Merhabalar. Yaz tatilimize renk katacağını düşündüğüm bir hikayeyle sizlerleyim. Beğeniceğinizi umut ederek iyi okumalar dilerim.
Multi; Helin.
İçkiyi kafama dikerken aynı zamanda da kardeşim Selin'i duymaya çalışıyordum.
Ne dediğini anlamasamda "Boşver hadi oynayalım." diyerek oturduğum tabureden kalktım ve tepinen kalabalığın içine gidip bende oynamaya başladım.
Mız mız kardeşim çok durmayıp arkamdan gelmişti.
"Helin hadi gidiyoruz geç oldu."
Gülücüklerle "Gece daha yeni başlıyor kardeşim." dedim onuda oynamaya teşvik ederken.
"Annem arayıp duruyor, gitmeliyiz."
"Sen git ben dans ediceğim."
"Sensiz hiçbir yere gitmiyorum."
"O zaman dans ediyoruz." diye bağırdım.
Selin'de ne kadar istemez gibi görünse de oynamaya başlamıştı. Oynadıkça dahada rahatlıyordum.
Bir anlık dalgınlıkla Selin'i kaybetsemde fazla umursamadım. Dans ederken birden betona çarptığımı hissetmiştim. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm...
Hayır olamaz. Eski sevgilim Zaza Murattı. Allah'ın cezası beni nerden bulmuştu ?
Yapmacık bir şekilde gülümseyerek geriye bir kaç adım attım.
Kolumdan sıkıca tuttu.
"Benden o kadar kolay kurtulabileceğini mi sanıyordun bebeğim ?"Midemi bulandırmıştı. Yine de sağlam kalabilmek için suyuna gitmeliydim.
"Canım iki medeni insan gibi ayrıldığımızı sanmıştım ?"
Kaşlarını çattı ve tuttuğu kolumu dahada sıkmaya başladı.
"Beni terk ettin lan!""Bazen yaparım öyle sürprizler fazla şey etme."
"Lan sen beni deli mi etmeye çalışıyorsun ?"
Sıktığı kolum iyice acımaya hatta acıdan gözlerimi yaşartmaya başlamıştı bile.Kurtulmanın bir yolunu ararken kurtarıcım kafasında kırılan bir şişe olmuştu. Kahramanım Selin imdadıma yetişmişti.
Şişeyi Zaza'nın kafasında kırdıktan sonra elimden tutup koşmaya başladık. Kalabalık ve karanlığın içinde ne kadar koşabilirsek !
En sonunda bardan çıkmıştık. Soluklanmak için durduğumuzda arkadan gelen Zaza ve adamlarını görmemizle tekrar tabanlara kuvvet diyip koşmaya başladık ta ki kendimizi bir taksiye atana kadar.
Taksiye bindiğimde patlattım bir kahkaha.
"Ne maceracı kardeşleriz ama." Gülmekten gözümden yaş gelmişti.
Selin ise benim aksime çok korkmuştu ve yüzü kireç gibiydi.
"Bu rahatlığının sırrı ne ? Nerdeyse cesedimiz çıkacaktı."
"Ama çıkmadı değil mi ?"
"Artık başını belaya sokmandan bıktım. Bir gün gerçekten faka basacaksın."
"O bir gün gelirse konuşuruz. Şimdi kebapçıya mı gitsek ? Açım ben aç."
"Hayır, eve gidiyoruz." Dikiz aynasından hayretle bizi izleyen taksici beyfendiye evin adresini söyledikten sonra tekrar bana döndü.
"Uslu durman lazım."
Kafamı iki yana olumsuzca salladım.
"Duramam. 18 yaşında bir gencim ve senin aksine ruhum adeta bir lunapark."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Ruh
ChickLitSırf özgürlüğü elinden gitmesin diye onca yıl kimseye aşık olmamıştı. Çünkü biliyordu ki aşk, esaretten ibaretti. Özgürlüğünü elinden alıcak adama günden güne bağlanırken ikizininde ondan farksız olduğunu gördü. Bu sefer hayat özgürlüğünü kısıtlamış...