Utanç: 1.3

2.9K 211 75
                                    

  Geriye doğru birkaç adım atmaya çalıştım fakat bileğimi kelepçe misali sarmış iri el beni durdurdu. Dudaklarının oynadığını görebiliyordum fakat kulaklarımda sadece dehşetle akan kanımın uğultusu vardı ve kalp atışlarım o kadar güçlüydü ki  sanki tişörtümü havalandırıyormuş gibi hissediyordum. 

  " Demir'e onun için geleceğimizi söyle. Alınacak bir intikamın olduğunu. " 

  Tırnaklarımı adamın çıplak tenine sapladım ve çığlık attım. Buna nasıl ve ne zaman karar verdiğimin farkında değildim. Kendimi bir anda çığlık atarken bulmuştum.  

  Adam ellerini bileklerimden çekti ve koşmaya başladı. Köşeyi büyük bir hızla döndüğünde ise gözden kaybolmuştu. 

  Sokağın ortasında öylece etrafıma bakmaya başladım. Sanki bu kadarla sınırlı değilmiş gibi hissediyordum. Birazdan biri beni bıçaklayacak veya arabaya bindirip ormanlık bir yolun kenarına cesedimi bırakacakmış gibi.

  " Sen iyi misin?"  İrileşen gözlerimle daha bugün tanıştığım adamın yüzüne baktım ve sağ elimi boğazıma götürdüm. Ses tellerimi gerçekten bir anda fazla zorlamıştım. 

  " Polisi arayalım mı? " Polis kelimesi beynimde şimşeklerin çakmasına neden olmuş ve ben polisi aramak için eline aldığı telefonun üzerine elimi koymuştum, onu engellemeliydim. Polise söyleyecek bir şeyim yoktu. Polisin yapabileceği bir şey de yoktu. 

  " Hayır gerek yok ifade vermekle filan uğraşmak istemiyorum. " 

  Endişeli gözleri yüzümü taramaya devam ediyordu " Emin misin daha kötüsü de olabilirdi. " 

  Konuşmak yerine  başımı sağa sola sallayarak tekrar istemediğimi belirttim. Polisi değil Demir'i aramalıydım. Bu adamdan kurtulur kurtulmaz hemde. 

  " Yurtta kaldığını sanıyordum, böyle tenha bir yolu kullanarak nereye gidiyordun? " Gözlerindeki şüpheyi görebiliyordum. Bir sarmaşık misali yavaş yavaş büyüyor ve onu takip ettiğim düşüncesi daha da güçleniyordu. 

  Normal bir zamanda ona yurtta kaldığımı nereden bildiğini sorardım ama onu suçlamadan önce kendimi aklamam gerekiyordu.

  " Ben fikrimi değiştirmiştim seni bu yoldan giderken görünce de peşinden geldim. " 

  Elini hala tuttuğu kolumdan çekti ve duruşunu dikleştirdi. " Arayabilirdin, numaramı vermiştim sana. " 

  " Aklımdan çıkmış. " diyebildim sadece. söyleyecek başka bir şey aklıma gelmiyor gelse dahi çok mantıksız bulduğum için susmaya devam ediyordum.

  " Neyse, önemli olan ders çalışma teklifimi kabul etmen. " 

  Yüzündeki gülümsemeyle kafasını kaldırdı ve gökyüzüne baktıktan sonra gülümsemesi daha da genişledi. " İleride çok konforlu çardakları olan bir park biliyorum. Hava da güzel orada çalışmak ister misin? " 

  Evine davet etmemesi beni rahatlatmış ve kütüphaneye gitmeyeceğimiz içinse sevinmiştim. Her ne kadar son zamanlarda içimden gelmese de özümde konuşmayı ve sorular sormayı çok seven birisiydim ve kütüphane sessizliği bana tam bir işkence gelirdi. 

  " Tamam, gidelim. " 

  Yürümeye başlamadan önce bana elini uzattı ve " Ben Bera Çağlayan. " uzattığı eli sıkarken " Selin Andaç. " demeyi başarmıştım. 

  Yürümeye başlamıştık ve içimden bir ses ben konuşmazsam Bera'nın da konuşmayacağını söylüyordu. Bense hem az önceki olayın şokunu atlatabilmek ve hem de birlikte vakit geçireceğim bu insanı tanımak için bir süreliğine eski, geveze Selin olmaya çalıştım. 

Ay Işığı Ve ŞimsekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin