Sırlar gün yüzüne çıkıyor ..

651 60 23
                                    

Bölüm  sizlerin oylarının fazlalığıyla birlikte gelecek sınır yok ama birsürü oy ve yorum istiyorum
Keyifli okumalar
Bölüm müziği=Feride Hilal Akın:Mecburum
**

Geçmiş...

Ellerimdeki kanları hızlı hızlı yerden aldığım  bez parçasının üzerine siliyordum .Nedeni bilinmez kalbim sürekli hızlı  atan ritmini koruyor, bir türlü  yavaşlamıyordu .O sırada Yağız'ın elleri arasındaki minik bedene ilişti gözlerim.

  Sarı saçları güneş ile birlikte bir ton daha açılırken, saçlarındaki dalgalar rüzgarla birlikte ahenk içerisinde dans ediyordu. Sonra bedeninin aşağı  kısımlarına kaydı gözüm ve kanlar içerisinde olan beyaz elbisesi. Yağız'ın gözleri kapanmıştı çoktan, baygın bedeni bu yüke dayanamamış ve kendini bırakmıştı.  Ölmemişti ama, ölmediğini biliyordum. Gözlerim minik bedenle karşılaştıkça içimde daha bir hırs büyüyor, bunu yapanları öldürmekte bir kez daha karar kılıyordum.

Arkamı dönüp Meriç'in koşarak  uzaklaştığı yere doğru gözlerimi kısarak baktım, çok uzaklaşmış olamazdı. Yağız'ın yanındaki tabancayı avuçlarım arasına aldım ,ellerim tabancanın kabzasındaki güven veren soğuklukla buluşunca ,dudaklarımda hafif bir tebessüm peyda oldu. Ardından hızımı alamayıp koşmaya başladım  ardısıra bağırıyordum da .

"İntikam zamanı Meriç!"

Koşmamla birlikte ileride görülen  koca gövdeli ağacın   arkasında bir hareketlenme oldu. Adımlarımı daha da hızlandırıp kaçmaya çalışan katilimizin peşinden gitmeye başladım .

Yakınlarda büyük bir harabe vardı muhtemelen kaçarken oraya saklanırdı.Yönümü direkt olarak harabeye giden kestirme yola çevirdim. Biraz hırs birazda intikam  ateşi ile kavrulan yüreğimi ,biraz olsun söndürmek amacıyla ,tabancadaki mermiyi namluya sürerek koşmaya  devam ettim.Sonunda karşımda gördüğüm harabe ile derin ve sessiz bir nefesi, soluk borumdan içeriye yavaşça  ilettim ve ağır  adımlarla içeriye girdim.

İçeride  iki oda bulunuyordu ve çoğu harabede olduğu gibi taşlarla doluydu. Sessiz bir şekilde hareket ederek   iki odayı da görüş açıma almaya özen göstererek odaları taradım ,o sırada arkamdan gelen çıtırtı sesiyle yönümü terse çevirip arkamı döndüm.

Gözlerim katille buluşunca dudaklarımdaki gülümseme katlandı.

"Ben seni ararken sen kendin gelmişsin Meriç"

Elleri beline gittiği an hızla yanına  gittim.

"Şşşt sakın deneme.. o şeref bana mahsus"

Gözleri korkuyla beni bulurken silahımın ucunu ona doğru çevirdim 

"Şimdi yaptığın  şerefsizliği anlat."

Titreyen bedeniyle birlikte başını  yere eğdi.

"A -abi Özür dilerim  ben öyle  olsun iste-..."

"Suss.!"

Diyerek sözünü  kestim

"Sesini dahi duymak istemiyorum.Yağız'ın, benim dostumun kardeşine tecavüz edip öldürmek ha! O öldürmek için karnına sapladığın bıcağı, seni lime lime doğramak için kullanacaktım ama leşinle uğraşmayı istemem !"

Sonra diz kapaklarının arkasına attığım tekme ile birlikte  lanet olası yüzü yerle buluştu.

"Son duanı falan etme şerefsiz  o küçücük kıza yaptıklarının hesabını ancak böyle ödersin."

Psikopatın   Feraceli  Sevgilisi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin