Özgür Ruh

9£ÖR£

'sadece kelimelerle hoşçakal dedik
ve ben yüz kere öldüm
sen ona döndüğünde,
ben karanlığa döndüm'

Sahneye çıktığımda içimdeki bir ses bunu yapmamamı söyledi. Selin'den hoşlanmadığım halde hoşlandığımı söylemek bana yakışmazdı.

Bir genç kızın duygularıyla oynayamazdım. Bu yüzden saniyeler içerisinde kurguladığım senaryoyla aşağıya indim ve Helinin bileğini tuttum.

Üçüde bana şaşkın ve anlamamış halde bakıyordu.

"Neden gitmesi lazımmış?" dedi Burak.

Burak'ın Heline olan duyguları zaten beni geriyordu birde şimdi burnunu sokması damarlarımı bir ip gibi çekiyordu.

"Selin'i al otele gidin." dedim bağırarak fakat ortamdaki fazla sesten bağırdığım anlaşılmadı.

Helini alıp giderken "Hop." diyerek kolumdan tuttu.

"Öyle Selin'i al gitle olmuyor, yeter. Helinle ilgili bir şey varsa bununla ben ilgilenirim sana noluyor?"

Sabır diledim. Hatta içimden ona kadar sayarken ikide dayanamayıp yumruğumu Burak'a geçirmek için havalandırdığımda bir el hareket etmeme engel oldu.

Elin sahibi Helindi.

Etrafımızı gösterdi "Farkındaysan gece kulübünün açılışındayız rezillik çıkmasını istemezsin."

Naif elini kolumdan çekmişti. İstediğim tek şey Helini alıp burdan çıkmaktı. Sadece Helinle olmak istiyordum. Kavga bile etsek birbirimizin canını yakacak sözlerde söylesek onla olmak istiyordum.

"Daha fazla uzatmadan Selin'i al ve git." dedim dişlerimi sıkarak.

Helin ise Burak'a dönüp kulağına bir şeyler fısıldadı. O anki sinirle bileğindeki elimi eline kaydırarak tuttum ve sanki sürüklermiş gibi birlikte kulüpten çıktık.

••••

Sanırsınız sörf yapıyordum. Erkan beni öyle bir çekiştiriyordu ki kendimi bıraksam havada uçardım. Dışarı çıktığımızda sinirle soludum.

"Bu yaptığın saçmalıkların amacı ne?"
Hala yürüyor ve benide ardından sürüklüyordu.

"Zazayı gördüm." dedi yarım ağızla.

"Ne?" diye tiz bir çığlık çıktı ağızımdan.

Cevap vermedi. "Nereden bulmuş ki burayı? Ya ben bundan kurtulamayacakmıyım? Sence peşimizdemidir?"

"Sakin ol, yanımda güvendesin."

"Zaza tarafından vurulan biri mi söylüyor bunu?"

"Sana bir şey olmamıştı değil mi? O zaman güvendesin."

"Tamam da yürüyerek nereye gidiyoruz?"

"Helin!" diye bağırdı. "Bir kerede sus."

"Neden susacakmışım canım hiçte susmuyorum."