7 NEFESTE 1 DÜNYA

10. Bölüm- BELLİSSİMO İNFERNO

"If you wanna go then I'll be so lonely, if you're leaving baby let me down slowly."- Alec Benjamin

"Oysaki her boş bakış, katiline baktığında anlamlaşır."

Multimedia: Hazen Dora Aladağ

10. Bölüm- BELLİSSİMO İNFERNO

Dağ yolunun kıvrak zemininde yılan gibi ilerleyen arabanın içinde sinirden mi yoksa yolun bozukluğundan mı kaynaklanan bir mide bulantısı yaşadığımı anlamaya çalışıyordum.

Yıldız Kadın'ın evinden çıkış anımız aklımdaki çarklara takıldığında midem bir kez daha kasıldı. Ela gözlerinde parlayan hainlik damarlarımda akan kanı kaynatmaya yetmişti.

Öfke o kadar ani bir şekilde yükseldi ki dilimin ucunda asılı kalan kelimeler bir anda netlik kazandı. "Sen aptalın tekisin."

"Ne?" sessizliğimi bir anda bozuşum, hele ki böyle bir şekilde bozuşum onu afallatmıştı. Şaşkınlıkla kıvrılan kaşları ne dediğimi anlamaya çalışan gözleriyle yüzüme bakıyordu.

"Balık beyinli," dedim birden, o kadının karşısında düştüğüm durumu hatırladıkça mide asidim kabarıyordu. "Kuş hafızalı."

"Tam tersi değil miydi onlar?"

"Yorum yapma bana gergedan suratlı."

"Kaldı mı başka hakaretin?" dedi bu kez sesinden şaşkınlığı sıyırıp sakinliği giydirmişti. "Göz doktorundan randevu alalım sana, gözün bozulmuş senin."

"Sana tüm hakaretleri etsem içimdeki şu öfke dinmez," dedim tükürürcesine. Resmen kadının beni aşağılamasına izin vermişti. "O kadar sinirliyim ki!"

"Sana sazan gibi kadının teklifine balıklama atla diyen olmadı!"

"Ya ne yapsaydım?" dedim öfkeyle yükselerek.

"Susacaktın!" öfke balonu aniden aramızda patladığında saçılan taneciklerden birer birer hiddet akıyordu. "Kapatacaktın o çeneni! Bana bırakacaktın."

"Hah!" dedim alayla gülerek. "Parmağını döndürüp kadını ateşe mi atacaktın?"

"Bende Hazen Dora'nın iğnelemeleri nerede kaldı diyordum," dedi yandan bir bakış atarak. "Buradaymış."

"Söylenip duracağına cevap ver," dedim sert bir sesle.

Ayağını gaz pedalına biraz daha bastırdı, düzgün yola girmiştik artık. "Birincisi, kendini bilmez üslubuna dikkat et. Bu tavrına karşı sabır kotam pek kalmadı, ağlatırım seni. İkincisi, düşünmeden çemkirme bir daha. Kadını tanıyorum, senden daha güzel bir tercih sunabilirdim ona."

"Ağlatırmışmış beni," homurdanarak suratımı buruşturdum yüzüne karşı. "Hayal dünyan çok geniş senin."

"Ağzının içinden konuşmayı kes," gaza biraz daha yüklendi. "Hayal dünyasının kabul edemediği durumlar karşısında kalan sensin, benim aksime seninki sığ."

"Konuş ben dinlerim elbet seni," dedim boş bir sesle. Koltukta iyice kayıp dizlerimi torpidoya yasladım, konuşmayacaktım eve gidinceye kadar onunla. Hala içimde atamadığım, bastırmaya çalıştıkça daha da köpüren siniri hissedebiliyordum.

Omzunun üstünden dönüp baktığını ve ne yaptığımı anlamaya çalışan bakışlarının ağırlığını sol profilimde hissedebiliyordum. "Ne bu şimdi? Çocuk gibi küsecek misin? İstersen kollarını çiçek yap bir de tam olsun."