Sans' tan
Artık bu yataktan kalkmak istiyorum. Ama Frisk buna izin vermiyordu. Ketçabımı bitirdim.
-Frisk ben burada çok sıkılıyorum.
-Hmm... Gel hadi bir yarışma yapalım!
-Nasıl bir yarışma bu?
-Kimin dili daha uzun yarışması. İlk ben! Dilini çıkardı. Pembe ve küçük bir dili vardı.
-Sıra bende! Dilimi çıkardım. Dilim maviydi evet. Bana şaşkın şaşkın baktı.
-Sen kazandın. Vay be ne kadar tuhaf bir dilin varmış. Mavi ve parlak. Dilimi ellemeye başladı.
-Şimdi o dili geri yerine sokalım bence. Dilimi geri içeri çektim.
-Sans. Kafasını göğüsüme koydu. Bende saçları ile uğraşmaya başladım.
-Efendim.
-Ben seni yanında kendimi güvende ve huzurlu hissediyorum. Neden?
-Bilmem. Bunu kendine sormalısın.
-Birde açıklayamadığım bir his. Sen bana yaklaşınca hem kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyor hem de kalbime bir rahatlama iniyor. Senin yanında bir anda saçmalamaya başlıyorum. Sana arkadaşım diyince içim bir huzursuz oluyor.
-Hmm... Buna sanırım aşk deniyor.
-Yani ben sana aşık mıyım?
-Öyle görünüyor. Şey... Madem gerçekleri konuşuyoruz...B-ben...Ben senden hoşlanıyorum!
-B-ben... Ne diyeceğimi bi-bilmiyorum Sans.
-Benimle çıkar mısın? Yanakları kızarmaya başladı. Kafasını göğüsümden kaldırdı.
-S-Sans... Tabiki evet! Evet! Bana sarıldı.
-Hey kiddo kemiklerimi kıracaksın!
-Pardon.
-Hadi biraz dışarı çıkalım.
-Ama sen...
-Ben iyiyim. Sen merak etme. Kemiklerim dinlendi ve daha iyiler şuan.
-Tamam o zaman.
-Ben çıkayım sen üstünü değiş. Odadan dışarı çıktım. Duvara yaslandım. Kapı açılınca Papyrus gibi giyinmiş olduğunu gördüm.
Ağzım açık kalmıştı. Cidden çok güzel olmuştu.
-Aman Tanrım. Çok güzelsin.
-Teşekkürler. Şey hani geçen yıl Toriel bir kolye hediye etmişti ve bir özelliği var demişti...
-Evet.
-Artık bende Gaster Blaster'lara sahibim. Ama kontrol edemiyorum.
-Harika. O zaman başlayalım.
-Neye?
-Eğtime şaşkın.
*********************************
Frisk'tenNeredeyse bütün gün Sans bana antreman yaptırdı.
-Sans yeter artık çok yoruldum!
-Son birkez daha dene.
-İyi. Parmaklarımı şıklattım. Başardım!
-Başardım! Sans yaptım! Sans' ın üstüne atladım. Tabi bir anda atladığım için yere düştük. Aramızda santimler vardı.
-Saol Sans.
-Rica ederim. Dur! Ama benim dudağım yok.
-Sorun olur mu?
-Sanırım olmaz. Sonra ona küçük bir öpücük verdim. İkimizde ayağa kalktık. Sans yine masmavi olmuştu.
-Hadi gidelim Romeo! Parmaklarımı şıklattım. Gaster Blaster'ıma bindim. O da aynısını yaptı. Onunkinin aksine benimki pembeydi ve ağzından gökkuşağı fırlatıyordu.
-Eve kadar yarışalım mı?
-Ben gittim bile!
-Hey! Haksızlık! Frisk!...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Zaman Büyüdün?
De TodoFrisk her doğum günü yeraltı dünyasına inerdi. Bu yıl farklıydı. Çünkü 18 yaşına girmişti...