Biri yirminci bölüm mü dedi???? Multideki şarkıı x_x <3
.
Arka plandaki feci gürültüyle gözlerimi yavaşça aralayıp görüşüm netleşene kadar sersemce etrafıma bakındım. Pencerenin önündeki koltukta uyuyakalmıştım. Her yerimin sızım sızım sızlaması bir yana, Carlos'un odasının yanındaki banyoda son ses Rihanna - Work çalıyordu. Telefonumu oturduğum koltuğun minderi arasına sıkışmış olduğu yerinden kurtarıp kaşlarımı çatarak ekrana baktım. Saat sabahın yedi buçuğuydu.
"Neler oluyor?" dedim boynumu zor hareket ettirebildiğim için yavaşça arkamı dönerek. Bir karmaşanın içine uyandığım için hiçbir şey düşünemiyordum.
Carlos çalışma masasına eğilmiş, sırt çantasının içine bir şeyler dolduruyordu. "Günaydın Alé!" dedi. O an, açık oda kapısının ardından Gertrudes'in hışımla yürüyüp banyoya daldığını gördükten sadece birkaç saniye sonra, Dulce'yi sessiz olması için fırçalayan sesi evin içinde yükselmeye başlamıştı.
Tanrım, Martinez malikanesinin geceleri bile hiç sessiz kalamadığını söylediğimi hatırlıyorum. Siz bir de sabahın erken saatlerini, herkesin uyanmaya başladığı vakitleri düşünün!
"Günaydın..." diye sızlandım. Oysa ki uykuya dalalı henüz sadece birkaç saat geçmişti!
"Hadi, elini yüzünü yıkayıp kahvaltıya in." dedi Carlos odadan çıkarken. Çantasını da beraberinde götürmüştü. Oflaya puflaya gece üzerime örttüğü pikenin altından çıktım ve ayağa kalktım. Örtüyü uykulu halimle elimden gelen en iyi şekilde katladıktan sonra koltuğun üzerine geri bırakmıştım. Dün gece içtiğimizi de hesaba katarsak tamamen uyanmakta güçlük çekiyordum.
Ayaklarımı sürüye sürüye, bu sefer sesi bir mikrar kısılmış Rihanna şarkısını takip ettim. Aralık duran banyo kapısını arkamdan kapattıktan sonra lavabonun üzerine yapıştırılmış aynanın karşısında saçlarını düzleştirmekle meşgul olan Dulce'ye selam verdim.
"Çişim var Dulce-" derken klozetin kapağını kaldırıyordum. "Sakın bakma." Dulce bana sorun olmadığını söylerken gerçekten benimle zerre ilgilenmeyeceğini az çok tahmin edebiliyordum. Liseli bir genç kız olarak okula gitme vakti gelmeden önce saçlarını yapmalıydı ve bu iş, şu an onun için en önemli şeydi.
İç geçirdim ve işimin bitmesini beklerken dirseğimi dizime dayayıp yanağımı avucuma yerleştirdim. Gözlerim Dulce'nin aynadaki yansımasından isteğim dışı kayıp kapanmaya başlıyordu.
Tam tekrar içim geçecekken biri kapıyı bangır bangır yumrukladı.
"Çık şuradan, duş alacağız heralde!" diyordu bir ses. Dün koşuşturan kardeşlerden biri olmalıydı. Sesini çıkaramayacağım kadar çok uykum vardı ve bir de hala çalan bir şarkı vardı tabii.
"Kes sesini!" dedi Dulce elindeki saç tutamını bırakmadan yüzünü kapıya dönerek. "Sakın geleyim deme. Tuvaletteyim!"
Sonunda evin içindeki kaos beni bir nebze uyandırmayı başardığında yanaklarımı hızla tokatlayıp tamamen ayılmayı denedim. İşimi bitirip sifonu çektikten sonra Dulce'nin lavabonun başındaki yerine doğru adımlamış, ellerimi güzelce sabunladıktan sonra soğuk suyu yüzüme basmıştım. Doğrulup aynadaki yansımamıza baktım. Dulce benden yaşça daha genç oluşunun getirisiyle ışıl ışıl parlarken, ben göz altarı çökmüş mutsuz bir zombiye benziyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in the night. neymarjr
FanfictionYine de sakin kalmaya çalışıp sesimi yükseltmeden ona sordum; "Bak, insanlıkla sorayım. Benden uzak durman için ne yapmam gerekiyor?" dedim. Sesim çatallanıyordu. Bana olması gerektiğinden daha fazla yaklaşıp, kafasını hafifçe yüzüme eğdi. Hayatım...