O gece ismini bilmediğim tepede hayatımın ilk öpücüğünü almadım. Kalbim birinin bana dokunuyor olduğu gerçeğiyle ilk kez çarpmadı ama hepsi, hafızamın biriktirdiği bu tür anıların tüm geri kalanı, sanki hiç var olmamışçasına aklımdan uçup gitti. Neymar'ın dudakları ve elleri düşünebildiğim tek şey haline gelirken beni içten içe yiyip bitiriyorlardı.
Yıllardır hayalini kurduğum öpüşmeyi, dünyaca ünlü bir futbol yıldızıyla yaşayacağımı hiç akıl etmezdim. Kışın bile insanın içini ısıtmaya yeten kızıl şehir ışıklarının karşısında, hafif bir esinti eşliğinde bir tepede... Gökyüzü temiz ve parlak, çıplak ayaklarımın altında sarsıldığını sandığım toprak...
Telefonumun çalmasıyla kendime geldim. Fernando ve Marco çiftlikte birbirini peşlerken çamurlu botlarından sıçrayan damlalardan kaçındım. Arka cebimdeki telefonumu çıkardığımda Aya'nın aradığını gördüm. Bağırışarak bir bisikleti tamir etmeye çalışan Beatriz ve Carlos'u da geride bıraktığımda, Linda'ya yaklaşmıştım. Tezgahta hepimiz için hazırlamaya koyulduğu nescafelerin suyunu kaynatıyordu.
"Alo?"
"Alé?" Aya'nın her halinden ağladığı belli olan sesini işittiğimde Fernando ve Carlos'a birer çocuk gibi etrafımda koşuşturmamaları için küfür edip garajda biraz daha adımladım.
"Ne oldu Aya?" dedim merakla.
"B-ben..." Titrek ve savunmasız sesi benim bile içime sıkıntı düşürdüğünde, artık iyice endişelenmeye başlıyordum. Çaresizce ofladı ve hıçkırıklarının dudaklarından kaçmasına izin vermemek için değişik sesler çıkararak biraz bekledi. "Ben..."
"Kızım söylesene şunu!"
"Ben çok kötü bir şey yaptım Alessandra. Şimdi nereye gideceğim? Bunu annemlere nasıl söylerim?" dedi ağlamaya başlayarak. Durum gerçekten ciddiydi.
"Şşş sakin ol Aya. Bir yolunu buluruz güzelim. Önce ne oldu anlat bana."
"Ben hamileyim." Başımdan aşağı bir kazan kaynar su boşaltılmış gibi, olduğum yere çivilenmiştim. Doğru mu duymuştum? Aya hamile miydi? Benim kuzenim olan? O daha 18 yaşındaydı!
"Ne dedin?" dedim emin olmak için. Tabi canım, büyük ihtimalle duyduklarım bir yanılsamadan ibaretti.
"Hamileyim." sızlanarak tekrarladı. Ağlaması şiddetleniyordu. "Ne yapacağım?!"
"E-emin misin bundan?" Yükselen sesimle birlikte yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu anlayan arkadaşlarım, başımda toplanmıştı.
"Eminim! Üç kere test ettim ve üçünde de pozitif çıktı!"
"Tamam, tamam..." dedim bakışlarımı etrafımda gezdirerek. Bir yol bulmaya çalışıyordum. O çocuğun otuz yıl sonra benim için sahip olacağı değerden habersiz, ondan kurtulma planları kurdum. Sonuçta Aya daha 18 yaşındaydı, liseyi bu sene bitirecekti ve okuyacaktı. Eğer dayım böyle bir şey olduğunu duyarsa Aya'ya olan tüm güvenini kaybederdi. Onu okuldan başka bir yere çıkarmazdı, sürekli peşinde olurdu. Daha da kötüsü eğer çocuk doğarsa Aya'nın artık bölüşmek zorunda kalacağı bir hayatı olacaktı. O zamanki aklımla bunun yok edilmesi gereken kötü bir şans değil de, kutsal sayılacak kadar güzel bir görev olduğunu fark edemiyordum. Bir çocuk sahibi olmayı düşleyemeyecek kadar çocuktum demek ki hala.
"Sakin olalım önce. Bir şekilde-"
"Bir çıkış yolu yok Alé!" diye bağırdı Aya. Sinirli ve üzgündü. Muhtemelen hormonları yüzündendi. Onun hamile olabileceğini hala aklım almıyordu. "Onu doğurmak zorundayım, bir bebeği öldüremem. Hayatımı daha başlamadan mahvettim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in the night. neymarjr
FanficYine de sakin kalmaya çalışıp sesimi yükseltmeden ona sordum; "Bak, insanlıkla sorayım. Benden uzak durman için ne yapmam gerekiyor?" dedim. Sesim çatallanıyordu. Bana olması gerektiğinden daha fazla yaklaşıp, kafasını hafifçe yüzüme eğdi. Hayatım...