Normal Gün!

1.9K 110 2
                                    

Evet! Geri geldim. Sizinle buluştuğum için çok mutluyum ve sabrınızdan dolayı teşekkür ediyorum. 10. Bölüm'e geldik! Çok gurur verici gerçekten :) Bu bölüm multimediamız var! Umarım beğenirsiniz!

Multimedia: Kolye

Sizleri çok seviyorum xx

-MsPotter!

 Bölüm 10

James'in Gözünden..

 "Bana bu mesajları atan kim James? Benden ne istiyor?" dediğinde , onun da bana aşık olduğu günü hatırlamıştım. 

     "O yağurlu günü hatırlıyor musun? Ufaktık ve herşey üst üste gelmişti." dedim yavaşça.

      Gözlerimin içine baktı ve hafifçe güldü. 

      O gün kopamadığımız, birbirimize düğümlendiğimiz gündü işte!

      Venedik bana sarılmış ağlarken, Venedik'in arkasında bir gölge görür gibi oldum ve hemen arkama döndüm. Venedik de bunu anlamış olacak ki;

      "Noluyor James?"

      "Y-yok bişey.." dedim ve onu daha çok sardım.

      Ama onun arkasında gördüğüm kocaman gölgeden emindim..

      Bu yoksa....

     Bu yoksa O muydu?

     ******

     Venedik'in Gözünden..

        Son derste bittiğine göre eve gidebilirdim. Evde bir güzel uyuyacaktım. Bugün kabus gibiydi.

       Sınıftan Shılıe ile çıktım. O da yorguna benziyordu.

       "Bugün kü seçmeli derste neydi öyle? Kadın pestilimizi çıkardı..." diye hayıflanıyodu ve ben de dinlemiş gibi yapıp;

       "Evet, hmm, doğru.." gibi kelimeler kullanıyordum.

       Normal bir gün olsaydı kesinlikle dinlerdim ama bugün normal değildi.

      Bütün gün aklımı kurcalayan bir soru vardı :

     "Bana bu mesajları atan kim?"

    ***

   Yolda James'i de görmemiştim. Shılıe evine doğru dönerken ben de biraz daha yürüyüp eve doğru yaklaştım. 

       Anahtarımı cantamdan çıkramaya çalışırken telefonum öttü.

       Telefonuma baktım.

      1 Mesaj - Bilinmeyen Numara

      Hemen açtım.

      "Parkın köşesindeki çam ağacı.."

      Bu da neydi böyle?

      Bir işaret miydi?

      James'e haber versem olay büyürdü..

      Belki de oraya yalnız gitmeliydim.

      Beni çağırıyordu belki de..

      Evet, oraya gidecektim.

      Hemen anahtarı cebime koyup, etrafta kimse var mı diye bir göz gezdirdim.  Kaldırımın en köşesinden yürüyerek parka ulaştım. 

           Parkın köşesindeki çam ağacını herkes bilirdi. Yazın onun altına oturup gölgesiyle ferahlardık.

           Orayı avucumun içi gibi bildiğim için hemen buldum. Ağacın yanına gittim.

           Ortalarda kimse görünmüyordu. Etrafa bakınırken yerdeki kan damlası dikkatimi çekti. Ağacın kökünden yaklaşık 5 santim falan ötedeydi. Kan izlerini takip ettiğimde ağacın yere yakın olan bölümünde birşeyler yazılı olduğunu gördüm.

             Bu yazılar kandan yazılmıştı ve şöyle yazıyordu;

              "Hayatının kilidi.."

             Bir an şok oldum. Hemen yazının altındaki anahtar simgesine baktım. Tam dokunayım derken ağacın yazılı olduğu bölüm bir çekmece gibi içceri girdi ve elime bir kuş tüyü düştü.

              Kuş tüyü simsiyahtı ve ucunda kurumuş kan vardı. Çok yumuşaktı ve kırılgan görünüyordu.  hemen yere attım. Yere attığımda ikinci şoku yaşadım;

                 Kuş tüyünü yere attığımda bir kolyeye döndü ve bir not düştü;

                "Artık kaderin senin elinde küçük kız.."

Lanet Lise!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin