Gözlerimi açtığımda kendimi Dörfli'de buldum. Heidi bu saatlerde Peter'le meradadır büyük ihtimal. Fakat bir tuhaflık fark ettim. Ne keçi sürüsü vardı ortalıkta ne de Heidi. Peter çok üzgün görünüyordu. Yanına gidip elimi sırtına koyarak derdini anlamaya çalıştım
"Peter iyi misin?"
Benim geldiğimi fark etmemişti sanırım
"Ah Federica. Sen mi geldin?"
"Evet. Ne oldu? Heidi nerede? Sen neden ağlıyorsun"
Gözyaşlarını silerek içini çekti
"Heidi gitti Federica. Dete onu götürdü"
"Nasıl yani? Ne zaman?"
"2 saat evvel."
"Nereye!"
"Frankfurt'a götürüyormuş."
"Bu olamaz"Hayal kırıklığına uğramıştım. Oysa her zamanki gibi gülüp eğlenebileceğimizi ve bende onların meradaki eğlencesinin bir parçası olabileceğimi düşünmüştüm. Peter yalvaran gözlerle omuzlarımdan tuttu.
"Federica sen bir şeyler yaparsın belki. Ne olur Heidi'yi geri getir"
"Tamam bir yolunu bulacağım. Tabi hala varmadılarsa. Vardılar ise o iş biraz zor"Hemen görüntümü şeffaflaştırarak Heidi'nin bulunduğu yere gitmeyi diledim. Kendimi 1800'lerin Frankfurt'unda zengin bir ailenin evinin bulunduğu sokakta buldum. Gelip geçen yoktu çok şükür. Yoksa kıyafetlerimden dolayı beni garipseyeceklerdi.
Çok geç kalmıştım. Heidi'yi geri getirebilmem benim için çok zordu artık. Ama ne yapıp edip bir yolunu bulacaktım. O eve girmeliydim. Kıyafetlerimi o yılların kıyafetlerine uydurdum. Şimdi bu kapıyı çalamazdım. Bayan Rottenmeier cadolozu yabancı birini gördü mü bir sürü tatava yapar dururdu. Sokağın köşesinde Dete'nin evden çıkmasını bekledim. Kapı açıldığı an iki hanımefendi konuşuyorlardı. Bunlar Dete ve Rottenmeier olmalıydılar. Kendimi yukarıya ışınladım. Önce içeri bir baktım. Heidi Clara ile yeni tanışıyordu daha. Clara beni tanımıyordu. Pencereden girmeye kalkarsan korkar diye düşündüm ve başka bir yol denedim. Odanın açık kapısında göründüm ve kapıyı tıkladım
"Kızlar! Girebilir miyim?"
Heidi beni görürü görmez gözleri parladı. Koşarak bana sarıldı
"Ah Federica! 😍 İyiki geldin. Ben geri dönmek istiyorum. Ne olur bana yardım et"
"Heidi üzülerek söylüyorum ki bu artık zor canım."
"Ama nasıl olur! Federica sen her zaman bir yolunu bulurdun."
"Bana bir süre müddet tanı Heidi. Belki o zaman senin için bir şeyler yapabilirim"Clara da o sırada bana yabancılama tarzında bir ifadeyle bakıyordu
"Sen Clara olmalısın"
"Adımı nereden bildin?"
"Ben kurgusal kahraman arkadaşlarımın hepsinin ismini bilirim. Heidi ile yeni tanışıyor olmalısınız ki sana henüz benden bahsetmemiş"
"Peki sen kimsin?"
"Hayalet elçisi Federica"
"Ne! Hayalet mi! 😱" diye panik oldu
"Korkma. Hayalet değilim. Sadece bir elçiyim. Bence iyi arkadaş olacağız"
"Umarım Federica"Baştan sona kendimi anlattım. Fakat öyle bir dalmıştım ki o cadoloz kadının sesi kulağımı fena tırmaladı. Şimdi battık. Bayan Rottenmeier'a yakalandıktan sonra ayıkla pirincin taşını.
"Oh aman tanrım! 😱 Bu da kim böyle! Ah Sebastian ben size yabancıları eve almayacaksınız dememiş miydim! Derhal çıkarın bu kızı burdan! Derhal!"
Üçümüzde çaktırmadan ağzımızı kapatarak gülüyorduk. Evin uşağı Sebastian da Bayan Rottenmeier'ın yanında belirdiğinde bana oldukça katı bir ifadeyle bir soru yöneltti.
"Siz de kimsiniz!"
"Ben Federica. Heidi ve Clara'nın uzaktan arkadaşıyım"
"Kapıdan girdiğini görmedim senin! Nasıl girebildin bu eve!"
"Bu da benim sırrım Bayan Rottenmeier"
"Adımı da nerden biliyorsun ha! Seni terbiyesiz"
"Ya? Terbiyesiz? 😏"deyip kötü yönlü güçlerimden biri olan elimde alev çıkardım üflediğim anda yıldız tozuna dönüştü.
Bunu gören Bayan Rottenmeier şoktan bayıldığında uşak Sebastian gülmemek için kendini zor tutmuştu.
"Bana müsaade Heidi. Zamanım daralıyor. Bugün ustam çıkmama izin vermedi aslında. Orda zamanı durdurup gizlice geldim. Gitsem iyi olur,kaçtığımı anlarsa beni çok kötü cezalandırır."
"Seni bekleyeceğim Federica. Yine gel olur mu" dedi her zamanki o tatlı ve kibar ses tonuyla
"Tabi ki hayatım. Ben her zaman seninleyim bunu unutma."
"Hoşçakal Federica"
"Güle güle Heidi"Bayan Rottenmeier'in yanına yaklaşarak avucumu yüzüne doğrulttum
"Bu ben gittikten sonra ayılması için. Korkmayın beni ve gördüklerini hatırlamayacak. Siz de mümkün olduğunca beni dillendirmemeye bakın. Sebastian,bu gördüklerini unut. En yakın zamanda yine geleceğim. Görüşmek üzere" deyip oradan ayrıldım.
BİLGİ: Belirsiz bir zamanın hakim olduğu dünyada ölmüş olduğu düşünülen herkes olmayabilir. Kimisi kitaplarda değil de burda yaşamak için seçilmiştir. Oliver,Frankiestein,
Nemecsek,Boka,David Copperfield, Harry Potter,Drakula,Larten Crepsley,Percy Jackson ve daha bir çok isim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET ELÇİSİ
FantasyÖlüm ve yaşamak arasındaki ara dünya. Herkesin tam anlamda eşit olmadığı yer. Çünkü bu dünyada ölmüşlerin de ölümü var. Burada yaş ilerler,fakat beden ve yüz olarak aynı kalırsın. Bir kurgusal kahraman isen yaratıldığın seneden bugüne kadarki geçen...