Yirmi İki.

2.3K 195 36
                                    

Dudaklarımı bu gece bir çok kez olduğu gibi tekrar araladım.

"Ve gitti."

Andrew yüzünü buruşturdu.

"Hikâyenin başından beri anlattığına göre, tanıyabileceğimiz en büyük p*çlerden biri."

Büyük kahkaham barın içine yayıldığında eğleniyor gibi hissediyordum.

Ona küfretmişti.

Aşık olduğum ve uzun zamandır aşk acısını çektiğim adama piç demişti.

"Bu biraz az kalır." diye mırıldandım. "Onu tarif edebilecek bir küfür henüz bu gezegende yer almıyor."

Andrew yavaşça saçımı okşadı. "Seni çok üzmüş."

"Hayır." diyerek karşı çıktım ona. Bunu beklemediğinden bakışları değişti. "Beni üzmedi, beni paramparça hâle getirdi."

"O hâlde hâlâ onu sevmeyi bırak."

"Bu o kadar kolay değil. Uzun zamandır deniyorum ama olmuyor. O bir türlü aklımdan çıkmıyor."

"Buna hiç izin verdin mi? Aklından ve kalbinden çıkmasına?"

"Hayır ama.." devam edemeyerek sustum. Kendimi savunacak mantıklı cümlelerim yoktu.

"Kendini, ona o kadar bağlandığına inandırmışken onu nasıl unutabilirsin ki? Önce sen kendine izin vermelisin Madison."

"Bilmiyorum." diye fısıldadım sessizce.

Andrew bana güven veren gülüşünü sergiledi. "Önce sen kendinden onu kurtar. Sonra kalbinin ondan kurtuluşunu seyret."

"Bu kadar kolay mı?"

"Onun sana bu kadar acı vermesi kolay mı? Anlamıyorum Madison, kendini nasıl bir kâbusa hapsettin?"

Göz yaşlarım yeniden ıslattı yanaklarımı, oysa daha eski yerleri kurumamıştı.

Yutkundum.

"Ne olursa olsun hâlâ onu istiyorum. Kalbimde ve yaşamımda."

"Bunun sana bir faydası olmayacak. O gitmiş ve bir daha geri dönmeyecek."

"Belki onunda kendince sorunları vardır. Beni o kadar sevdiğini söylerken hemen başka bir kadını seviyor olamaz."

"Belki de o iyi bir yalancıdır?" diye sordu Andrew yeşil gözlerini bana odaklamışken.

Sorusu canımı daha çok yaktı.

"Belki de değildir." dedim kendi kendime onu savunmaya çalışırken. Hâlâ bunu yaptığıma inanamıyor olsam da unutamıyordum işte.

"Bunun sende bir hastalık haline gelmesine sebep olma. Bırak, o seni terk ettiyse senin kalbinde onu terk etsin."

"Keşke." diyebildim zorlukla. "Bunu başarmakta söylemek kadar kolay olsaydı."

"Önceden daha umut doluydun Madison. Bu kadar karamsar olmak ruhunu eritmiş."

"Ruhum da onunla birlikte gitti. O her gittiğinde benden bir parça götürdü ben sadece..."

"Sen sadece kendini kendi yalanlarına inandırıyorsun. Seni bırakıp gitmiş biri için göz yaşlarını harcama, bu kadar basit bir kadın olma Madison. O gitti, seni arkasında bıraktı ve senin ne hissedeceğini umursamadı."

Haklıydı.

Her kelimesinde haklıydı hemde.

Ben yanıyordum, o sadece bana yardım etmeye çalıştı.

Ama bana yardım edebilecek kişi burda yoktu, ya da ben kendimi buna inandırmıştım.

Ben kendimi hapsetmiştim, değil mi?

"Yeniden yaşıyor gibi hissedebilirsin." dedi Andrew. "Yeniden nefes alıyor olmaktan keyif alabilirsin ve yeniden sevebilirsin."

Yeniden sevmek.

Yeniden birine bağlanmak.

"Başaramam Andrew. Ondan bu kadar çok yara almışken başka birinin beni iyileştirmesini bekleyemem."

"O zaman ne yapacaksın Madison? Sefalet içinde ölene kadar barlarda sarhoş bir vaziyette aşk acısından ağlayacak mısın? Söylesene, bunu daha ne kadar devam ettireceksin? O pezevenk herif başka bir kadınla mutlu bir hayat yaşarken sen kendini mi harcayacaksın yani. O buna değecek mi sanıyorsun?"

"Değmeyecek." dedim. "Hiçbir zaman değmedi ve asla da
değmeyecek."

Andrew yerinden kalkıp bana sarıldı.
"Bunu kendine yapma bebeğim. O seni asla hak etmedi. Sen kendine acı vermeye devam etme."

"Sadece," diye fısıldadım yutkunmadan önce. "sadece onun beni gerçekten sevdiğine inanmak isterdim. Bunu ondan çok kez duydum ama bunu hiç hissetmedim. Belki de sorunumuz buydu. Hissedemiyorduk."

"Belki de o yanlış kişiydi."

"O hâlde doğru kişi nerde? Lanet olası neden gelip acımı hafifletmiyor."

Andrew içtenlikle gülümsedi.

"Sadece onu değil, acını ve acı çekiyor olduğunu da unut Madison. Bu herkes için en iyisi."

"Bu herkes için en iyisi ama benim için en kötüsü. Çünkü benim ondan uzakta olduğum her fikir olabileceğinin en kötüsü."

**

Uzun uzun yorumlar okumayalı çok zaman oldu. Belki bana bir kaç uzun yorum hediye edersiniz?

Sizi seviyorum.♡

Pieces ➳ {z.m} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin