Bilinmeyen numara: o nasıl bir elbise Faith
Faith: güzel
Faith: seviyorum bu elbisemi
Faith: çiçekli falan ya hoşuma gidiyor
Bilinmeyen numara: o manada demedim boyuna dikkat ettin mi alırken
Faith: he hayır hediye geldi
Bilinmeyen numara: çok kısa
Bilinmeyen numara: gerek yok o kadar kısaya
Faith: bencede ama napayım giymek istedim
Okulun bahçesinde toplasan 10 kişi vardı ve bu beni çok mutlu etmişti. Hiç biri benimle ilgilenmiyordu ve bende rahatça hareket edebiliyordum.
Uzun süre okuduğum kitabı çantama koydum ve elimde duran anahtarlığımı çantama astım. Ayağa kalkıp okula doğru ilerlediğim sırada anahtarlığımdan ses geldi. Arkamı döndüğümde Justin elinde anahtarlığım ile bana bakıyordu.
"Senden düştü."
Ne diyeceğimi bilemediğim için elinden aldım ve arkamı döndüm.
Bir dakika! Niye dönmüştüm? Çocuk centilmenlik yapmıştı.
Tekrardan ona döndüm ve kısık bir sesle, "Teşekkür ederim," diyebildim.
Gülümseyerek bana baktığında ilk buna inanamadım. Justin'e neler oluyordu? Onu orada bıraktım ve hemen elime telefonu aldım.
Faith: bu Justin'de bir haller var
Bilinmeyen numara: niye
Faith: ondan beklemediğim hareketleri yapıyor
Bilinmeyen numara: belkide Justin aslında düşündüğün biri değildir, ne dersin?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
texting // jb
Fanfiction"Zorsun Faith, ben bu zorlukları yenmek için buradayım. Benim için ne iş yaptığının önemi yok, şu sol tarafında atan bir kalp var ya; işte onun önemi var."