ACEMİ VAMPİR

20~Masal'ın Bulduğu Büyü~

"Operasyona" dedim ve odanın kapısına doğru yöneldim.

Clory ısrarla arkamdan geldi. "HEY bende gelmek istiyorum"

BU kız kendini ne sanıyor. Aniden durdum.

"Masal buraya gelir misin?" diye bağırdım. Clory masal kim der gibi bana bakıyordu.

2-3 saniye sonra masal odada belirdi. Her zaman ki gibi üşengeçlik yapıp kapıdan yürüyerek değil büyü ile gelmişti.

"Masal bu kıza bir şey yap 24 saat boyunca konuşmasın" dedim.

Masal ne istediğimi gayet anlamış gibi bakıyordu. Ama Clory şaşkınlıkla bana bakıp dalmıştı.

"Şaka yapıyo...." derken birden sesi kesildi. İçimden ağız dolusu gülmek gelsede Dolunay ortada yokken bunu yapamazdım.

Clory boğazını tutup konuşmaya çalışırken.

"Masal şu kızı bir yere koy peşime takılmasın. Madem evine gitmek istemiyor nezarete felan koy ayak altında çok dolaşıyor."

"Tamam o bende" dedi ve arkamı döndüm tam gidecekken telefonumun masanın üzerinde unuttuğumu hatırladım.

3 saniye bile geçmeden arkamı tekrar döndüm. Masal ve Clory çoktan kaybolmuştu. Ben şu büyü işlerine alışamıyorum. Daha 3 saniye önce buradalardı.

Her neyse masaya ilerleyip telefonumu aldım. Garaja gidip motoruma atladım. Summer in bana mesaj olarak attığı adrese göz gezdirip motoru çalıştırdım.

-------------------------------------

Arka sokaklarda bir mekana gelmiştik. Kuş uçmaz, kervan geçmez sözü tam olarak bu sokak için yazılmış olmalıydı.

Etrafa göz gezdirdiğimde bizim ekipten Su (olay yeri inceleme uzmanı) geride operasyon sonrası mekanı incelemek için bekliyordu, Bob (keskin nişancı) çoktan yerini almıştı, Thomas (kulağı kesik) ve Summer önlerde elinde silah beni bekliyordu.

Motorun kasasından operasyonlar için tasarlanmış özel çelik yeleğimi giydim ve Onlara doğru yaklaştım.

"Prens içeriye yeni girdiler. Alışverişin olmasını bekleyelim mi? Yoksa..." derken sözünü kestim.

Belimden silahımı çıkardım ve "Yemişim alışverişini Summer hemen giriyoruz" dedim.

Öne doğru adım atarken Thomas arkadakilere işaret ediyordu giriyoruz anlamda.

Kapıya bir tekme attım ve kapının yere yıkılmasını izledim. Kapının yere yıkılması ile içeridekiler kapıya doğru baktı.

Hızlı adımlarla kapının üzerine basarak içeriye girdim ve bir kolunun arkasına geçtim. Ardımdan Summer ve Thomas dahil 7-8 kişi içeriye hızlı adımlarla girdi.

Ve çatışma başladı. Ardı ardına kurşun sesleri doluyordu kulağıma. Ben daha tek bir mermi bile atmamıştım. Bu tarz durumlarda tek tek kurşun atmayı sevmezdim.

Ben tek başıma çatışmıyordum. Yanımda arkadaşlarım vardı ve onların birine bile zarar gelmesini istemiyordum. Karşıda ki Summer'e işaret ettim.

"Beni koru"

Tamam anlamında kafasını salladı. Saklandığım kolunun arkasından çıktım ve ardı ardına ateş ederek bir diğer kolunun arkasına geçtim.

Yanlız bir kurşunun sol koltuk altımdan geçtiğini hissettim. Ama vurulmamıştım. Aksine sıktığım 13 kurşunun 8'i isabet gelmişti.

Kimisine 2-3 kurşun gelmişti ve 5 kişi yaralamıştım.