ARKADAŞALAR FIRTINA ESİNTİSİ BİTİYOR ARTIK SİZLERLE UMUDUN PEŞİNDEYLE DEVAM EDECEĞİZ.
Bir kaçgün sonra...
Üç gündür elim telefonda Umut'u arayıp aramama konusunda karar vermeye çalışıyordum. Ceketi olmasa da onun için muska önemli olabilirdi. Belki o da muskayı arıyordur. Aslında şuan yaptığım onu aramak için kendime bahaneler uydurmaktı. Arasam ne söyleyecektim?
Onun peşine düştüğümü düşünür müydü? Sonuçta sahilde gördüğü kızla evlilik görüşmesi yapacağı kız bendim. Belki fotoğrafıma bakmamıştır. Baksa bile günler geçti. Beni görse bile hatırlayamayabilirdi. Şuan ki halimle o fotoğraftan çok daha farklı gözüküyordum.
"Of Allahım! Bu meseleyi neden bu kadar kafama taktım ki bir türlü anlamıyorum. " Onunla konuşacağım için neden bu kadar geriliyordum? Yine mideme kramplar girmeye başlamıştı. Bu yüzden onunla konuşabileceğimi zannetmiyordum. En iyisi mesaj çekmekti. Evet bu daha mantıklı olacaktı. Konuşmaktan iyiydi değil mi? Telefonu elime alıp mesaj kısmına girdim.
"Merhaba ben bir kaç gün önce sahilde ceketini bıraktığım kızım. " yazıp sildim. Başka bir şey yazmalıydım.
"Ceketin bende, sana nasıl ulaştırabilirim." Bu saçma bir cümle olmuştu. Sanki gece bende kalmış gibi bir havası vardı. Yanlış izlenime kapılabilirdi. Sonuçta erkekti onlar güvenilmez yaratıklardı.
"Ben bir kaç gün önce görüşmek için..." Of Elif ne saçmalıyorsun böyle! Sakin ol! Derin nefes al! Elif alt tarafı mesaj atacaksın ve bu konuyu sonsuzadek kapatacaksın diye kendime telkin verdim.
"Merhaba Umut, seninle yüzyüze görüşemesek de sahilde omuzlarıma bıraktığın ceketini istersin diye düşündüm. Üstelik cebinde senin için önemli olduğunu düşündüğüm bir muska vardı." Yazdım. Gözlerimi kapatıp mesajı gönderdim.
"Oh sonunda!" Kendimi sandalyeye çuval gibi bıraktım. Geriye sadece beklemek kalmıştı.
Saatler sonra...
Saatler geçmesine rağmen Umut'tan hala ses yoktu. Onun için muskanın bir önemi yoktu anlaşılan. Bende bu zaman zarfında dükkana gelen çiçeklerimi yerleştirmeyi bitirmiştim. Gece yarısı olmak üzereydi. Bir an önce eve gitsem iyi olacaktı. Dükkanı kapattım. Arabaya binmek üzereyken telefonuma gelen mesajla irkildim. Umarım mesaj umuttan geliyordu. Alel acele telefonumu çantamdan çıkarıp elime aldım. Eellerim titriyordu. Tam istediğim gibi mesaj umuttan gelmişti.
"Ceketimi atabilir ya da ihtiyacı olan birine verebilirsin. Muska ise sende kalsın. Bu sabah anladığım kadarıyla benden çok senin o muskaya ihtiyacın var. Benim için yapabilecek bir şey yok. Adımın tersine umutsuz vakayım. Muska Allahın izniyle seni koruyacaktır. Görüşmediğimiz senin hayrına bir durum. Allah karşına seni gerçekten hakeden birini çıkarsın. "
Neden bilmiyorum gözlerim acımaya başlamıştı. Dokunsam ağlayacak durumdaydım. Yazdığı sözlerden ve bu sabah gördüğüm yeşil gözlerinden onun da kalbinde bir yara olduğunu hissetmiştim. Saçma bir düşünce belki yine de nedenini öğrenebilirim diye düşünüyordum. Sonuçta kocaman insanlarız iki arkadaş olarak ta görüşebilirdik. Parmaklarım telefonun tuşalara gitti. Oyalanmadan numarayı tuşlayıp beklemeye başladım. Telefon telesekretere bağlanmıştı.
"Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor." Umut tüm bağları koparmak istediğine göre bana da isteğine saygı duymaktan başka bir şey kalmamıştı. Onunla ilgili her şeyi silip bu günü unutmak en iyisiydi.
Elim silmeye pek varmasa da telefonumda ki fotoğrafına son bir kez baktım. Bu sabah gördüğümün aksine gözleri umutla parlıyor insanı uçsuz bucaksız huzur veren yeşil ormanlara götürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umudun Peşinde(KİTAP OLDU)
قصص عامة@Tüm hakları saklıdır. Hikaye kurgusuyla her şeyiyle bana aittir. İzinsiz kullanımda yasal işlem başlatılacaktır. Elif sana bir arkadaş nasihatı bir erkeği baştan çıkarmak istemiyorsan sakın dudaklarını ısırma. Helede bir odada gecenin bir yarısı...