14

1K 149 44
                                    

Taehyung'un beni sevdiğini söylemesinin üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti ve o günden beri iyi değildim. Yani iyi anlamda iyi değildim. Aslında bu duyguyu nasıl açıklayabileceğimi bile bilmiyordum. Bu bir hafta boyunca aklım sürekli Taehyung'da olduğu için Jungkook ve Joowon'un arasını yapmaya yarayacak planlarımı unutuvermiştim.

Taehyung o günden beri bana oldukça yakın davranıyordu. Evet, diğer günler de yakın davranıyordu fakat bu kadar yakınlık... kalp sağlığım için fazlaydı. Yanağımdan öpüyor, fırsat bulunca arkamdan bana sarılıyordu. Hatta bir ara yüzünü yüzüme o kadar yakınlaştırmıştı ki beni öpeceğini falan sanmıştım. Hatırladıkça çılgına dönüyordum.

Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştığım sırada odaya Jungkook girmişti. Yatağımda bağdaş kurup oturan beni umursamayıp kendini yatağına attı ve rahatladığını belirten bir ses çıkardı. Garip bakışlarımı ona yollarken aklıma Joowon olayı gelmişti.

''Şu sıralar garip davranıyorsun.'' Jungkook'un sesini duymamla birlikte dikkatimi ona verdim. Garip mi davranıyordum? Bence garip davranmıyordum.

''Ne gibi garip?'' Kaşlarımı kaldırarak sorduğumda başını bana çevirip gözlerimizi birleştirmesiyle yutkundum. Uykusu varmış gibi görünüyordu. 

''Bilmem. Bana karşı garipsin.'' Neden ona karşı garip olduğumu anlayamamıştım. Gayet de aynı davranışlarıma devam etmiştim. Bunun nesi garipti ki? ''Ve bu gariplik hoşuma gitmiyor.''

''Jungkookie... yine başlama lütfen. Seni üzgün görünce üzüldüğümü biliyorsun.''

''Engel olamıyorum hyung. Sen Taehyung hyung ile yakınlaşınca üzgün görünmemeye çalışıyorum fakat daha fazla nereye kadar devam edebilirim bilmiyorum.''

''Yeni kişilerle tanış. Emin ol bunun sana yararı olacak.'' Alttan alttan mesaj vermiştim tabii. Sonuçta bir yerden başlamak gerekti, değil mi? Önceden yeni kişilerle tanışmaya pek olumlu bakmadığını söylese de yeniden şansımı denemek istemiştim.

Gözlerimin içine bakıyordu ve bakışları öyle anlamlıydı ki kendimi suçlu hissetmeme neden oluyordu. Halbuki böyle hissetmemeliydim. Başkalarının duygularını bu kadar önemsemek ne kadar normaldi bilemiyordum.

''Sen varken başka kişilerle tanışmak mı?'' Alayla konuştuğunda gözlerimi devirdim.

''Bana bağımlı gibisin ve bu hoşuma gitmiyor.'' 

Yataktan kalktıktan sonra adımlarımı benim olduğum tarafa yönlendirdi. Ardından yanıma oturdu ve kollarını belime sarıp başını omzuma yasladı. Onu kendimden ayırmak için bir hamle yaptığımda sesi kulaklarımı doldurdu. ''Bu sarılmayı arkadaşça düşünemez misin? Hemen beni kendiden uzaklaştırıyorsun, alınıyorum sana.''

Hafif dalga geçermiş gibi konuştuğunda omzuna vurdum ve siyah saçlarını karıştırdım. ''Jungkookie?''

Çok geçmeden omzuma yaslanan şahıstan ses gelmişti. ''Hm?''

''Senden hoşlanan biri olduğunu söylesem ne tepki verirdin?''

Omzumdaki başı aniden kalktığında çeneme çarpıyordu ki son anda kendimi kurtarmıştım. İri gözleri benimkilerle buluştu ve birden elimi tutup sallamaya başladı. ''Kim benden hoşlanıyor? Kimmiş benden hoşlanan?''

Bir dakika, az önce resmen pot kırmıştım. Hızlıca bunu nasıl toparlayacağımı düşünmeye başladım. 

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra söze başladım. ''Birinin senden hoşlandığını söylemedim. Sadece... nasıl tepki vereceğini merak ettim.''

save me, vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin