YIKILMAZ

BAŞKA

Sabahın rahatsız edici ışıkları gözlerime hucum ederken,sıkıntıyla derin bir  nefes alıp beni saran kollardan kurtulmaya çalıştım.Kurtulma girişimimle beni daha çok sıkan kolların Erez'e ait olduğunu hatırlayınca hareket etmeyi bıraktım.Sonuçta kendisi tam bir dengesizdi ve bana tekrar kızıp canımı yakabilirdi.Sıkıntıyla tekrar derin bir nefes aldım ve Erez'in hemen uyanması için dua etmeye başladım

Aradan geçen yarım saatin sonunda Erez hala uyanmazken,artık daha fazla dayanamayacağıma anladım ve kızmasını umursamadan kollarının arasından hızla çıktım.Benim kollarından çıkıp ayağa kalkmamla, Erez'de uyanıp yatağa oturmuştu.Şaşkınlıkla Erez'e bakarken,açıkcası uyanacağını düşünmemiştim ki,zaten yeni uyanmış gibi bir halide yoktu.

—Ne kadar dayanacağını merak etmiştim ama yarım saat dayanabileceğini hiç düşünmemiştim.

Çatık kaşlarımla Erez'e bakarken,neden böyle bir şey yaptığını sorguluyordum.Derdi neydi acaba bu adamın,üstelik neden benimle uyuyordu,bakalım ben onunla uyumak istiyormuydum.Tamam onunla uyumak mükemmel bir şeydi, fakat bunu onun bilmesine gerek yoktu.

Erez hala bana bakarken,sonunda yataktan çıkmıştı.Bende sonradan farkettiğim,giyinme odasından girilen banyoya,gitmek için harekete geçmiştim.Banyoda gerekli işlerimi halledip,duş almak için küveti doldurdum ve üzerimdekileri çıkarttım.Her ihtimale karşı banyonun kapısını da kilitlerken ,doldurmuş olduğum küvete girdim ve sıcak suyun,bedenimi gevşetmesine izin verdim.

Uzun ve rahatlatıcı duşun ardından,üstümü giymiştim ve kuruttuğum saçımı tarıyordum.Saçlarımla işim bitince bağlamak yerine salık bıraktım ve aşağıya inmek için odadan çıkmıştım.Odadan çıkmamla Hira ile karşılaşmam beni biraz korkutsada Hira'ya belli etmeden gülümsedim.

—Naber seksi  yaratık.

Açıkcası bu kızı seviyordum ve bana böyle seslenmeside hoşuma gitmiyor değildi.Hira'ya tekrar gülümsedim ve koluna girip onu merdivenlere yönlendirdim.Tabi bu sırada söylediği sözün karşılığınıda veriyordum.

—Bana seksi yaratık derken,kendinin  sevimli bir uzaylı olduğunu,
unutuyorsun sanırım.

Bana tek kaşını kaldırarak,muzip bir şekilde bakan Hira'ya göz kırpıp gülümsedim.O da bana gülümserken,çoktan aşağı inmiştik.Bir taraftan salonda oturanları süzerken diğer yandanda,söylediğim sözlere karşılık veren Hira'yı dinliyordum.

"Aferin.....Beni laf yarışında yenebilen, sayılı insanlardan birisin.". Egolu ve kendini beğenmiş bir şekilde bana bakarken,söylediği söz nedeniyle tek kaşımı kaldırmış onu izliyordum.Salonda boş bırakılmış ikili koktuğa yan yana otururken.Akçay ve Ilgaz'ın günaydın sözüne karşılık kısa bir baş selamı verdim.

—Aslında laf yarışında sandığın kadar iyi değilsin.Bir tek cümlemle yenildiğine göre.

Az önce Hira'nın bana attığı egolu ve kendini beğenmiş bakışların aynısını ben ona atarken,Hira'nın egosunun yavaş, yavaş söndüğünü gördüm.Hira şaka yaptığımı sonunda anladığında, bana sinirli bir bakış atıp,yanındaki yastığı karnıma geçirdi.Yastığın karnımdaki yaraya denk gelmesi ile acıyla öne doğru eğilirken ağzımdan da kocaman bir inleme firar etti.Salondakiler bana telaşla bakarken, acının büyüklüğü karşısında yutkundum.Gözlerim kocaman açılırken karnımın ilk defa bu kadar çok acıdığını hissettim.Hala öne eğilmiş bir şekilde dururken önümde diz çömüş,Hira,Deniz,Akçay ve Cansu'ya baktım.Kocaman açılmış gözlerimden iki damla yaş düşerken,Ilgaz bana yardım edip beni ikili koltuğa yatırdı.Acı hafifte olsada azalırken,tişörtümü yukarı sıyıran Ilgaz'a baktım.Ilgaz yaralı  karnıma bir bakış atıp,sessizce yutkundu ve Deniz'e döndü.