Jungkook üzerini giyindikten sonra bu konu hakkında konuşacağını söyleyip banyonun kapısını kapamıştı. Ayrıca Seokjin hyung neden bağırdığımı öğrenmek için odadan çıkmıştı fakat ben bir şey söylememiştim. Sonuçta diğerlerinin bu olaydan haberi yoktu.
Oturma odasına geçip beklemeye başladım. Koltuklardan birine oturduktan sonra bakışlarımı duvara çevirdim ve öylece duvara baktım. Düşüncelerden uzaklaşamıyordum. Jungkook'un söyleyeceklerinden korkuyordum. Eğer gerçekten maskeli adam Jungkook ise ne yapacağımı bilmiyordum. Maskeli adam bana zarar vermemişti, sadece beni korkutuyordu. Eğer gerçekten Jungkook ise ona sormak istediğim sorular vardı.
Kapının kapanma sesini duyduğumda bakışlarımı oturma odasının kapısına çevirdim. Jungkook kapıyı kapadıktan sonra elindeki maskeyle karşımdaki koltuğa oturdu. Yutkunduktan sonra yerdeki bakışlarını bana çevirdi ve konuşmaya başladı.
''Hyung, sadece tek bir şey söyleyebilirim. Maskeli adam ben değilim.'' İç çektim ve ortamdaki gerginlikten dolayı alt dudağımı ısırmaya başladım.
''Öyleyse o maskenin senin bavulunda ne işi vardı Jungkook?'' Sorduğum sorulara cevap vereceğini umarak ilk sorumu sordum.
''Çünkü şimdilik senin onu bulmanı istemiyor.'' Dediği şey yüzünden hayretle ona baktım. Ne yani, maskeli adamın kim olduğunu biliyor muydu? Bunu bana söylemeliydi. Eğer şimdi öğrenirsem, belki de daha sonra olabilecek tehlikeli şeyleri durdurabilirdim. Maskeli adamın kim olduğunu öğrenip, onu durdurabilirdim.
''Bana onun kim olduğunu söyle.'' Dediğimi duyduğu anda başını iki yana salladı. ''Jungkook...''
''Yapamam hyung, lütfen ısrar etme.'' Söylemeyecek miydi yani? Onu nasıl ikna edebilirdim ki? Gerçekten öğrenmek istiyordum.
''Jungkook, lütfen... Kim olduğunu öğrenmeye ihtiyacım var. Hayatımda zaten saçma sapan bir herif var ve başka bir saçmalık daha eklenmesini istemiyorum.'' Jungkook karşımdaki koltuktan kalktı ve yanıma oturup ellerimi tutup bedenimi hafifçe kendine döndürdü.
''Hyung, gerçekten söyleyemem. Söylemek istiyorum ama yapamam.'' Tehdit mi edilmişti ki? Neden söylememekte ısrar ediyordu?
''Söz veriyorum bana söylediğini bilmeyecek. Eğer şimdi kim olduğunu söylersen, hemen gidip neden bana böyle bir şey yaptığını falan sormayacağım. Bir süre bekleyeceğim, söz veriyorum.'' Umutla onun suratını incelerken bir şey söylemek için dudaklarını araladı fakat bir şey demeden geri kapadı. Alt dudağımı ısırmaya devam ederken başını eğdi.
''Sen maskeli adamın kim olduğunu söylemediğin sürece, maskeli adamın sen olup olmadığından şüphelenmeye devam edeceğim Jungkook.'' Eğdiği başını bir anda kaldırdığında gözlerinin yaşlı olduğunu gördüm. Onu şu ana kadar çoğunlukla gülerken görmüştüm fakat şimdi neredeyse ağlayacaktı.
''Hyung, ben değilim. Cidden ben değilim.'' Ellerimi tutmaya devam ediyordu. Sesinin titrediğini duymak canımı yakmıştı. Onu ağlarken göreceğimi hiç düşünmemiştim. Ellerimi kendime çektim ve oturduğum yerden kalktım.
''Özür dilerim.'' Odadan çıkmadan önce göz ucuyla ona baktığımda yanağından çenesine doğru yol alan sıvıyı görmek beni pişman hissettirmişti. Düşünmek için biraz zamana ihtiyacım vardı. Jungkook'a inanmak istiyordum. Fakat yalan söyleyip söylemediğini bilmiyordum. Ne kadar doğru söylediğini düşünsem de, düşünmeliydim.
Üçümüzün paylaştığı odaya girdiğimde Taehyung'un telefonuyla ilgilenmeye devam ettiğini gördüm. Odanın kapısının açıldığını duymuş olmalı ki bakışlarını bana çevirdi. Benim geldiğimi görünce telefonun ekranını kapatıp yanına koydu ve yatakta oturur pozisyona geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me, vmin
FanfictionGecenin bir saatinde uyumak üzereyken camınıza taş atıldığını düşünün. Korkmaz mısınız?