Seversin sorgulamadan,anlamsızca.
Ortaya koyarsın mutluluğunu ve umutlarına hapsolursun, orada yaşarsın ve orada son bulursun.
Kalbin köküdür umut. Umutla yaşar, yaşamaya devam eder.
Ve o mantıksızca davranışlar. . . Bilhassa umuttur, sevgidir bunların sebebi, kalbi yoldan çıkaran.
Herşeyini verirsin...
Sevincini, mutluluğunu, kalbini, aklını, heyecanını, hüznünü. Kısaca kendini, herşeyini.Ama o sana bakışlarını, bir "Merhaba" sını çok görür. Senin herşeyini adadığın ,koca bir HİÇ 'tir aslında.
O koca bir hiç hayatını, seni yok eder. Hissizleșirsin. Eskisi gibi olamazsındır ve olamayacağını bilirsin sadece kabullenemezsin. Acı verir. Zaten ne yolunda gidiyordur ki. Bir de bu eksikmiş gibi. Sanki sevgi sana birşey kazandıracakmışda sen altüst etmişssindir gibi bir de üstüne kendini sorgularsın. Nerede hata yaptım diye.
Aslında sorun açık. Düdüğün tekine aşık olmuşsundur. Herşeyin bir tadı vardır ama biyere kadar. Bir süre sonra o tad kaçar. Düdük başta hoş gelir ve çalmak istersin. Sonra bakarsın ki baş ağrıtmaktan başka bir işe yaramıyor, atarsın gider. Sonra afallarsın falan. Değişmişsindir. Kimi insanların söylemleriyle ' olgunlaşıyorsun ' dur.
Artık her neyse.
Ama kaybettiklerinin farkındasındır ve bir de bunun üzerine kaybettiklerine acı çekersin. Kazandıklarının bir önemi yoktur başta. Aslında seni olgunlaştıran, değiștiren Kazandıklarındır kaybettiklerinin yanında.
Mesela hemen yılmaman gerektiğini öğrenmişsindir. Daha sonra o şımarıklığı bir kenara bırakıp değişmeyi tatmışsındır. ' GİTMEK ' sözcüğünün sadece beş harfe sığmadığını beynine işlemişlerdir. Ve birçok şey.
Elçin Karahan°~°