otuz

2.2K 142 96
                                    

gnash: i hate u, i love u

-

Onu göremiyordum, ona sarılamıyordum ve en en önemlisi ona ulaşamıyordum. Ne olursa olsun benden nefret ettiğinin farkındaydım. Bunun sebebini öğrenmek istiyordum en azından bir kere olsun.

Kantinde otururken sürekli etrafa bakıp onu görmeye çalışıyordum. Yanına gitmeyecektim, beni istemediğini açıkça belli etmişti zaten. O sırada masama tanımadığım bir çocuk oturdu.

"Pardon sormadan oturdum ama soluklanmam gerekiyordu."

Kafamı iki yana salladım ve etrafa bakmaya devam ettim.

"Okulda yeni misin?"

Çocuğa döndüğümde onada başımı salladım.

"Seni ilk defa görüyorum."

"Bende seni," diyerek kitabımı elime aldım.

"Seninle tanışmak isterim," dediğinde tek kaşımı kaldırdım. Ne kadar rahattı.

"Gerek var mı?"

Sorum üzerine gülümsedi.

"Zor birisin."

Gözlerimi devirdim ve masadan kalktım.

"Bari ismini söyleseydin," dedi ve güldü.

"Peki buna gerek var mı?"

"Neyse Faith, zaten biliyorum."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken çocuğun koluna kitabımla vurdum.

"İnsanları kandırmak hoşuna mı gidiyor?"

"Hayır, sadece arkadaş olmaya çalışıyorum. Bir kaç gündür gözlemlediğim üzere çok üzgünsün. Sürekli kitap okuyorsun ama anlamadığının farkındayım. Birini bekliyor gibisin."

Gözlerimi ondan kaçırdım. Sahi o kadar belli oluyor muydu onu beklediğim?

"Bu konuları konuşmasak daha iyi," diyerek konuyu kapadım.

"O zaman resmi bir tanışma yapalım," dedi ve elini uzattı. Bu hareketi gülümsememe sebep olurken bende elimi uzattım.

"Scott."

"Faith."

Elimi geri çektiğimde elimi salladım ve arkamı döndüm. Belkide iyi arkadaş olabilirdik. Arkamı döndüğümde Justin'in kantinin diğer köşesinde Emma ile elele tutuşurken bana baktığını gördüm.

Gözlerimin aniden dolmasına lanet okudum. Güçsüz olmaktan nefret ediyordum. Çenem titredi ama ona bakmaya devam ettim. O ise bir süre sonra kafasını çevirdi. Onu özlemiştim.

Kantinden çıktığım gibi ağlamaya başladım. Kızlar tuvaletinde kabine girip kilitledim. Telefonum bildirim sesi ile titrerken bulanık görmeme rağmen mesajın Justin'den gelmesi beni heyecanlandırmıştı; çünkü salaktım.

Justin: ağlama

Faith: sanane

Justin: ağlama Faith

Justin: oraya gelirim

Faith: benden uzak dur

Justin: yapma

Faith: ne yapma ya ne yapma

Faith: beni yalnız başıma bırakıp gittin

Faith: ve eminim ki artık benden nefret ediyorsun

Faith: en çok acıtan da bu ya zaten

Justin: senden nefret etmiyorum

Justin: böyle olması gerekiyordu

Justin: ve oldu

Justin: sorgulama lütfen

Faith: bak ne yap biliyor musun

Faith: siktir git

şş ayıp

yorum istiyorum:(

texting // jb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin