Sans' tan
Frisk'in odasından garip sesler geliyordu. Saat gecenin 1'ydi. Uyandım ve uyuşuk uyuşuk onun odasına girdim. Yatakata bacaklarını ve kollarını içeri çekmiş yatıyordu. Garip sesler giderek artmıştı. Sonra onu gördüm. W.D. Gaster. Ama o burada ne arıyor? Tabi ya! Frisk'in ruhu!
-Frisk uyan! Çabuk uyan!
-S-Sans neler oluyor?
-Uyan ve arkama geç! Tehlikedesin. Hemde çok büyük! Yataktan kalkıp arkama fırladı.
-Nerdeysen çık Gaster! Ama şunu bil ki Frisk'i asla sana vermem! Sinirden kudurmuştum. Gaster saklandığı yerden çıktı.
-Merhaba Sans. Uzun süredir görüşemedik.
-Bak Gaster! Bizden uzak dur ailemden arkadaşlarımdan herkesten! Özellikle Frisk'ten! Anladın mı beni?
Frisk'ten
Sans öfkeden çıldırmıştı. Yine tek gözü kararmıştı. Bu onu daha korkunç yapıyordu. Oda karanlıktı. Sadece camdan süzülen bir ışık odayı aydınlatıyordu. Sans bağırıyordu. Ben ise korkudan ağlıyor ve onun koluna daha sıkı sarılıyordum. Sans sonunda sakinleşmişti. Bana döndü. Ağlamaktan kızarmış gözlerime baktı.
-Ağlama Frisk. Korkacak birşey yok. Şimdi kolumu geri alabilir miyim? Kafamı olumsuz anlamda salladım.
-Peki o zaman. Sana bir zarar gelmemesi için seninle yatıcam sorun olur mu?
-Olmaz. Neden bilmiyorum ama Sans' ın yanında kendimi güvende ve huzurlu hissediyorum. Birde açıklayamadığım bir duygu...
Sans' tan
İçeriden yastığımı alıp geldim. Frisk hemen yatıp uyumuştu. Ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyodum ama ben... Ben ondan çok hoşlanıyordum. O bir yana dünya bir yanaydı. Yatağın kenarına oturdum. Saçlarıyla oynamaya başladım. Uyurken bir meleği andırıyordu.
-Seni seviyorum insan Frisk. Hemde çok. Fısıltıyla söylemiştim bunları. Acaba duymuş muydu? Duymamasını ümid edip uyudum. Ertesi gün uyandığımda bana dönük bir şekilde olduğunu gördüm. Aramızda 1-2 santim vardı. Yüzüm yine masmavi olmuştu. O da yavaş yavaş uyanmaya başladı.
-Günaydın kararlılık küpü.
-Günaydın tembel kemik. Görüyorum ki masmavi olmuşsun. Aha yakalandım.
-Ş-şey... Yani Şey... kıkırdadı.
-Neyse. Hadi kalk uyuşuk. Yataktan kalktım.
-Bugün ne yapmak istersin?
-Önce odadan çıkmanı.
-Neden?
-Üstümü giyineceğim hani şapşik.
-Ow! Pardon. İstersen benimkilerden giyinebilirsin.
-Saol Sans. Sen harikasın. Yanağıma bir öpücük koydu. Sonra kapıyı kapadı. Kapının önünde beklemeye başladım. Duvara yaslandım. Kapı açıldı. İlk olarak Frisk'in kafası çıktı.
-Hazır mısın?
-Hadi çık bakalım. Odadan çıktı. Benim kıyafetlerimden giyinmişti. Cidden harikaydı.
-Sans! Frisk! Kahvaltıya! Bugün size krep yaptım.
-Geliyoruz Pap. Çabuk olalım yoksa hevesini kıracağız.
-Hadi o zaman. Kahvaltı masasına gittik. Yemek yedik ve dışarıya gezmeye çıktık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Zaman Büyüdün?
CasualeFrisk her doğum günü yeraltı dünyasına inerdi. Bu yıl farklıydı. Çünkü 18 yaşına girmişti...