Sellllllllam millet! Burayı bayağı özledim. Ve tabi ki yazmayı da! Umarım bu bölümden keyif alırsınız. Şu sıralar o kadar yoğun bir tempodayım ki anlatamam. Bu tempo bayağıdır sürüyor ama inşallah güzel bir sonuçla son bulacak. Umarım hepiniz iyisinizdir..!
Vote ve özellikle YORUMLARINIZ benim için çoook önemli. Lütfen okuduktan sonra benim sizleri anlayabilmem için bir iki satır bir şeyler yazın ve gönderin!
Bölüm şarkımız- gnash - i hate u, i love u
Tam olarak Venedik'i anlatıyor..
Sizleri seviyorumxx
-MsPotter1
Bölüm 19
Her saniye, her dakika, her saat alehime işliyordu.. Hissediyordum. Her saniye beni daha çok karanlığa gömüyordu. Çıkmaya çabalıyordum ama sonuç? Yoktu. Belki de artık alışmalıydım.. Belki de artık kurtarmaya çalışmamalıydım kendimi. Çünkü ne zaman kurtarmaya çalışsam bir şey mani oluyordu, bir şey kolumu çekip beni uzaklaştırıyordu. Neydim ben şimdi? Lanet olası bir kraliçe zımbırtısı mı? Benim kendime hayrım mı vardı ki başkalarına olacaktı? Kendime daha kaç kere lanet etsem geçecekti şu hayat bozuntusu? Belki de geçmeyecekti.. Ne kadar lanet edersem edeyim..
Şu an belki de evimden binlerce kilometre uzaktaydım ya da evime birkaç yüz metre yakınlığındaki bir sahildeydim. Bilmiyordum. Bildiğimi sandığım tek şey ,büyük bir belirsizliğin içinde olduğumdu. Kafamdaki tilkiler birbirlerinin kuyruklarına basmaya başladıklarında gözlerimi aralamaya çalıştım. Ama sadece çalıştım çünkü açamıyordum. Üzerimdeki ağırlık tüm gücüyle duruyordu.
Bir dakika, üzerimde gerçekten bir ağırlık vardı. Hem de büyük bir ağırlık. Kollarımı hareketlendirmeye çalıştığımda gözlerimi de yavaştan açmaya çalıştım. Odaya dolan güneş ışığından bu da yarım kalırken üzerimdeki ağırlığın altından çıktım. Gözlerimi ovuştururken belli belirsiz gördüğüm yüz tanıdıktı..
Siyah saçlar, kemikli bir yüz... Yatağa dahi sığmayan bir vücut.. Alexander!
Yattığım yerden öyle bir hışımla kalktım ki o da yerinde huzursuzca kıpırdandı ve gözlerini ovuşturmaya başladı.
"Burada ne arıyorsun!?" diye cırladığımda ben de sesime şaşırmıştım. Gözlerini kısarak kulaklarını kapadı.
"Birincisi ne bağıryorsun sabah sabah? İkincisi burası benim evim?"
Alexander'ın evi mi? Etrafa hızlıca göz ezdirdiğimde gerçekten de böyle bir yerde ilk kez bulunuyordum. Diğer siyah evdeki odası değildi burası. Farklı bir yerdi.
"Burada ne arıyoruz o zaman!?" Yine saçmalamaya başlamıştım.
"Venedik iyi misin? Burası benim ev- Ahh!"
Kafasına attığım yastıkla susmak zorunda kalmıştı. Kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlerken, o da benden daha hızlı bir şekilde kapının önünde durarak çıkmamı engelledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Lise!
Dla nastolatków"Seni adi herif benden ne istiyorsun?" " Seni istiyorum..." "Sen bir psikopatsın!" diye bağırdım. Görüntü bulanıklaşmaya başlarken; " Tıpkı benim olanlara sahip oldukları gibi bende sana sahip olacağım,sadece benim olacaksın. Kader...