Sensizlik Acısı - 18

27 2 0
                                    

Medya: David

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya: David

David ile ayrılmamızın tam olarak kırk beşinci günündeydik. Otomatik günleri sayarken beynim, onu unutmayı reddediyordu.
Ne o kafeye gelmişti, ne de ben spor salonuna gitmiştim. Robert ise o günden sonra karşıma çıkmadı. Onu polise bile şikayet etmiştim. Onun yüzünden yanımda biber gazı taşır olmam tam bir çaresizlikti.
Birkaç gün önce kök hücre tedavimin ikinci seansına gitmiştim. Kullandığım ilaçlarla kendimi ne kadar bitkin hissetsem de, hafızamı zorlayan durumlar yaşamıyordum. Bir de başıma aşk acısı çıkarmıştım. Bütün bunlar öleceğimi düşündüğüm için olmamış mıydı? Ne kadar salaktım.. Onu unutamıyor olsam da, pişman olmak için çok geçti. Çünkü ayrıldığımız gün beni tamamen silmişti. Bir erkeğin ilk defa yalvarışına şahit olmuşken, sesindeki ciddiyetle vazgeçişine de şahit olmuştum.
Pişmanlığım fayda etmezken, müşterinin seslenişiyle daldığım noktadan ayrıldım.

"Afedersiniz buyurun beyefendi?"

"Hesabı ödemek istiyorum."

"Tabii. Dokuz numaralı masa, on üç dolar efendim."

"İyi günler."

Kafeye göz gezdirdim ve saatin ilerlemesiyle azaldığını farkettiğimde, Alex'e işaret ederek yukarı çıkacağımı söyledim.
Koltuğa kendimi atarak telefonu kurcaladım. Arayan ya da soran yoktu. İçim sıkılıyordu artık. Bu sıkıntı ne zaman bitecekti?
Hayalini kurduğum aşkı yaşayan anne babam geldi aklıma. Onlar gibi olamayacak mıydım?
Annemi arama ihtiyacı duyarak numarasını bulup tuşladım. Ara ara sohbet etsek bile yanımda gibiydi öğüt veren sözleriyle.

"Alo meleğim?"

"Anneciğim. Nasılsın? Ne yapıyorsun aklıma geldin de arayayım dedim."

"İyi yaptın kuzum, babanla yemek yiyorduk."

"Afiyet olsun anneciğim. Babamı öp benim için selam söyle."

"Tamam birtanem. Sen nasılsın, moralin bozuk gibi."

"Anne.." dedim ağlamaya hazır sesimle.

"Dur kuzum odaya geçiyorum. Anlat hemen ne oldu prensesime?"

"Anne. Hayatımda biri vardı, onu seviyordum. Ama kendi ellerimle kaybettim." Derken çoktan ağlamaya başlamıştım küçük bir çocuk gibi.

"Kızım, biricik meleğim. Bu çok güzel bir şey.. aşık olmaktan korkma güzelim. Bu dünyanın en benzersiz duygusu."

Gözümdeki yaşları silerken, annemle konuşmak iyi gelmişti.

"Çok geç artık anne. Artık beni istemiyor. Hakettim ben. Aşkını haketmiyorum."

"Bak kızım. Aşktan vazgeçecek gibi olursan, bu cümleyi hatırla. Bir gün hikayeni anlayacak ve seni koruyacak biriyle tanışacaksın; o kişi aynı acıyı tekrar çekmeni istemeyecek."

SUZAN (Zorba Serîsi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin