Harshkar

188 41 17
                                    

Sabah erken kalkmak Gerald'ın yabancı olduğu bir durum değildi. Her gün güneş doğduğunda uyanmış olurdu çünkü işe geç kalmak istemiyordu. Harshkar'ın eskiden Gerald yaşlarında oğulları olduğu için Harshkar Gerald'ı çocuğu gibi görüyordu ve ona çok iyi davranıyordu. Gerald da Harshkar'ı herkesten çok daha fazla seviyordu zaten.

 Harshkar dışarıdan bakıldığında sert bir insan gibi görünse de bu onun çektiği acılardan dolayı oluşan bir durumdu. Harshkar iki oğlunu ve karısını yıllar önce haydut baskınında sonsuzluğa uğurladı. O zamanlar sadece babasının yaptığı malları satan bir tüccardı ama baskın sırasında kasabada olmadığı için kendini asla affetmedi. O günden sonra kasabadan bir daha ayrılmamaya yemin etti ve babasının yanında çalışmaya başladı. Babası Harshkar'a öğretebileceği her şeyi öğretti. Harshkar çoğu demirciye göre çok hızlı öğreniyordu ve diğerlerinin aksine yaptığı işin hakkını veriyordu. Yaptığı zırhlarda ve kılıçlara ufak işlemeler katarak kendi imzasını atıyordu. Kısa bir zaman sonra babası amansız bir hastalığa yakalandı ve babasını da kaybetti, artık yalnızdı. Tutunabilecek hiçbir dalı, mutluluğunu paylaşacak kimsesi kalmamıştı bu yüzden kendini işine adadı.

 Çok geçmeden yaptığı kılıçların zarifliği kalkanların işlemleriyle ün saldı ve dükkanını da büyüttü ama o kadar çok iş vardı ki tek başına yetişemeyecek kadar meşguldü. Tam o anda karşısına Gerald çıktı. Normalde tecrübesiz birini almayı düşünmüyordu ama Gerald, büyük oğlu Andy'e çok benziyordu bu yüzden ona her şeyi en baştan öğretebileceğini düşünerek işe aldı. Birkaç ay boyuca Gerald çok zorlansa da sonradan işi kavrayınca kendini hızla geliştirdi. Gerald ve Harshkar'ın arasındaki bağ inanılmazdı ve Harshkar, Gerald ile çalışmaktan çok mutluydu. Ta ki büyük gün gelip çatana kadar...

Bu günden sonra Harshkar yalnızlığın onu tekrar sarmalayacağının farkındaydı ama Gerald'dan da hayalinden vazgeçmesini isteyemezdi. Harshkar kafasını dağıtmak için kendini tekrar işine verdi. Ama bu sefer satmak için değil, hediye etmek için dövecekti demiri. Tüm gece boyunca uğraştı ve uzun zamandır üzerinde çalıştığı kılıcı bitirdi. Bu kılıç şu ana kadar yaptıkları arasında en iyisiydi. Kağıttan daha ince, fırlatma bıçakları kadar dengeli, deri kabzalı kılıç Gerald'ın taşıyabileceğinden daha ağır da değildi.

 Güneş doğduğunda kılıcı kınına koyup Gerald'ın evine doğru yola çıktı. Gerald'ın anneannesi Vanessa otururken masmavi duvarları olan, yemyeşil ağaçların arasındaki evin son hali içler acısıydı. Artık o güzel evin yerinde boyası solmuş,yıkık dökük, harabe gibi bir ev duruyordu. Eve yaklaşırken eski halini hatırlayıp hüzünle gülümsedi  ama Gerald'ın babası Chris'in sesini duyunca yüzündeki gülümseme aniden silindi. Chris bugün geç gelmişti ve Gerald'ı çantayla görünce bir terslik olduğunu anlamıştı. Adam sarhoştu ama salak değildi. Şimdi de Gerald'a bağırıyor, küfürler savuruyordu. Gerald'ın acıyla inlemeleri de duyuluyordu ve dayak yediğini anlamak için medyum olmaya gerek yoktu. Kendi çocukları da orduya katılmak istiyordu ama hayalleri birkaç haydut tarafından yok edilmişti. Başka bir çocuğun daha hayallerinin yok edilmesine gözlerini yumamayacağını fark etti.  Kapıya sertçe vurmaya başladı. Ellilerinin sonunda olmasına rağmen çoğu gençten daha kuvvetliydi. Çok uzun zamandır eve bakım yapılmadığı için böcekler eve çok zarar vermişti eğer Harshkar biraz daha sert vurursa kapının kırılacağına şüphe yoktu.

 Gerald'ın babası Chris kapıyı açtığında "Sen bu işe karışma ihtiyar" diyerek demircinin üzerine yürüdü. Ama Harshkar'ın kılıcını fark etmemişti. Harshkar kılıcı kınından çıkardığında sarhoş adam korkuyla geriye sendeledi. Harshkar kılıcı Chris'e doğrultarak bağırdı: "Gerald ! Hadi çabuk ol geç kalıyorsun." diye seslendi. Gerald şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde babasının korku dolu gözlerine baktı. Gözleri ağlamaktan şişmiş, kolunda ve yüzünde morluklar oluşmuştu. Sarhoş adam demircinin dikkatinin dağılmasını fırsat bilerek yanındaki masanın kırık bacağını alıp kılıcın düz tarafına vurarak kılıcın düşmesini sağladı ve elindeki masa bacağını demircinin kafasına doğru salladı. Demirci son anda eğilip yerden kılıcı aldı ve kabzasıyla Chris'in ensesine tüm gücüyle vurdu. Sarhoş adam içkinin de verdiği uyuşukluk sayesinde anında bayıldı.

 Gerald sonunda öne çıkarak Harshkar'a sarıldı ve "Sana minnettarım usta. Bugüne kadar benim için yaptığın her şey için, her zaman bana iyi davrandığın için çok teşekkür ederim." diyerek ağlamaya başladı. Annesinden sonra en çok özleyeceği insan Harshkar'dı. Bir kızdan hoşlandığında ona anlatmış, haksızlığa uğradığında ondan yardım istemişti. Harshkar bazen Gerald'ın arkadaşı, bazen babası, bazen de abisi oluyordu. Ama artık gitme zamanı gelmişti. Harshkar kılıcı kınına koydu ve Gerald'a "Hadi oğlum geç kalacaksın. Kendine iyi bak. Sen çok iyi bir asker olacaksın. Bu kılıcı senin için yaptım. Hayatın boyunca seni tehlikelerden korusun." dedi. Gerald kılıca hayranlıkla baktı, kılıcı ustasından aldı ve ağlayarak sarıldı. Yaşlı demircinin de gözleri dolmuştu. Gerald'ın görmesini istemediği için kafasını salladı ve Gerald çantasını kaptığı gibi koşmaya başladı. Koşarken gözlerini sildi. Yeni bir hayata ilk adımını atıyordu. Şuanda üzülemezdi. Adım attığı yerin uçurum mu yoksa dağın zirvesi mi olduğunu kendi kararları belirleyecekti. Gerald umutluydu. Adımının dağın zirvesine doğru olduğunu umarak koşmaya devam etti.

Sessiz KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin