Onun hayatıma girişi, ezbere bildiğim her şeyin büyük bir depremle kocaman bir enkaza dönüşmesi gibiydi. Her şey yıkılmış, moloz yığınları beni ezmiş ve toz bulutları ciğerlerimi sararak bana işkence etmişti. Fakat ben, Selin Andaç, her şeye rağmen, ellerimi çizen paslı çivilere, üzerime durmadan devrilen tonlarca ağırlığa rağmen iyileştirilmesinin imkansız olduğu bütün bu yaralarla enkazın en tepesinde dikiliyordum.
Hiçbir şey beni ezememiş, dibe mahkum edememişti. Ayak bileklerime dolanan milyonlarca el vardı geçtiğim yolda beni dibe çeken, direndim, savaştım ve kazandım. Fakat zaferi göğüslediğim bütün bu savaşlara rağmen kara alaşımın içinde doğan, ruhunun en ufak zerresine kadar ona bulanan bir adam tek bir kelimesiyle beni hiç olmadığım kadar dibe gönderebiliyordu. Sonra ben tekrar savaşıyor yeni ve çok daha derin yaralarla eskisinden daha hırslı bir şekilde tırmanıyordum zafere giden o sarp yolları. Her dibe vuruşumda tekrar ve tekrar...
Benim için pes etmek diye bir şey yoktu. Ben, beni tek hamlede dibe gönderebilmiş o kelimelerin içine girebilmişken, onun kelimelerine dokunabilmişken, tek bir hücremi dahi olsun kara alaşıma bulayabilmişken pes etmek sadece şu an olduğumdan çok daha büyük bir mazoşistin içimde barındığını kabul etmek olurdu.
Oysa ben mazoşistten çok bir aşıktım.
Ben gerçek bir aşıktım.
Tekrar dibe, olduğumdan daha derine batacağımı bildiğim halde savaşıyordum. Her şeyin çok daha kötüye gideceğini bilmeme rağmen yanında kalmak için her şeyi yapıyordum. Ben onun tek bir sözcüğüne daha sığınabilmek için kendimden vazgeçiyordum.
Ve sonunda tekrar dibe vuruyordum. Ait olduğum yere dönmemin bazen tek bir bakış bile sürdüğü oluyordu.
Ama vazgeçmiyordum.
Biliyordum, üzerinde sadece birkaç saniye kalabildiğim o zirveden daha yukarısı yoktu benim için.
Biliyordum, ruhuna ulaşmak için açtığım bütün kapılar, yıktığım bütün duvarlar ve vazgeçtiğim bütün değerlerine rağmen biliyordum.
Benim ruhuna ulaşmaya çalıştığım bu adamın bir ruhu yoktu, artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Ve Şimsek
General FictionKırağı ve Ateş, yan karakterlerin hikayesi. Onun hayatıma girişi, ezbere bildiğim her şeyin büyük bir depremle kocaman bir enkaza dönüşmesi gibiydi. Her şey yıkılmış, moloz yığınları beni ezmiş ve toz bulutları ciğerlerimi sararak bana işkence etmiş...