Uyandığımda çalışan makinenin durduğunu gördüm. Göğsüm biraz ağrıyordu. Doğrulmaya çalışırken Frankie ve Nemecsek geldiler.
"Dur kalkma!" dedi Frankenstein.
"Önce şu boruları çıkarıcaz ardından da dikiş atıp bant yapıştıracağız"
"Tamam" deyip söylediğini yapmasına izin verdim. Dikiş atarken acımıyordu. İğneden de korkmam ben.
İşlemi bitirdiğinde Nemecsek yanıma geldi. Elimden tutup taş sedyeden indirdi beni. Doğrulurken dikişlerim acıdı.Frankie'nin uyarılarını da göz ardı etmedim
"Yaralarına dikkat et. Bana kalırsa da bugün antrenman yapmamalısın. 3 güne düzelir."
"Frankie?"
"Evet?"
"Ernö'nün kanına ne karıştırdın?"
"Zorluklara karşı seni güçlü yapacak bir şey. Cesaret,mutluluk. Biliyorsun işte"
"Peki. Teşekkür ederim"
"Ben vazifemi yerine getirdim. Bir akşam yemeğe beklerim"
"Geliriz tabi. Hoşçakal"Yol boyunca Nemecsek'in suratını iyi incelediysem bir şey saklar gibiydi. Sorsam inkar edecekti. Bir şey fark etmemiş gibi davrandım.
Evimizdeki mezar taşının altından antrenman sahamıza çıktık. Boka bizi karşıladı.
"Nerdesiniz siz! Sabahtan beri sizi bekliyoruz"
"Sakin ol Boka,Frankie'ye gidip geldik" dedim yatıştırmak için
"Tamam. Frankie çağırdıysa bir şey diyemem ama birdaha geç kalmanıza mazeret istemiyorum. Şimdi derhal kılıçlarınızı alın ve başlayın"
"Federica bir operasyon geçirdi Boka. Kalbine özel kan takviye edildi. Dikişleri olduğu için 3 gün antrenman yapamayacak"
"O halde niye geldi? Evde dinlenseydi keşke"
"Sizi yalnız bırakmak istemedim Boka."
"Ya? E-- sağol" dedi kekeleyerek3 saattir karşılıklı kılıç sallıyorlardı. Fakat bir an benim oturduğum yerdeki çalılar hışırdadı ve ardından 3 tane kızıl gömleği olan tiplemeler meydana çıkıp bize laf attı. Bunlar Pazstor kardeşler ve onların lideri Feri Ats'tı.
"Vay vay vay! Kimler burdaymış. Antrenman sahanıza bizi de çağırsaydınız" diye ortaya kurduğumuz taştan merkez simgesini tekmeyle yıktı
Hiçbir zaman haksızlığa dayanamayan Nemecsek
"HEY!" diye haykırarak yanına geldi ve kılıcını çekti.
Ats onun kılıcını düşürdü ve mızrağının sivri ucunu Nemecsek'in boğazına dayadı. Boka araya girmeye çalıştı fakat Pazstor kardeşler hepsini bir bir yakaladı. Yerde duran kılıçlardan birini kapıp yaralarıma rağmen Feri'nin mızrağına tekmeyi basıp karşısına geçtim ve kılıcımı çektim.
"Dokunma ona! 😤"
Çocuk şok olmuştu karşısında bir kızı görünce. Şeytan görmüş gibi bembeyaz suratla bakıyordu
"Bu da kim?" diye sordu
"Ben hayalet elçisi Federica. Sen de kızıl gömleklilerin başı Feri Ats olmalısın."
"Evet benim de. Sen nereden biliyorsun? Ben seni ilk defa görüyorum bunlarla ne işin var senin?"
"Orası seni enterese etmez. Ben burda ve halen daha kitaplarda yaşayan tüm kurgusal karakterleri tanırım. Paylaşamadığınız o dönemde bir oyun sahasıydı. Bunun için savaş açtınız. Nemecsek o ağır hastalığına rağmen cesaretini gösterip sizin cebelleştiğiniz o arsaya evden kaçıp geldi. Sonrasında ise onu kaybettik. Şimdi paylaşamadığınız ne onu söyle."
"Antrenman sahası. Biz de çalışacağız. O yüzden arsanın yarısını bizimle paylaşmak zorundasınız"İndirdiğim kılıcı üstüne tekrar doğrultarak bir adım ileri yürüdüm
"Savaş artık bitti Feri. Antrenman sahası istersen sizin için uygun bir yer bulabilirim"
"Hadi oradan. Şimdiye kadar hiçbir kişilik bulamamış ve aptal bir hayalet elçisi mi bulacak! Ha ha ha! Gülerim buna"Bunun üzerine kılıcı iyice boğazına yanaştırdım.
"Bu lafları sana yediririm anladın mı? Size yardım edeceğim tamam mı? Yeter ki savaş çıkmasın. Benden haber bekle ve derhal kaybol burdan! Sizi birdaha buralarda görmeyim"
Sözüm üstüne korkup kaçtılar. Kılıcı indirip derin bir nefes aldım ve ardından dengemi kaybedip düştüm. Nemecsek o anda arkamdaydı ki beni tuttu. Yere yığılmıştım. Nefes nefeseydim. Yaralarımı zorlamış olmalıydım. Etrafımda konuşulanları duymuyordum. Direk ağaçların kapladığı az bir şey görünen gökyüzüne bakıyorum. Tek bildiğim şu an da Nemecsek'in dizinde olduğumdu. Bulanık bir ses şöyle diyordu sanki
"Boka. Feri Ats'ın Federica'ya nasıl baktığını gördün mü?"
"Görmez olur muyum? Ödü koptu ki kaçtı"
"Hayır o manada demiyorum"
"Ya ne?"
"Sanki ona karşı..."
"Ernö,başlama yine. Federica sadece onlara saha bulacak onun da başka niyeti yoktur emin ol"Kan akışımın yavaşladığını hissediyordum. Yavaş yavaş kalktım. Duyduklarımın doğru olabilme ihtimali vardı. Aklıma Ernö'ya soracağım soru gelmişti. Boka ve diğerlerinden bizi yalnız bırakmalarını istedim
"İyi misin?"
"İyiyim. Yaralarımı zorlamış olmalıyım"
"Canın acıyor mu?"
"Yoo hayır. Ernö?"
"Evet?"
"Sana bir şey soracağım ama lütfen doğruyu söyle bana"
"Sana hiç yalan söylemedim Federica"
"O halde şimdi de söylemeyeceğini düşünüyorum. Frankie'nin karıştırdığı kanda ne vardı?"
"Bildiğin şeyler"
"Hayır Ernö. Seni normalden fazla koruma isteği doğdu içime. Bunda senin parmağın olduğunu düşünüyorum"
"Ya... Pof! Federica bak,ben o kanın içine daha önce kendi kalbimin bir parçasını aldırıp kattım."
"Aman tanrım! Ne zaman yaptın bunu.
"3 gün önce. Parçanın 3 gün beklemesi gerekiyormuş zaten."
"Peki neden kalp?"
"Çünkü SENİ SEVİYORUM Federica. Benim için senden başkası yok anladın mı?"Şok olmuştum. Demek bana karşı bir şeyler hissediyordu ve hislerinin karşılıklı olması için kalbinden bir parça kestirip koymuştu.
"Ah Nemecsek."
"Sevmiyorsan söyle Federica. Ben seni yine severim önemli değil. Yeter ki duyayım"
"Ya diyorum ki bunu yapmana gerek yoktu Ernö. Ben seni normalde de severdim. Keşke yapmasaydın"
"Beni affedebilecek misin?"
"Affedilmelik bir durum değil. Sana boş değilim Nemecsek. Ama bu sırrı ikimizden başkası bilmemeli."
"Boka bile mi?"
"Evet. Ustamın kulağına giderse olacakları biliyorsun. Kurgusal kahramanlarla aşna fişna olmamı zerre istemez. Çünkü gerçek bir hayalet olduğumda bu benim gamsız olmamı engeller."Elini yanağıma dokundurdu
"Sen zaten gamsız olamazsın. İstesen de. Senin yumuşacık bir kalbin var."
Birbirimize sarıldık. Şans eseri Boka gördü
"Hayırdır?"
Açıklayıp açıklamama konusunda ikilemde kaldık. Belki ikimizin tarafından da bir kişi bilirse fazla tehlike arz etmeyeceğini düşündük ve açıkladık.
"Vay be sarışın ufaklık. Tüm çalkantılardan kurtulup bir sevgili bile buldun kendine. Helal olsun 😂" diye güldü.
Nemecsek ile aramdaki yaş farkını umursamıyordum. Aşk aşktır sonuçta.❤️
ERNŐ❤️FEDERICA
👫💑💏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET ELÇİSİ
FantasiÖlüm ve yaşamak arasındaki ara dünya. Herkesin tam anlamda eşit olmadığı yer. Çünkü bu dünyada ölmüşlerin de ölümü var. Burada yaş ilerler,fakat beden ve yüz olarak aynı kalırsın. Bir kurgusal kahraman isen yaratıldığın seneden bugüne kadarki geçen...