Unutkanlık - 9

1.1K 51 8
                                    

Multimedyada Andy :)

"AÇ ŞU LANET KAPIYI!"

Her şey gerçekti değil mi ?
Bu benim sevdiğim adamdı.. Oysa onu tanıdığımı zannediyordum. Yanılmışım..

Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda, ilk kez Andy'in evde olmasını bu kadar çok istemiştim, fakat çoğu akşam olduğu gibi bu akşam da yoktu.

Eve girdiğimde salonun ışığını açıp ilerledim.
Arkama dönüp bakmak bile istemiyordum..Ayaklarım titrerken, beynim düşünmeye kapatmıştı kendini.

Korkuyordum.. Sevdiğim adamdan !

"Suzan."

Arkamı dönmeden ne söyleyeceğini bekledim..
Ama konuşmadı.

Merakıma yenik düşerek arkamı döndüğümde, beklediğim şey bu değildi.
Onun pişman olmasını beklemiyordum.

Ellerini iki yana açarak,

"Özür dilerim. " demesini beklemiyordum.

Acı çeker bir ifadesi vardı simasında. Ellerini indirmemişti hâlâ.

Şu durumda ne diyebilir, ne yapabilirdim. Öylece bekledim.

"Bana sarılmayacak mısın ?" Diye sorduğunda, mekanik olarak başımı 'hayır' anlamında salladım.

"Git buradan!" Dedim sakince.

"Özür dilerim kendimi kaybettim, sana asla zarar vermem. Lütfen gel ve bana sarıl."

"Çık dışarı David..Lütfen."

Bana doğru yaklaşmaya başladığında onu elimle durdurdum.

"Sonra konuşalım dedim !"

Gözlerini kapatıp olumlu anlamda başını salladığında, arkasını dönüp evden çıktı.
Bir süre arkasından bakakaldıktan sonra, yaşadıklarım bana ağır gelmiş, direkt odama çıkmıştım.
Üzerimi bile değiştirmeden yatağa girdiğimde, zorlanmadan uyuyabilmiştim..

&&&

Sabah kalktığımda gözlerimi açmakta zorlanmıştım. Alkol almışım gibi başım ağrıyordu.
Sanırım migrenim tutmuştu.

Üzerimdekileri çıkarıp duşa girdiğimde hareketsiz beklerken, dün gece geldi aklıma.
Rüya değildi, gerçekten kâbusu yaşamıştım. Ağlamak istiyordum ama gözlerim kupkuruydu.
Peki ben, sinirimi nasıl çıkaracaktım..
Nasıl rahatlayacaktım..

Duştan çıkıp saçlarımı kuruttuğumda, elbise dolabına yöneldim. İşe gitmem en hayırlısıydı şu durumda.
Kot bir pantolon, kırmızı bir gömlekte karar kıldığımda iç çamaşırlarımı da giymeye başladım.
Uykudan yeni kalkmama rağmen halsizdim.
Son zamanlarda bana neler oluyordu bilmiyordum..

Aşağıya indiğimde mutfakta duyduğum tıkırtıyla o tarafa yöneldim.

"Kim var orada?"

Ses gelmeyince içeri daldım fakat boştu. Daha sonra arkamdaki hareketlilikle çığlığı basmamla o da çığlık attı.

"Suzan ne oluyor Tanrı aşkına!"

"Sen.. sen miydin. Biran unutmuşum aynı evde yaşadığımızı."

"Ne diyorsun hayatım. Ne demek unutmuşum."

"Hiç..öyle işte unuttum. Uzatma Andy."

"Suzan rengin bembeyaz olmuş. Hiç iyi görünmüyorsun tatlım. "

"İyiyim sadece başım ağrıyor.Kahvaltıdan sonra ilaç alacağım. "

"Kesinlikle kabul etmiyorum. Kahvaltıdan sonra hastaneye gidiyoruz. Seni böyle görmeye dayanamıyorum. " diyerek çayları doldurmaya koyulduğunda, ortaya attığı fikrin mantıklı olduğu kanaatine vardım.
Bir şeyim varsa neden hastaneye gitmiyordum ki..

SUZAN (Zorba Serîsi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin