j

236 37 9
                                    

ashton odanın içinde dönüp durmayı bir türlü bırakmıyordu. elindeki telefonu sanki hayati bir organıymış gibi vücuduna bastırmış, salonda ileri geri hareket etmeye devam ediyordu. "hadi, hadi, hadi..." diye mırıldandı tekrar ve ardından telefonuna yine baktı.

calum'u merak ediyordu ama gururundan arayamıyordu.

luke sırıttı ve önündeki muzlu yulaflı kurabiyeleri bitirdikten sonra ellerini silkeleyip ayağa kalktı ve televizyonun önüne oturdu. televizyonu açarken ashton'ın telefonunun sesini duydu.

ashton küçük bir çığlık attı ve az öncekinden biraz daha hızlı bir şekilde luke'un yanına gitti. "siktir luke, arıyor, arıyor. açmalı mıyım, ha? onu beklediğimi düşünür mü?"

zaten onu bekledin, aptal.

ashton bir süre daha bekledi ve derin nefesler aldı. "sesim seksi mi? çabuk söyle sesim seksi mi?"

bir çocuk gibi konuştuğun gerçeğini yıllardır kabullenemedin.

luke başını salladı.

ashton telefonu açtı ve sesini hafifçe kalınlaştırarak o tanıdık sevgi cümleleriyle dolu bir muhabbete başladı.

luke, ashton'ın muhtemelen daha önceden orada bıraktığı mısır kasesine uzandı ve ashton konuşmasını bitirene kadar hepsini yedi. yeniden patlatmak için çok üşengeçti.

kanalları tekrar tekrar gezdi fakat izlenecek bir şey yoktu. bu yüzden televizyonu kapattı ve duş almaya karar verip merdivenlere yöneldi. ashton koridorda duvara yaşlanmış görüşmesine devam ediyordu. "evet ben de seni seviyorum."

luke tam banyoya girecekken ashton yetişti ve telefonu eline tutuşturdu. "calum seninle görüşmek istiyormuş, erkek arkadaşımla ne tür bir anlaşma yaptın bilmiyorum ama gözlerini oyarım, bilmiş ol."

luke gülümsedi ve telefonu alıp kulağına götürdü. "luke, sen misin?" luke ses çıkarmadı ama calum zaten o olduğunu anlamıştı. "luke, bu önemli." sarışın çocuk bir süre calum'un karşı taraftaki nefeslerini dinledi ama heyecanlanmadan da edememişti.

"sanırım onu buldum. mike'ı buldum."

***

*perdeden kafasını uzatır* ta daaaa

shut up luke + clemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin