d

344 48 21
                                        

"selam luke." calum luke'a el sallarken kolunun altındaki kese kağıdını düşmemesi için daha sıkı tuttu. fakat yuvarlanan elmalara engel olamamıştı. luke 2 tanesini havadayken tuttuktan sonra yere düşenleri toplamasında ona yardım etti. "teşekkürler." dedi calum ve açık kapıdan girerken ekledi. "sana bir şey mi oldu?" 

luke ona sorun etmemesini söylercesine omuz silkerken elinde kalan elmadan bir ısırık aldı. 

"pekala. geç gelme, biliyorsun, sonra ashton'ın dırdırını ben çekiyorum." luke buna sadece kafasını salladıktan sonra cebinden araba anahtarını çıkardı. birkaç sokak öteye park ettiği arabasına ilerledi. daha doğrusu abisinin eski arabasıydı. 

babası jack'in liseyi kazanması konusunda pek ümitli değildi ve ona eğer başarabilirse arabasını vereceğine dair söz vermişti. illegal işlerde üstüne olmayan ve zaten o yaşta bile sikik arabayı kullanmayı bilmesinden dolayı bu jack'in işine gelmişti. götü çıkana kadar çalışmıştı ama sonunda başarıp arabayı almıştı. büyük bir şey değildi; honda civic 2001 model. fakat jack için yeterliydi. gerçi lise ikide modellik yapmak için tokyo'ya kaçınca artık bu şey ona çöp geliyor gibi olmalıydı. luke da arabayı sidney'ye getirmişti. üniversiteye otobüsle gidip gelmek can sıkıcıydı.

koltuğa oturdu ve elini direksiyona koyup bir süre bekledi. ağlamak istiyordu fakat bir şey onu engelliyor gibiydi. ne zaman michael'ı düşünse içini büyük bir karamsarlık kaplıyordu ama bir türlü ağlayıp da ondan kurtulamıyordu.

derin bir iç çekip anahtarı kontağa yerleştirirken kalçasındaki telefonu titredi. bu yüzden arabayı çalıştırmadan önce telefonu cebinden çıkardı. 

mesaj michael'dandı.

titreyen parmaklarıyla bildirime dokunmaya çalışırken yıllar geçmiş gibi hissetmişti.

sorun yok. yakında yanında olacağım.

shut up luke + clemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin