Bölüm 26

30.3K 1.1K 69
                                    

Herkese Günaydın,

Uzuunnn bir bölümle karşınızdayım. İnşAllah beğenirsiniz diyorum.

Gelelim ithafa; Bu bölümü kız kardeşlerim Fadime Ve Rabia 'ya armağan ediyorum. İkinizi de çok seviyorum. İyi hayatımdasınız. Ne zaman bir sıkıntım bir işim olsa yardımıma koştunuz. En mutlu günlerimde mutluluğumu paylaştınız. Aramızdaki bu kardeşlik İnşAllah sonsuza kadar sürer. Fadiğim, Kıvırcığım sizi çok seviyorum.

Bu kadar konuşma yeter hemen bölüm geçelim.

Keyifli Okumalar

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

26.BÖLÜM

Bu çocuğun burada ne işi var? Ve en önemlisi evi mi nereden biliyor?

Şuan o kadar şaşkındım ki ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Sonunda kafamda cümlemi kurdum ve konuşmaya başladım.

"Sizin burada ne işiniz var? Dahası siz benim evimi nereden biliyorsunuz?"

Ah İnci soru mu bu? Besbelli seni takip etmiş. Allah'ım peşimde aşık bir sapığım eksikti, o da oldu tam oldu. Çok teşekkür ederim.

"Yoksa siz beni takip mi ettiniz? Cevap versenize!!"

Karşımda duran genc adam tek bir mimiğini bile oynatmadı. Ne bir telaş ne de bir korku belirtisi vardı. Bostan korkuluğu gibi karşımda duruyordu. Sonunda bana elini uzattı ve konuşmaya başladı.

"Merhaba, İnci Hanım. Ben Tuna Çetinkaya. "

"Bu sorularımın cevabı değil."

"İnci Hanım burada bulunmamın sebebi Eda ve evet, sizi takip ettim."

O kadar rahat konuşuyordu ki sanki kırk yıllık arkadaştık. Pişkin herif!

"Ve bunu bu kadar rahat söyleyebiliyorsunuz. Yaptığınız şeyin yanlış olduğunun farkında mısınız?"

"Evet ama başka çarem yoktu. Eda için her şeyi yaparım. Sizden ricam beni dinlemeniz ve yardım etmeniz."

"Bu ne küstahlık! Bu ne rahatlık! Özür dileyeceğiniz yerde, dediğiniz şeye bakın. Bakın Tuna Bey sizi dinlemeyeceğim ve bir yardımda bulunmayacağım. Lütfen bir daha karşıma çıkmayın. Yoksa sonu çok kötü olur. Sevgilim bir avukat ve bu olanları duysa ya hastanede ya da kodeste olurdunuz. İyi günler!"

Kapıyı suratına kapattım. Hayret bir şey ya. Manyak herif beni takip etmiş miş ve onu dinleyip yardım etmemi istiyor muş. Oldu anam başka bir isteğin. Of Eda nereden buldun sen bu manyağı!

Mutfağa gittim ve bir bardak su içtim. Beş dakika önce korkudan titreyen ellerim şimdi sinirden titriyordu.
Suyumu içtikten sonra kapıya gittim. Kapının deliğinden baktım. Kimse yoktu. Bu demek oluyor ki gitmiş. Şükür!

Telefonu elime aldım. Eda'yı aradım. İlk çalışta açtı.

"Neredesin sen?"

"Eve gidiyorum, abla. Noldu?"

"Eda seninle acil konuşmam gerek. Ablanla her zaman gittiğimiz Yeşil kafeye geliyorsun."

Cevabını duymadan telefonu kapattım. Eda'yı kendi kardeşimden bile çok severim. Onun başına bir şey gelsin istemem. Bu tarz adamlarla muhatap olmasını istemiyorum. Bu yüzden biran önce onunla konuşmalıydım. Böyle adamlar tehlikeli olurdu. Çantamı aldım ve evden çıktım.
****
Kafeye ilk ben gelmiştim. On dakika sonrada Eda geldi. İlk önce siparişlerimizi verdik. Siparişlerimiz gelince konuşmaya başladım.

İNCİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin