Bölüm müziği = İlyas Yalçıntaş : Gel be gökyüzüm
Keyifli okumalar***
"Hasta kendine geldi görebilirsiniz"
Diye seslenen hemşirenin sesi ile birlikte odaya yöneldim , hızlı adımlarla birlikte kapı kulbuna uzanıp yavaşça açtım ve içeri girdim ,gözlerimin önünde yarı baygın, yüzünün belli kısımları morluklarla dolu olan eşimi, böyle görmek canımı yakıyordu. O sırada sol gözümden süzülen bir damla gözyaşı yanaklarımdan aşağıya doğru ince bir yol izlerken, can acımı belli eden bir fısıltı döküldü dudaklarımdan"Güzelim.."
O sırada sesim ile daha da kendine gelmiş gibi gözlerini biraz daha açtı. İlk olarak yutkundu sonra sesinin geri gelmesini bekleyerek ufak bir öksürük ile yanıtladı.
"Yağız, gelmişsin.."
Sonrasında gözlerim doldu ne çok özlemişim onu, sesini, bakışlarını...
"Evet burdayım bitanem"
Gözlerindeki ışıkları buradan görebiliyordum.Canı yanıyordu belli oluyordu. Ama buna rağmen dudaklarında bir tebessüm peyda oldu.
Sonra yanına bir sandalye çekip oturdum ellerini avuçlarım arasına alıp üzerine bir öpücük kondurdum.
"Seni özledim" biraz baktı gözlerime ,yavaş yavaş yanakları kızarmaya başladı ,
sonra gözlerini kapattı ve başını diğer tarafa çevirdi."Yaa "
dediğinde utandığını anlamıştım, sonra elimi çenesine koyarak yavaşca yüzünü kendime doğru çevirdim. Yanakları kıpkırmızı olmuş gözleri gözlerimle bir türlü buluşmuyordu. Odanın her kısmını dolaşan gözleri kısa bir an gözlerime değdi.
Ve takılı kaldı...
Geleceğimizi görebiliyordum o gözlerde ona benzeyen kızımızı evin içerisinde koşuşturuşunu sonra bana kocaman sarılıp annesini kıskandırışını, onunkine benzeyen yanağındaki gamzesini iri iri gözlerini minik ellerini kıvır kıvır belinde biten saçlarını "babacım" diye seslenip yanıma gelişini boynuma sarılıp yanaklarımı öpüşünü ger şey gözlerimin önünde canlanıyordu gözlerine bakarken.
**
Sabah kuşların cıvıldayan sesiyle uyandım ve yatağın diğer kısmına doğru döndüm, canımın içi öyle güzel uyuyordu ki mışıl mışıl, ellerimi saçlarına götürüp yavaşca okşadım ,sonra yanaklarına bir öpücük kondurup yataktan kalktım, üzerimi giyinip mutfağa yöneldim, bu sefer kahvaltıyı ben hazırlayacaktım acaba ne yapsam..
Küçük bir tava çıkarıp omlet yapmaya başladım. Ocağa çayı koyup, tekrar omletin başına geçerek pişirmeye devam ettim. O sırada ekmeklerin kızarmış olduğunu belli eden ses yankılandı ,mutfakta hemen onları da bir tabağa yerleştirip, pişen omleti ocaktan aldım ve servis tabağına yerleştirdim, masayı kurdum sonrasında ise patatesleri kızartma tavasına koyup kapağını örttüm, onlar kızarana kadar portakal suyu sıkmaya koyuldum, bardaklara boşaltıp masaya yerleştirdikten sonra kızaran patatesleri de masaya getirdim, o sırada ise kaynayan çayı demleyip ocaktan aldım ,sıra domatesleri ve salatalıkları doğramaya geldi. Ve o sırada belime sarılan kollarla ürperdim, uyanmıştı bitanem
" Ne zamandır burdasın "
diyerek dilimlediğim salatalıktan bir tanesini ağzıma attım ,boynuma bir öpücük kondurup yanıtladı." Uzun zamandır bitanem"
Başımı yana çevirip boynuma koymuş olduğu yüzüne bakmaya çalıştım, o sırada ise yanlışlıkla elimi kestim. Ufak bir ürperme ile birlikte geri çekilirken, hemen telaşa kapıldı. Parmağımı avuç içerisine aldı ve hemen bir mutfakta gözlerini gezdirmeye başladı bulduğu peceteyi alıp parmağımın etrafına sardı . Sonra lavaboya doğru sürükledi beni, musluktan akan suyun altına tuttuğu parmağım uyuşurken ,bu telaşlı halini izlemeye koyuldum. O kadar masum ve tatlı görünüyordu ki şuan. Boşta kalan elimle yüzüne düşen bir tutam saçı, kulağının arkasına yerleştirdim. O sırada bana doğru döndü , baya dalmıştı korktu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopatın Feraceli Sevgilisi #Wattys2017
RandomDünyanın en güzel ve en tuhaf hissi ; sen, onu görünce ona hafif bir şekilde, bakarsın ve o sana çoktaan bakıyodur... Bu hikaye Yağız, Beren, Elem ve Ege 'ye ithafen yazılmıştır gerçek hayattan eserler taşır hikayedeki karak...