Özgür Ruh

3£ÖR£

Yeni bir bölümle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar🌸

Multi;Erkan

"Seni kaçırırken belalın arabanın plakasını almış."

"Zaza mı?"

"Ne haltsa. Geldi beni buldu atar gider yaptı."

"Hee sen arabayı ondan değiştirdin. Korkma canım ya öldürmez ama sakat bırakır."

"Ciddiyet?"

Anlatması için sustum.

"Sen kim oluyorsun da benim sevdiğim kızı benden kaçırıyorsun o sadece benim falan dedi bir sürü tehdit etti."

"Sen de sünepe gibi dinledin mi?"

Sargılı elini havaya kaldırarak "Sence?" dedi.

Hayretler içerisinde elini tutup yüzüne baktım.
"Na-nasıl? Ama hala hayattasın ve yüzünde en ufak bir çizik bile yok."

"Sandığın kadar sünepe değilmişim." Gözlerimi kaçırdım.

"Seni uyarmak için geldim sağlam pabuç değil onunla oynamaya kalkma."

"Çok düşüncelisin canım ama ben bir kere attım kendimi o ateşe bu saatten sonra yapılacak tek şey kaçış."

"Eee arayan belasını bulur."

"Bu sefer araban bir çizikle kurtulamaz sinirlerim ayaklanmadan ufaktan uza. He tekrardan gelmek aklına eserse de bir kamyon gülle gel."

O bunca kelimeme karşılık sadece "Selin'e selam söyle." demişti.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Ne demişti o? Selin demişti. Peki ne söyle demişti? Selam söyle demişti.

Evet evet bunları demişti. Erkan arabasıyla uzaklaşırken aklımda düğünden itibaren olan tüm olaylar canlandı.

Erkan'ın düğüne girdiğimizde ilk Selin'in elini sıkması, birlikte beni kurtarmaya gelmeleri, beni arabadan atıp Selin'in inmesine izin vermemesi ve son olarak 'selam söyle' demesi.

Olayları birleştirince puzzel ortaya çıkıyordu.

Bu yakışıklı diyip bağrımıza bastığımız angut bas baya ikizime yürüyordu yahu!

İlk gördüm kuralı diye bir şey vardı ve onu ilk ben görmüş, ilk ben etkilenmiştim. Olamazdı. Bu nikah kıyılamazdı!

   
                                             ••••

Annemlere yetişip birlikte kahvaltı yapacağımız yere gitmiştik. Oturduğumuzda Selin merakla "Ne dedi, ne konuştunuz?" diye sordu.

Gözlerimi kısarak elimi çeneme koydum.
"Neden bu kadar ilgileniyorsun?"

"Sadece merak ettim." Gözlerini yerde gezdirdi.

"Ben de merak ettim ne diyor eyfel kulesi kılıklı?"

Selinle birlikte gülmüştük. "Eyfel kulesi mi?"

"Evet eyfel kulesi görmüyor musunuz çocuktaki boyu posu maşallah."

"Eee sen neden geldiğini söylemicek misin?"

"Dün gece kalbi ağrımış, sıkışmış, çarpıntı yapmış."

Selin "Nasıl analamadım?"

"Nesini anlamadın kız? Beni arabadan atmaya göynü razı olmamış işte."