Ateş'in İzleri

4 -Mutsuzluk-Mutluluk- +18

Sevdiğimiz insanlar yanımızdayken zor günler çabuk geçer, bir yerlerde saklanan güneş yeniden bizim gökyüzümüzde parlardı her zaman..

Hayatımızı ısıtır, aydınlatırdı.

Kötü günler yıllar önce yaşanmış gibi unutulur..

Leyla'nın da gökyüzünde bu sıralar güneş parlıyordu. Sevdiği insanlar onu hayata döndürmek, kötü anılarını unutturmak için birlik olmuş ve o eski Leyla'yı az da olsa geri döndüre bilmişlerdi.

Ela abla şefkatiyle, Bulut ağabey sevgisiyle ve Selen can dostuğuyla Leyla'nın hayatını aydınlatıyorlardı.

Tüm bunlara rağmen aklını işgal eden bir kişi vardı.

Mert Kılıç; O geceki bakışlarını düşününce Leyla kendini bir garip hissediyordu. Sanki yüksek bir tepeden aniden aşağıya rüzgara karşı tüm hızıyla iniyordu her düşündüğünde.

O adam onun aklını karıştırmıştı.

Bu geçen 1 haftada Leyla yaşadıklarını vereceği tepkiden dolayı tereddüt etse de baştan Ela'ya anlatmıştı.

Ela'nın ilk başdaki tepkisi çok sert olsa da sonrasında dayanamamış kardeşini anlamaya çalışmıştı.

Yaşadıkları hiç kolay değildi.

Ela öğrendiklerinden sonra Mert'e karşı nasıl davranmalı olduğuna bir türlü karar veremiyordu.

Ama sonra o gece kulüpte yaşadıkları olaydan sonra Mert'in Leyla için endişelenmesi, ona karşı davranışları aklını karıştırmış hatta onların arasında kimsenin göremediği bir bağın olduğunu düşünmüştü.

Leyla bir süredir çalan telefonunu açtı ve arayanın kim olduğuna bakmadan kulağına götürdü.

"Efendim." yeni uyandıması uykulu sesinden belli oluyordu.

"Leyla hanım, bugün şirkete gelmeniz gerekiyor. Proje de bir takım anlaşılmazlıklar var."

Arayan babasının sekreteriydi.

Kadının söylediklerini duyunca hala rüyada olduğunu düşledi.

Bu zamana kadar şirkette çalışmamak için türlü türlü nedenler üretiyordu. En önemlisi resim yapıyordu.

Ama şimdi bir kaç haftadır eline fırça aldığı yoktu.

Ve proje.. Hayalindeki projeyi kağıta döküp babasına gösterdiğinde babası hiç düşünmeden evet demişti.

Şimdi babasının bir lafını iki edemezdi.

Hayalindeki proje için elinden geleni yapacaktı.

Istemese de "Tamam. 1 saate ordayım." deyip, gideceğini belirtmişti.

"Babam şirkette mi?" bu arada babasını da görür diye düşündü.

"Evet kendileri buradalar."

Leyla telefonunu kapattıktan sonra zorla kendini banyoya attı ve sıcak bir duş aldıı.

Bornozunu üzerine geçirip ilk önce saçını havluyla özenle kuruladı.

Saçlarının doğal halini seviyordu. Hafif dalgalı.

Saçlarıyla gözlerinin renginin aynı olmasını seviyordu.

Saçlarını çok seviyordu..

Hemen banyodan çıkıp tualet masasının önüne geçince pufun üzerine oturdu. Hafif bir makyaj  yaptıktan sonra gaderoba doğru giderken üzerine ne giyineceğini düşündü.