Mesaj

78 18 15
                                    




Dar koridorda yavaş yavaş ilerlerken meşalelerin sıcaklığını omzunda hissetti Gerald. Güvende olmanın da verdiği bir rahatlamayla acele etmeye gerek olmadığını düşündü. Şimdi gidecek, yetkiliyle konuşacak, sonra da yatakhaneye gidip sonunda güzel bir uyku çekecekti.



Sağa döndüler ve uyumamak için bir ileri bir geri dönüp duran askerle karşı karşıya geldiler. Gözlerinin altı mosmordu ve koyu kahverengi gözleriyle garip bir uyum yakalamıştı. Omuzlarının düşüklüğüne ve üstünde olması gereken kılıcının masada durmasına bakılırsa uzun zamandır nöbet tutuyordu.



Çocukları gördüğünde sonunda bir şeyler olduğuna sevindi ama tüm grupların gelmiş olmasına rağmen bu iki çocuğun burada ne yaptığını anlamadı. Kafasını yana eğip "Siz kimsiniz ?" diye sordu. Kuşkucu bakışları hala onların üstündeyken bir grubun kayıp dediği üç çocuk geldi aklına. Yine de sessizliğini korudu ve çocukların cevabını bekledi.



"Drozen grubuyla geliyorduk ama grubumuz saldırıya uğradı. Listede ismimiz olması gerek. Gerald ve Alyssa." dedi Gerald.

Asker masanın altındaki listeleri karıştırmaya başladı. Dördüncü denemesinde doğru listeyi buldu ve isimleri aramaya başladı. Nota göre grup geç gelmişti ve gelirken haydut saldırısına uğramıştı ama sadece üç çocuk gelmemişti; Brianna, Gerald ve Alyssa. Görünüşe göre Brianna onlarla birlikte değildi. Hikayelerini onlardan dinlemek istedi.

"Siz neden diğerleriyle birlikte değildiniz ? Brianna nerede ?"

Alyssa adam Brianna'yı sorunca dudaklarını birbirine bastırıp yutkundu ve Gerald daha ağzını açamadan başlarından geçenleri anlatmaya başladı.

"Haydut baskınında Gerald bayıldığı için o uyanana kadar Brianna ile beklemiştik. Gerald uyandıktan sonra tam yola çıkmaya hazırlanıyorduk ki öldürdüğümüz haydutların arkasından bir grup daha geldi ama tek başımıza olduğumuz için kaçmak zorunda kaldık. Kaçarken benim ayağım takıldı ve düştüm. Brianna ve Gerald bana yardıma geldiler...."

Gerald, kızın "benim ayağım takıldı ve düştüm. Brianna beni kurtarabilmek için haydutla savaştı ama ne yazıkki haydut onu kolayca öldürdü." dediğini duyunca istemsizce "hea ?" dedi. Alyssa dönüp sert bir bakış atınca susması gerektiğini anladı. Brianna'nın kahraman olarak öldüğünü düşünmesini istiyordu insanların, günah keçisi olarak değil.

".... sonra haydutlar tamamen boşaltılmış küçük bir köy gibi bir yere götürdüler bizi. Orada da fiziksel ve ruhsal işkenceye devam ettiler. Orada birkaç gün geçirdikten sonra Drozen'a götürdüler bizi. Gerald haydutun kardeşini öldürdüğünden dolayı adam intikam almaya çalışıyordu. Drozen'da Gerald'ın annesi, babası, babasının arkadaşları ve ustasının bizim için kendilerini feda etmesiyle kaçmayı başardık. Köye gelirken haydutların getirdiği atlardan iki tanesine bindik ve biraz arayı açabilmek için gece yolculuk yaptık. Ormanda geceleri yolculuk yapmak pek de akıl karı olmadığı için uyuduk. Atları bağlayabilecek bir ipimiz olmadığı için atlar gece kaçtı. Biraz yürüdükten sonra bir kafileye rastladık. At arabalarından yeşil olanına binmemizi istediler. Arabanın içinde bize işkence eden haydut ve bir de kısa boylu adam vardı. Biz arabaya bindikten kısa bir süre sonra uyuduk ve uyandığımızda araba resmen kan gölüydü. Biz de haydutun o haydut olduğunu uyanınca farkettik zaten. Adam önceden haydutun yanında beklemesi gereken askeri bağlıyıp arka taraftaki yük arabasına koymuş. Neyse, sonra da buraya geldik. Her şeyi anlattığımıza göre artık yatakhanelere geçebilir miyiz ? Gerçekten çok yorgunuz."

Gerald Alyssa'nın da Fridwolf'dan bahsetmemesinden memnun oldu. Adamın adı yada bir çeşit anahtar kelime falan olabileceğini düşünüyordu. Neden onu bu kadar korumak istediğini bilmese de sadece içindeki sese güveniyordu.

Asker, Alyssa olayları anlatırken hiç ses çıkarmadan dikkatle dinledi. Normal bir insanın bu kadar kısa sürede amaçları uğruna tekrar ayağa kalkamayacağı kadar çok acı yaşadıklarını düşündü. Bu sefer şefkatle kafa salladı. "Ben işlemlerinizi halleder, geç kalma nedeninizi yazarım. Siz şu koridorun sonuna kadar yürüyün, yatakhaneleri gösteren levhayı görürsünüz. İyi geceler."

"Teşekkür ederiz, iyi geceler."


Uzun koridorun bitiminde yol ayrımına geldiklerinde ikisi de birbirlerine baktılar. Gerald "İyi geceler." diyordu ki kız Gerald'ın lafını bitirmesini beklemeden sarıldı. Normal bir sarılma değildi bu; bir annenin çocuğuna veda etmesi gibi, son kez sarılıyormuş gibi sarıldı. Gerald omzundaki ıslaklığı hissettiğinde kızın ağladığını anladı. Gözlerini kapattı, kısa zamanda nasıl bu kadar bağlanmıştı ? O kadar çok şey yaşamışlardı ki beraber, asırlardır birlikteydiler sanki. Onun da gözünden bir damla yaş süzülürken kollarını gevşetti. Alyssa da yavaş yavaş bırakırken yaşlı gözlerle çocuğa gülümsedi ve "İyi geceler." dedi.

Alyssa yatakhaneye giderken uzun zamandır hissetmediği kadar yalnız hissetti kendini. Daha on saniye önce yanında olmasına rağmen Gerald'ın yanında olmamasının verdiği huzursuzluk hissi içini kaplıyordu. Gerald'ın yanındayken onu teselli etmek için kendi kederinin üstünü örtmüştü ama artık onlar da gün yüzüne çıkıyordu. Kapıdan içeri girdiğinde Drozen yazan yatağa gitti. Brianna burada olsaydı şimdi onun olacak olan yatağa baktı. Kendi yatağına yatıp yastığa gömdü yüzünü ve ağlamaya başladı.



Hayattan tüm bağlarını koparmış bir şekilde ağlarken bir vızıltı odadaki sessizliği böldü. Kafasını kaldırdığında yatağının karşısındaki duvara saplanmış oku gördü. Hemen pencereden dışarıya baktı ama kimseyi göremedi. Korka korka ayağa kalktı ve diğerlerini uyandırmamak için yavaş adımlarla oka doğru gitti. Geceden daha siyah bir ok, karanlığın içinde duvara saplanmış duruyordu. Oku çıkarınca yere bir şeyin düştüğünü fark etti. Siyah kağıdı eline aldı ama ne yazdığını göremedi. Pencerenin önüne geçti ve içeriye sızan ay ışığı sayesinde yazılanları okuyabildi.

Onunla yakın olmaya devam edersen, ölür.
Bu mesajdan söz edersen, ölür.

Onu uzaktan koruyacak, arkasındaki gözü olacaksın.
Sandığın kadar güvenli bir yerde değilsin.

Fridwolf

Sessiz KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin