İyi akşamlar can okurlarım.. Nasılsınız bakalım?:) yeni bölüm geldi.. Okuduktan sonra yorum yapmayı unutmayın;)
Medyadaki fotoğrafı beğendiniz mi?:)
Bugün @NataQuluzade isimli okuyucumun doğumgünüymüş, kutlarım🎉🤗 bu bölüm sana gelsin o zaman...
Aslında çok şanslı hissediyorum kendimi, o kadar güzel ve iyi yürekli okurlarım var ki verdiğiniz mutluluğu anlatamam:) iyi ki varsınız!
Ben ayak altından çekileyim, sizi bölümle baş başa bırakayım😀
Zaman bazen hızlı geçer sen ise arkasından bakmakla yetinirsin.. Senden geçerken senden çaldıklarını fark etmezsin. Ama bazen zamanın akışını, her anını hissedersin. Çünkü tam değilsindir.
Yanında ve kalbinde birileri eksikdir..
Mert ve Leyla için de söz konusu bu durum geçerliydi. Hayata devam ederken, hayatlarını düzene sokarken içlerini yakıp kavuran özleme direnmeye çalışıyorlardı.
Mert Mehmet Kılıç'ın tüm hayatını araştırıyor, Mesut babasıyla günlerce bıkmadan, usanmadan sohpet ediyor her gün yeni bir şeyler öğreniyordu.
Bulutl'a Mert arasında önceleri soğuk rüzgarlar esse de şimdi normale dönmüş gibilerdi. İlk başlarda Leyla'nın gidiş sebebi olarak Mert biliniyordu ama Ela Bulut'a Leyla'nın her şeyi bildiğini ancak geri dönmek istemediğini anlatınca Bulut'a kabullenmekten ve Mert'le yeniden normale dönmekten başka yol kalmamıştı.
Sonuçta kimse iki insan arasındaki olayları ve duyguları onlardan daha iyi anlayamazdı.
Bulut ve Ela hayatlarının en güzel günlerini yaşıyorlardı. Kızları doğmuştu.
Liya tüm ailesine mutluluk ve huzur getirmişti. Herkes Ela'ların evine hücum ediyor Liya uyuyana kadar onu sevip okşuyorlardı.
Liya isminin anlamı uzun süre beklenilen demekti. Bulut aile olmak için uzun süre beklemişti. Ta ki Ela ile evlenip kızları doğana kadar.
Ela doğum yaparken babası yurtdışındaydı ama annesi doğum sırasında her şeyi anlamış ama kocasına bir şey söylememişti. Sonuçta güzel bir torun sahibi olmuşlardı.
Liya inatçı bir kız olacağının sinyallerini doğmadan belli etmişti. Şöyle ki, doğuma kadar her kontrolde sırtını dönüyor kendini göstermiyordu.
Doğduğu ilk günden hem Ela'ya hem Bulut'a benzediğini söyleseler de ortada gün gibi belli olan tek şey Liya'nın teyzesine olan benzerliğiydi. Esasen asi ama derin bakışları, gülünce ilk önce gözlerinin içinin gülmesi gibi benzerlikleri herkesin Leyla'ya olan özlemini artırıyordu.
Mert de diğerleri gibi Liya'ya pek düşkündü. Her iş çıkışı Bulut'la birlikte Liya'yı görmeye geliyor ona türlü türlü oyuncak hediyeler getiriyordu.
Mert en çok Liya'nın kokusunu seviyordu. O kokuyu hissedince rahatlıyor tüm sıkıntılarından kısa sürelik uzaklaşıyordu..
Bir kere kucağına alınca bir daha bırakmak istemiyordu. Alışkanlık yapıyordu bebek sevgisi onda.
"Yeter lan!! Bırak da kızımı seveyim senin yüzünden uyanıkken doya doya sevemiyorum.."
Bulut yine kızını herkesten özellikle Mert'ten kıskanmaya başlamıştı.
"Dedin ya KIZIM! Biraz daha sevip gideceğim. Ama senin kızın amcasını daha çok seviyor.." Kendinden emin tavır takınmıştı. Cevabı karşılığında Bulut'un bakışları daha da sertleşmiş daha da öfkelenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş'in İzleri
RomanceCesaretli Kadınla İnatçı adamın hikayesi.. Sizi en yakın arkadaşınızla aldatan eski sevgilinizden nasıl intikam alırdınız? O başkasına bekaretini vererek ona ihanet edenlerden intikam aldığında aslında hayat ona en güzel hediyyesini sunmuştu. Aşkı...