14

625 38 34
                                    

Frisk'ten

Sans ile yürüyüş parkına gittik. Biraz yürüdük. Yorulunca bir banka oturduk.

-NiceCream ister misin?

-Tabiki. Sans az ilerideki NiceCream dükkanına gitti. O gittikten sonra 3 kişi bana doğru yaklaştı. Etrafımı sardılar.

-Sen şu canavarların yere göğe sığdıramadığı insan olmalısın. Ne yalan söyleyeyim senin ırkının bizi buraya kapatmasına senden sonra inanamıyorum. He bu arada Sans'ı bırakıcaksın.

-E-efendim?! Asla onu bırakmam! Eli ile çenemi kavradı. Sonra kafamı kendi yüzüne sabitledi. Yüzüne tükürdüm.

-Tutun şunu!

-Sans! Yardım et! İmdat! Sans!

-Susturun şunu! Bir tanesi eli ile ağzımı kapattı.

Sans'tan

Satıcıya parayı uzatırken Frisk'in çığlıklarını duydum.

-Olamaz. Frisk! Hemen sıradan çıkıp Frisk'in yanına koştum. Kollarından tutmuş ve ağzını kapamışlardı.

-Kimse ona dokunamaz! Tek gözüm yine kapkaranlık olmuştu. Özelliğimi kullanarak Frisk'i tutanları duvara doğru attım.

-Ve sen... Sevgilimden de benden de uzak dur! Ellerim Edd'in boğazını sarmıştı. İstesem onu oracıkta öldürebilirdim. Ancak ben bir katil olamayacak kadar iyi bir iskelettim. Bu yüzden onu bırdaktım. Yere düştü. Nefesini düzenlemeye çalışıyordu.

-Bir daha gözüme gözükme! Ayağa kalktı ve yalpalayarak koştu. Frisk'e korkmuş gözlerle baktım.

-S-sana birşey y-yapmadılar de-değil mi?

-Ben iyiyim. Teşekkür ederim.

-A-Aman Ta-Tanrım! F-Frisk ko-kolun... koluna baktı.

-Sadece ufacık bir sıyrık o kadar. Bak Sans sakin ol. Otur şuraya ben iyiyim. Sakinleş. Evet işte böyle. Şimdi anlat bakalım seni nereden tanıyorlardı? Herşeyi ona anlattım. Lafım bitince bana sarıldı. Bende ona sarıldım.

-Sen benim için en değerli taştan bile değerlisin.

-Sans.

-Efendim?

-Diyorum ki sana yeni bir tarz yaratsak! Nasıl fikir ama?

-Bilmem ki...

-Lütfen desem.

-Düşünmem lazım.

-Öpücük versem.

-Anlaştık. Öpücüğümü alayım.

-Tipin değişsede huyun değişmez. Gel buraya seni şaşkın iskelet. Dudağımın olması gereken yere bir öpücük kondurdu.

-Haydi alışverişe!

*********************************
4 saattir alışveriş merkezindeyiz. Ellerimdeki torbalar 10'dan fazla.

-Yeter artık Frisk! Eve gidelim!

-Bak bu son! Şu kapşonlu hırkayıda alayım!

-Peki. Ama daha başka yok. Kafasını tamam anlamında salladı. Kasaya gidip ödemeyi yaptı. En sonunda alışveriş merkezinden çıktık.

********************************
Frisk'ten

-Çıkıyorum hazır mısın?

-Göster bütün hünerlerini Sansy! Kapı açıldı. Aman Tanrım! Çok tatlı olmuştu.

-Aman Tanrım! Bayıldım!

-Aman Tanrım! Bayıldım!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Çok yakışıklıydı. Ben üzerine ışık tutulmuş tavşan gibi Sans' ı izliyordum.

-Frisk... Frisk... Orada mısın?

-He. He! B-ben iyiyim! Kafamı kolunun arasına aldı ve elleri ile saçlarımı karıştırdı...

Ne  Zaman  Büyüdün?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin