir  sessizlik  kaplamıştı. Beren  dudaklarındaki tebessümle  konuştu "Ezanları  bu yüzden çok  seviyorum. Çünkü  ezan  okunmaya  başladığında  müzik  dinleyenler  müziği  kapatıyor , küfredenler  susuyor,  kötü  davranışlar  sergileyenler  bırakıyor .Büyük bir  sessizlik  oluyor. Dillerde  sadece  şu  söz  dolanıyor 'Aziz Allah  şefaat Yâ  Resûlullah ' gönüller  huzur  buluyor. Hele  bir de  kuş cıvıltıları ve hafif bir   rüzgar  eşliğinde  yürüyüş  yapıyorsan huzurundan  güzeli  bulunmaz" Yağız sevdiğinin  gözlerindeki  parıltıyla  Allah'ın   kullarını  namaza  davet  etmesini  anlatırkenki mutluluğu  gördüğünde  ,yüzüne  bir  gülümseme  yayıldı.  Ne mutlu  bana  diye geçirdi  gönlünden  ve Beren'i  çekiştirerek  dışarı  çıkardı.

"Hadi bakalım  namaz  vakti "
ardından  ufak  bir  kahkahayla tamamladı
"camiye  gideceğiz "sevdiği  kadınsa  hafiften kıkırdadı " tamam  camiye  gidelim. "

Yağız ile  Beren  camiye  namaz  kılmaya  gitmişti  Ege ise Elem' in odasına girecek  cesareti  kendinde  bulamıyordu.

  Birkaç derin  nefesin  ardından  ayağa  kalktı ve  odanın  kapı koluna  uzandı  . Aynı zamanda  açılan  kapı  ile  ürpermişti. Hemşire  koluna  taktığı  Elem  ile  odadan  çıkıp  koridorda ilerlemeye  başlamıştı  bile.  Ege  arkalarından  bakakalmıştı.

Biraz  düşündü  ne yapması  gerektiğini aklına  hastane  içerisinde  bağırmak  bile  geliyordu gülerek  başını  salladı.  ve son  kararıyla  koşmaya  başladı  belkide  göremeyecekti  sevdiğini  birdaha. 

Sevdiği  kadına  yetişmenin  verdiği  mutlulukla  beraber yanına  ulaştı. Kolundan  tuttuğu  gibi  kendine  çevirdi  ve bağrına  bastı.
     İliklerini  sızlatan  bir sarılmanın ardından.  Sevdiği  kadının  yüzünü  avuçlarının içerisine aldı.  Alnına  ufak  bir  buse kondururken  aynı  zamanda da aşık  olduğu  kokuyu  soluk  borusundan  içeri  iletiyordu .
   Dudaklarını  alnından  ayırıp  gözlerinin içine  bakarak  konuştu.

"O ameliyata  gireceksin . Sonrasında  ise  evine  döneceksin  ve akşam  olduğunda  ise  hazırlanacak  konuklarını  bekleyeceksin, sonra  ise  seninle  benim  bir kurdele  ile  bağlanıp  yerini  yüzüğe  bırakan  parmaklarımızın,  yanyana nasılda  güzel  bir  tablo  olduğunu  izleyeceğiz. "  Elem'in  şaşkına dönmüş  yüzüne bakılırsa 'ne  diyor  bu adam  'diye  düşünüyordu. Ege 'nin  ne dediğini  çözmeye  çalışıyordu.

Ege   Elem' in  ellerini  tuttu ve yere  çöktü  dizleri  üzerine.

Ardından  hastane  içerisi  bir anda  insan  yığını  ile  doldu. Her insanda  şuan  Elem' in    şaşıran  yüzündeki  ifadeden  biraz  olsun  vardı. Ege  elini   ceketinin  cebine  uzatıp  gözlerini  sevdiği  kadına  dikti. Dudaklarını  ıslatıp  yavaşça  araladı.

"Bu kadar  şahit  arasında,    ameliyattan  dönüşünü , güzel  bir  nedene  bağlamaya,  benim  helalim  olmaya  ,var mısın ?...   Benimle  Evlenirmisin? "

son  kelimesinin  ardından  topluluktan  kopan  alkış  ve  bağırtılarla  heyecan  kat sayısı artmıştı. Sonra  Ege elindeki yüzüğü  Elem ' e uzattı.   Elem  gözlerindeki  yaşları  geri  göndermek  için  elini  yelpaze  gibi  ileri  geri  sallıyor  ama  bir etkisi  olmuyordu.  En sonunda  konuşabildi

"Eveeeeeeeeet  evet evet evet "  demesinin  ardından  Ege yüzüğü  sevdiğinin  parmağındaki  yerine  yerleştirdi.

"Seni çok seviyorum "
deyip   hızla  sevdiği  adamın  geniş  omuzlarına  doladı kollarını.
Ege  Elem'i  kendi  etrafında  döndürürken  biryandanda  "seni  seviyorum "  diye  bağırıyordu. Elem' in  kahkahalarını susturmaya  pek  niyeti  yoktu  tabi,  toplumdakilerinde  rahatsız  olmuşa  benzer bir  hâli  ...

herkes 
'bırakın mutluluktan  çıldırsınlar'
tavrındaydı...

*************Bölüm sonu************
İnşallah  beğenmişsinizdir. Bu arada  bir konuya  değinmek  istiyorum. 2 bölüm  önce  falan  3 yıl sonra  diye bir  geçiş  yapmıştım  yani  lise  son.. 
Okuyan  arkadaşlarım  bunlar  9 deilmi  nasıl  evlenme  teklifi  ediyor  daha  küçükler  dedi.  9 değiller  12 ler yani mezun  olacaklar. Teklif  normal  yani.  Çok  beğenerek  yazdığım  bir  bölümdü  inşallah  beğenirsiniz. Allah'a  emanet olun  sizleri  seviyorum ☺😙😘😚🙋🙋🙌👋

Psikopatın   Feraceli  Sevgilisi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin