7. Bölüm- KARGA

2.2K 313 414
                                    




Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! Satır aralarında görüşmek üzere! Zihniniz daima diri kalsın.






"Belki cennet her şeye inananların fantazisi olabilir ama size cehennemin haritasını verebilirim."


7. Bölüm- KARGA


Levra ve Alamut, 1944/Avara

Sod Ven- Comatose


Avara'da kış hiçbir zaman bitmezdi.

Soğuk, sanki şehrin gerçek benliğini oluşturan temel unsur gibiydi, bulunduğu yeri asla terk etmiyordu, yaz ayında bile.

"Bu kadar soğuk sanırım Tanrı'nın bize bir cezası," küçük kızın sessiz mırıldanışı küçük çocuğun kulaklarına iliştiğinde başını gömdüğü yerden kaldırmıştı. Küçük kızla göz göze geldiklerinde gözlerini devirip önüne dönmüştü Alamut. İçinde ateşin yandığı tenekeyi kıza fark ettirmeden ittirmişti bile.

"Çeneni çalıştırmak için güç harcayacağına biraz şu ateşe yaklaşsan şimdiye çoktan ısınmıştın Levra," Alamut, Levra'yı kolundan -canını acıtmayacak şekilde- tutup kaldırdığında, dizlerini yere indirip üstüne oturtmuştu küçük kızı. "Uzat ellerini birazcık."

Levra omuz silkti, beyaz-gri karışımı saçlarının aralarına düşen kar taneleri Alamut'un parmaklarını karıncalandırıyordu. Yanaklarını şişirip ofluyordu.  Levra'nın bu haline o görmeden tebessüm edip ellerine uzandı. "Her şeyi illa ben yapacağım değil mi Levra?"

"Başka türlü eğlencesi kalmıyor ki!" Küçük kız sırtını Alamut'un göğsüne yaslayıp ellerinin ısınmasını hoşnut gözlerle izledi. İkisi de çocuktu ancak biri, diğerinden daha erken büyümek zorunda kalmıştı. Birlikte hayatta kalabilmek için.

Bir süre sessizce tahta parçalarından gelen çıtırtıları dinlediler, Levra mayışmak üzereyken Alamut'un parmakları, beyaz saçları narince okşuyordu. Levra tıpkı bir kedi gibi mırıltılar çıkartırken elleri her geçen saniye artan sıcaklık nedeniyle yanmaya başlamıştı; yine de çekmedi ellerini.

"Keşke," diye başladı mırıltı bir sesle sözlerine. "Keşke özgürce ateşe dokunabilseydim." O an kader farklı bir cümle yazdı küçük kızın bahtına.

Alamut bu sözler üzerine kaşlarını çatmıştı. "Neden bu kadar çok ateşe dokunmak istiyorsun?"

"Çünkü dokunabilseydim bir daha hiç üşümezdim," Levra gerçekten soğuktan haz etmiyordu, Alamut'un aksine. "Ya da biri benim canımı yaktığında bende onun canını yakabilirdim." Küçük kızın yaslı olduğu göğüs bu sözler üzerine gerildi. Levra dışardan bakıldığından her ne kadar küçük ve narin görünse de canı yandığında tam bir şeytan olabiliyordu.

"Canın yandı diye can yakmak zorunda değilsin Levra," Alamut bunların Levra için ne kadar boş sözler olduğunun farkındaydı ancak onu uyarmaktan da kendini alamıyordu.

"Sana zarar veren birine zarar verdiğinde aldığın yara iyileşmez, üstü kapanmaz. Tek yaptığın kalbini kirletmek olur."

Omzunu silkti Levra, bu sözlerin hiçbirine aldırış etmiyordu. "Benim canım yandıysa onlarınki de yansın Alamut. Ben acı çekiyorsam onlar da çeksin." Levra'nın ormanları kıskandıracak kadar canlı yeşil gözlerine çöreklenen hırs bir an için Alamut'u telaşa sürükledi. Onun istediğinde ne kadar gözü kara birine dönüştüğünü çok iyi biliyordu.

7 NEFESTE 1 DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin