Doğum günü...

13.6K 476 37
                                    


Heyyy, can okurlarımmm!!! Nasılsınız? Özel bölümle karşınızdayım...

Maşallah 205k olmuşuz.. Çok ama çok mutluyum, çok teşekkür ediyorum hepinize teker teker.. İyi ki ama iyi ki varsınız💜 henüz düzenlenmemiç bölümlerimiz mevcut. Dikkatinize ...

Özel bölümle sizi baş başa bırakırken, ben Can'ın hikayesinin ilk bölümünü yayınlamaya gidiyorum.. Kendinize iyi bakın, sizi yeni hikayemde de beklerim. Hepinizin güzel kalbinden öpüyorum..

Yorum yapın lütfen...







Sessizce kapısı aralık olan odanın önüne gelip içeride olan biteni izliyordu. Duydukları yüzüne tarifi imkansız gülümseme kondurmuştu. Her an odaya dala bilir ve her iki erkeğini sınırsız sevgisine boğa bilir, oğlunun yanaklarını ısıra bilirdi.

Ne güzel babaydı öyle! Oğluyla konuşuyor, nasihat veriyor ve daha daha neler..

"Bak oğlum sen erkek adamsın, olur olmaz şeylere ağlama! Ayıp!"

Kıkırdamaları aniden kesilip bağırmaya ve sonrasında ağlamaya dönüşen oğlunu sakinleştirme çabalarına güldü..

Ama çabaları başarılı olmuştu bu zamana kadar.

Adam iyi babaydı vesselam!

"Oğlum, neden ağlıyorsun? Güzel surat ananı mı özledin?!"

Kaşlarını çatıp oğlunu yüz yüze gelecek şekilde kucağında havalandırdı.

"Bak seni severim bilirsin! Ama," diyip gözlerini kısdı ve sesini daha da indirdi. "Ama karımla arama girmeyeceksin! Yerini bil oğlum! Senin yerin kendi yatağın benim yatağım değil, gele bilirsin ama misafir gibi kısa sürelik."

Söylediklerine karşılık Mehmet keyiflenmiş ve kıkırdamıştı.

Elini yüzüne uzatıp burnuna koydu ve sıktı.

"Ee ne diyorsun? Anlaşalım mı? Eğer anlaşırsaaan.." son hecesini uzatmıştı. Ama tamamlayamadı çünkü Leyla daha fazla dayanamayıp odaya girmiş ve "Ee?" diye sormuştu.

"Oğlumla aramıza girme karıcığım, senin yanın aramız değil, kocanın yanı!"

Leyla içinde dolup taşan aşkla oğluna dünyasına ve dünyasını döndüren ona hayat veren adama baktı.

Mehmet annesini görünce garip garip sesler çıkarmış ve babasının elleri arasından adeta kurtulmaya çalışmıştı.

"Benim yerim sizin yanınız.. Benim kalbim sizin vatanınız, biliyorsun değil mi?"

Mert aralarındaki boşluğu kapatıp dudaklarına ulaşmaya çalışırken "bilmez olur muyuz?" diye cevapladı.

Leyla Mert'e istediğini vermeyip Mehmet'i kucağından alıp yatağa taraf yürüdü.

Arkasında bıraktığı adamın surat ifadesini siz iyi bilirsiniz..

Aynı oyuncak arabası elinden alınıp gözleri önünde başkasına verilen çocukların yüzündeki ifadeden daha vahimdi.

Leyla gün geçtikce büyüyen ve kilo alan oğlunu taşımakta bazen zorluk çekiyordu.

Oğlunun gömleğinin düğmelerini tek tek açarken "Oğlum artık büyüdün sen. Yarın gezmelere mi gidelim yoksa dedelerinin yanına mı götüreyim seni?!" diye soruyordu aynı zamanda.

Mert yanlarına gelip tam da Mehmetin yanına sırtüstü uzandı.

"Biz de onu konuşuyorduk.."

Ateş'in İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin