Bölüm 14 - Kösem

182 37 1
                                    

"İçimden tuhaf bir his şehzade olmasını istiyordu fakat kalbim kız da olsa oğlan da olsa onu sevecegimi söylüyordu , annemi anlayacaktim sonunda , anne olmayı öğrenecektim , onu en güzel şekilde yetistirecektim , insanları sevmeyi bilecek , asil ve onurlu olacakti , asla boyun egmeyecekti ve Validesinin sözünden çıkmayacaktı."

**Anastasia
Ahmet bu neşeli haberle sevincin en doruklarına ulaşırken onu bu kadar mutlu edebilmiş olmak kalbimde şenlik vermeme sebep oluyordu , onu seviyordum , o benim olmuştu , bende onundum , onun omzuna başımı koydugumda daha güzel nefes alıyordum , ne zaman gelsem has oda yasemin kokardı , beni seviyordu beni düşünüyordu , Handan Sultan beni , adamdan özel getirmişti demek ki beni onceden de tanıyorlardı , hanedan beni yaralı bir güvercinmişimcesine koruyordu ; Halime Sultan , Handan Sultan , Safiye Sultan , birbirlerini sevmeselerde beni seviyorlardı , bende onları zaman içinde sevmiştim , en başta sevemezdim zaten anlayın beni çok katı kurallarla dolu bir yere zorla getiriliyorum , fakat kuralları öğrenince aslında bana diğer cariyelerden daha iyi davrandıklarını fark etmiştim

Ahmet'le yaptığımız kahvaltı bitince ağalar gelip topladılar , onlar çıkınca Ahmet'te alnima bir öpücük kondurup , "Devlet işleri var , gitmeliyim." diyerek kalkıp gitti. O çıktıktan sonra Has Oda'da tek başımaydım , bana gerçekten guveniyordu yoksa devletin en özel odasını bana bırakıp gider miydi ? Onun özel eşyaları bazi evraklar ve okuduğu kitaplar buradaydı , mis kokulu yatağı ve bir de gözdeler koğuşu kadar büyük bir terasi , belki biraz abartmış olabilirim , dikkatimi çeken bir sesle ayağı kalktım "Kösem" , yine bu ses ve yine Hürrem Sultan'ın sesiydi , ses terastan geliyordu , şaşırtıcı olabilirdi fakat ya alışmıştım ya da korkmuyordum , ayağa kalkıp terasa açılan kapının önündeki tülleri cekerekterasa girdim , balkon duvarının üzerinde tam karşımda bir şey duruyordu , çok fazla parildiyordu , birden omzumde bir el hissettim korkudan arkamı donemezken zümrüt yeşili yüzüğü fark edince onun Hürrem Sultan olduğunu fark ettim , evet aslında korkmaliydim , ve zaten içimde en tuhafindan bir korku yaşıyordum , "O kolye artık senin Kösem , seni koruyup kollayacak" bu sefer bana neden Kösem dediğini soracaktım "Bana neden Kösem diyorsunuz ?" , "Hanedana kosemlik edeceksin , onların gecede parlayan lambası sensin , doğru yolu göster onlara , bundan böyle adın Kösem , bu ismi sana haremin ruhu verdi." bir an gerçekten haremin canlı olduğunu düşündüm , aslına bakarsanız canlıydı işte , besleniyordu , istediği herşeyi yapiyordu . Bu canliya hükmetmek ise muhteşem bir güç veriyordu . Gözlerimi kırpışımda kendimi has odada az önce oturduğum divanda buldum . Neler oluyordu bana bilmiyordum , ayağa kalkıp yatağa yoneldigimde aynadaki gorüntümle şok olmuştum , noluyordu bana , sapsarı saçlarım renkli gözlerim nerede , beyaz tenim , kısa boyum narin beyaz tenim , noldu onlara , Yuce Isa anlat nolur ne oluyor ? Korkuyla geriledim ,yüreğim ağzımdaydi , cigerlerim sökülmüş gibiydi , korku aci veriyordu , ben bidakika bu ben miydim , kimin bedeni bu , hem beni tanimazlarsa nolacakti hayatım değişirdi , tabi yasayabilirsem , has odadaydim , ve az evvelki ben yoktum , bu başka biriydi bu kimdi ? O an aklıma Hürrem Sultan'ın "Bundan böyle adın Kösem" deyişi gelmişti , yoksa Kösem olmak bunu mu gerektiriyordu ? ellerime baktım , daha uzun ve ince parmaklar , daha olgun bir vücudum vardi , daha büyük gibiydim , kapının açılmasıyla kendimi süzmeyi bıraktım , Handan Sultan gelmişti , yüzünde büyük bir korku vardı , neyse ki beni tanımıştı , durun bi , ben dahi kendimi tanıyamadım , o nasıl beni tanıdı , belki de latife ettikleri gibi bir büyücüydü , bir cadıydı Hürrem Sultan . Bir daha ki gelişinde basının arkasinda göz var mı diye kontrol etmeliydim , bu normallesmis miydi ? Bir daha gelecegini düşünmüştüm , zihnim kabullenmise benziyordu "Ahmedim nerde ?" Handan Sultan'ın lafiyla irkildim " Devlet işleri için çıkıp gitti Sultanim" gözlerindeki korkuyla beni kolumdan kavrayıp peşine taktı , "Ne oluyor Sultanım ?" çok ruhaf bir gündü "Celaliler toplanmış payitahta yürüyecek , acele et Kösem , Ahmedimi bulup asker toplamasını soylemeliyiz." neyin şokunu geçirmeliydim ? Bana 'Kösem' deyisine mi , yoksa Celalilerin payitahta yürüdügüne mi veya Handan Sultan'ın nasıl bunu Ahmet'ten önce öğrendiğine de sasirabilirdim. "Celaliler mi ? "

⌛⏳⌛⏳⌛⏳⌛⏳⌛⏳⌛

**Ahmet

Devletimi ve saltanatimi ve dahi hayatımı yetmezmiş gibi hanedanimi tehdit eden bu isyani durdurmak zorundaydim , ben 15 yaşında bir genç delikanlı iken tahtına oturduğum bu yüce devleti idare etme görevi gerçekten zordu , Kösemim , benim en degerlim olmasa ayakta duramazdim sevgisiyle beni mest ediyordu , fakat şimdi bir hatun olarak devletimi koruyamzdi , bu görev benimdi askerlerim yigitlerim beni bekliyordu , emrimle sarayin avlusuna getirilen , Cennet mekan atam Fatih Sultan Mehmet'in icadı toplara baktım , belki celaliyi hemen durdururdu fakat bu sefer saray etrafındaki halkın evi erzagi dükkanıda hasar alırdı , avluya dolan askerlerimi izledim , bin tanesi saray avlusunda beş yüz tanesi haremde , beş yüz tanesi ise sarayimda has oda ve devletin özel odalarını korumak için konumlanmistı , az sonra da sarayın dışında hemen yakinina üç bin uzağına kentin dışına da 10 bin asker dizilecekti , Celaliler cok fazlaydı , civardaki hainleri capulcuyu toplamış parayla asker tutmuşlardı , önlem alamazsak üç asırlık cihani dize getirmiş devlet-i aliyye , ite soysuza kalacaktı , az sonra veziri-azamım Derviş Paşa has odaya destursuz girdi , "Hunkrım civsr vilayetlerden elli bin yeniçeri çağırdık , payitahtin dört bir yanına konuclandilar." duraksadim ve şaşırdım bu askerle beraber tamı tamına altmış beş bin asker celaliyi göğüsleyecektik peki bu kararı Dervis'e aldiran neydi , hem neden bana sormamisti , "Celaliler kafirle bir olmuş Hunkarim , sayıca onlardan üstün olmalıydık , ve bunu acilen yapmaliydik , bende sizden habersiz emir saldim." ben sormadan zihnimi okumustu , basimla onu onayladım ve has odanın kapısının ikinci kez destursuz açılmasıyla başımı kapiya çevirdim ; yüzüme bir tebessüm kondu , nar cicegim , yaseminim gelmişti koşup bana sarıldı "Ahmet" gülümsedim , kalbim hoş olmuştu , korkula titreyen bedenim durulmuştu , evet üç kıtanın ve yedi cihanin padişahı olarak korkuyordum , devletime sahip çıkamaz , emanete ihanet edebilirdim , daha Roma'yı kusatacaktim , Kösem'le bir asrı devirecektik , belki biraz abarttim fakat , korkuyordum . "Nasil Ahmet , nasıl bu kadar örgütlendiler ?" ona bunun cevabını vermemeliydim , hatunlar devlet işlerine karışmamaliydi , zaten vaktiyle Hürrem , Nurbanu ve Safiye Sultan'ın devlet içinde kurduğu devlet yüzünden Osmanlı Imparatorluğu , paslanmisti , fakat o masumiyetle yoğrulmuş Kösem'di o onlardan olamazdı değil mi ? "Cennet mekan babam Sultan Murad Han , vaktiyle celalilere yardım etmiş , ve beraber kafire yürümüşler , fakat cenk esnasinda taraf değişip hainlik edip kafirle bir olmuş , devleti aliyye nin ordusuna saldirip hazinenin büyük kısmını yagmalamislar , bu sebepten vaktiyle culüs bahşişi gecikmişti , iste bu hazineyle zenginleşen celaliler daha da büyüyerek orgutlenmisler , babam defalarca kökünü kurutmak istesede devlete sızan bu hainler tekrar üremişti , Rabbim izin verirse bu hesabı ben kapaticam evelallah!"

Evet arkadaşlar , diğer bölüm muhteşem olacak , en az 2500 kelime yazicam , ben diziyi animsatmasin diye Köşeme biraz sizofreni kattım 😊 Ya da bunu büyülü bişey olarak gorebiliriz ona daha karar vermedim , Hürrem Sultan , Kösem her yardima ihtiyaci olduğunda yanına gelecek , ben yazmaktan gerçekten zevk alıyorum fakat oy ve yorum yok , lütfen özellikle yoruuum Pls 😊

*Spoiler*
-Ahmet , celalilerle savaşan ordunun başına geciyor ,

'Bol macerali bir bölüm sizi bekliyor'

MASUMİYET-Kösem #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin