Mahpeykar yangından sonra hamama götürüldü tıpkı kirlenen diğer tüm cariyeler gibi , ağalar yangını söndürmüş, sultanlar dairesini temizlemeye başlamış ; yeni mobilyalar , kıyafetler alınmaya başlanmıştı .
Mahpeykar o an baygın olduğu için Sultan Ahmet'i görmemişti , ama görmek için sabırsızlanıyordu. Belki o gitmesine izin verirdi , ondan yardım dileyebilirdi.
Mahpeykar temizlendikten sonra her cariyeye verilen basit kıyafetini giydi , ardından Bülbül Ağa gelip onu Safiye Sultan'ın yanına götürdü . Hiç beklenmedik bir şekilde Mahieykar ilk defa Safiye Sultan'la tanışacaktı ; kapı açıldı Bülbül ve Mahpeykar içeri girdi ,
-Gel Mahpeykar
-Kraliçe yardim et , zorla geldim buraya , evime gitmek istiyorum. Ailemi kardeşimi özledim
-Anastasia değilsin artık , Mahpeykar'in bir annesi bir babası bir kardeşi yok , onlar Anastasia'nın sahip olduğu meziyetler . Mahpeykar'in ise bir ailesi var ; Validesi Handan , Büyük Validesi ben ve sevdiği Ahmet ; şimdi Nasya'nın küllerini savurmanın ve zümrüt-ü anka misali yeniden doğmanın vaktidir , bir aslan gibi kükremenin bir kılıç gibi saldırmanın
vaktidir .
Safiye Sultan'ın bu duygu dolu etkileyici sözlerinin ardından bir hatun elinde bir bohça ile içeri geldi , içinden kızıl renkte ipekten ve parıltılı taşlarla bezenmiş bir kaftan çıkarttı ve elbisenin omuz kısmından havada tuttu.
-Sultanım ?
-Rahmetli Cennet Mekan hünkarımız Sultan Murad Han'la ilk gecemizde gitmiştik , sıra sende hatun git ve torunumuz Ahmedin ol ...
-Ben kimsenin değilim , ben bir çocuğum sultanım , bırakın gideyim
Safiye Sultan bu sözlere aldırış etmeden bir tebessüm göstererek Mahpeykar'ı yolladı
En güzel kokular , en güzel takıları getirdiler Mahpeykar'a , Safiye Sultan'ın kırmızı kaftanınıda giyip aşk için altın yola yürüdü .
Kapılar açıldı ve kızıllar içinde bir melek belirdi , Sultan Ahmet'in güzelliğine hayran kaldığı prenses , kraliçe olma yolunda ilk adımını attı , ilk defa bir erkekle olacaktı Mahpeykar , Ahmet'le göz göze geldiler , Ahmet elini kaldırıp Mahpeykar'ın boynuna dokundu .Mahpeykar tepki vermeyince Ahmet elini çekti
-Yardım et Ahmet , kaçayım buradan
-Kaçmak mı ? Ahmet naifçe gülümsedi-Bende kaçmak kurtulmak istedim buradan ama imkanı yok .
-Seni de mi zorla getirdiler ?
-Ben burada bu sarayda doğdum , fakat saray o kadar boğuyor ki insanı yaşıyor olmak dahi en büyük ceza oluyor bana
-Sen kralsın istediğini yaparsın ; gönder beni , kurtar beni
-Ben padişahım Mahpeykar ; sen de sultanım olmak istemez misin ?..
O gece yalnızca uyudular , beraber uyandılar
Gündüz olduğunda Mahpeykar , Ahmet'e bir kaç dakika baktıktan sonra odadan çıkıp gitti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET-Kösem #Wattys2016
Fiction HistoriqueMasum bir kiz Onu alikoyan bir padisah Tatli Bir aşk Sarayin koridorlarinda pekde normal gecmeyen bir yılın ardından bir sabah bir ejderha goruyor Asgardiya V Osmanli Elsa&Losrat V Kösem&Mihrimah Iki düşman halk Iki düşma...