AĞIT-Cenazede Vukuat

58 22 0
                                    

(Yukarıdaki müzik eşliğinde okunulması tavsiye edilir)

Uykudan uyandığımda hiç ama hiç keyfim yoktu. Dün olanlar yetmezmiş gibi bir de Csònakos rüyama girdi. Bir melek olmuş gökyüzüne uçuyordu. Meşhur okkalı ıslığı da son kez duyuyorduk. En önemlisi de "Gittim diye üzülmeyin,ben hep sizinleyim." diyordu.

    Üstüme siyah uzun bir elbise geçirdim. Başıma Victoria Dönemi tarzı önde iki ipi bulunan bez dikim siyah bir şapka taktım. Yüzümü yıkadım. Elime siyah gül buketi de alıp odamdan çıktım. Remí de benimle aynı anda çıkmıştı

"Günaydın" dedi bana

Bende bunu kabul edercesine sahte bir gülümsemeyle başımı salladım. Ardından dışarı çıktık. Mezarlığın yolu kabak tarlasından geçiyordu. Cenazeyi Kabak Kralı Jack devralacaktı. Havada resmen cenazenin kalbi atıyordu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.

Çamurlu topraklara basa basa farkında olmadan bazı kabakları ezerek mezarlığa vardık. Boka,Barábas,Csele,Nemecsek, Oliver ve Weisz kara tabutu taşıyorlardı. Jack de önde gidiyordu. Tom Sawyer ve Huckleberry Finn de mezar için toprağı kazıyorlardı. Oğlanlar tabutu açılan büyük boşluğa yavaşça bıraktılar. Bu onu son görüşümüzdü. Son yolculuğunda yanındaydık en azından. Belki sana sahip çıkıp,seni koruyamadıysak,sende affet bizi Csònakos.

Ernő yanıma gelip elimden tuttu. Ardından yağmur başladı. Gözyaşlarımız da aynı anda yağmurla birlikte bardaktan boşanırcasına akarak toprağa karıştı. Tabutu koymak için çukur kazan Tom ve Huck'a üzerine dua okunurken toprak atmada Boka ve Remì dahil oldu.

Jack dua okuyup son sözlerini şöyle belirtti

"Dün geceki kaza sonunda rahmetine kavuşmuş kardeşimiz Csònakos'un mekanının cennet olmasını diliyoruz. AMEN!"

Onun ardından hep bir ağızdan "AMEN!" diye tekrarladık. Kendimi tutamayıp içimdekileri dökercesine deli gibi ağlıyordum.

"Benim yüzümden! Herşey benim yüzümden! AFFET BENİ CSÒNAKOS!" diye haykırarak ağlıyordum. Yaş toprağa dizlerimin üzerine çöktüm ve ağlamaya devam ettim. Nemecsek beni bu berbat halimde yalnız bırakmadığı için kalbim ona daha fazla bağlandı. Kolunu omzuma atarak bana sarıldı. Ardından da başıma bir öpücük kondurdu. Başımın arka kısmıyla çenesini hissedebiliyordum. Az da olsa rahatlamamı sağlıyordu bu.

Hepimizin acısı çok büyük. Özellikle ben,Nemecsek ve Boka çok severdik Csònakos'u. Değerlimizdi bizim. Neşesiydi Pâl Sokağı'nın. Bir parçamız kopuyordu içimizden. Pâl Sokağı'nın içinden bir parça koptuğu kara bir yas günüydü bugün.

Fakat cenazemize yüzsüzce gelen davetsiz misafirlerden sonra kıyamet koptu. Tüm olanlardan sonra hangi yüzle geldiklerine hayret ediyordum. Gelenler Geréb ve Pazstor kardeşlerdi. Pazstorlar o ara sigara içmeye çekilmişken bende Geréb'i görür görmez yakasına yapıştım

"Hain! Alçak! Yaptıklarınız yetmiyormuş gibi bir de gelmeye nasıl yüz buluyorsunuz ha!!"

Geréb bileklerime kuvvet uygulayarak  yakasından ayırdı

"Senin nutuğunu hakaretini dinlemeye gelmedim buraya!"

"Kızıl Gömlekliler tarafında olmayı tercih ettiysen ne yüzle Pâl Sokağı'ndan birinin cenazesine gelmeye cürret edersin! Ayrıca ben Pâl Sokağı'nın hanımıyım artık! Sana Hanım namıyla emrediyorum! Yanındaki iki soytarıyı da alıp derhal toz ol gözümün önünden!" diye bembeyaz olmuş suratımla haykırdım yüzüne

Boka koşarak yanımıza gelip çıkacak olan curcunaya müdahale etti

"Federica bırak sen. Bu ona değmez inan"

HAYALET ELÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin